"Ya lütfen diyordum gelseniz ne olur sanki? Tek başıma mı gideyim. Zaten uzun zamandır beraber dışarı çıkmadık."
Enes'in yavru köpek bakışlarını atmasına Yıldız yumuşasa da Deniz duvar gibi olan ifadesini bozmuyordu. Ama içinden içinden onun bu haliyle eğleniyordu.
"Kardeşim anlamıyor musun? Gerek yok oraya gitmemize. Önemli birisi bile değil."
Okullarından bir kızın doğum günü partisine gitmek için verdiği çaba zaman geçtikçe umutsuzluğa düşüyordu.
"Bir sürü yakışıklı çocuk olur orada Yıldız tekrar düşün." Yıldız elini çenesine koyup düşünür gibi yaptıktan sonra meşhur gamzeli sırıtışını takınmıştı.
"Düşündüm. Hala gerek yokmuş."
"Neden bu kadar kötüsünüz!? Ben hediyemi bile almıştım."
Deniz umursamazca omuz silktiğinde Enes yüzünü daha da buruşturdu.
"Bu işi bende böyle çözmek istemezdim ama... beni affedin"
Enes sinsi planını çoktan hayata geçirmişken kızların hiçbir şeyden haberleri yoktu.
"Ne diyorsun?"
Bu kez buruşuk çenesinin yerini şirin bir gülümseme aldığında kimse daha fazla uğraşmak istemedi. Telefonuna gelen mesaja alttan bir bakış atıp sırıtmasını genişlettiğinde bile Yıldız onu umursamamıştı.
*
"Anneme mesaj atmış olduğuna inanamıyorum!"
Enes kızların annesine, Şeyma Hanım'a mesaj atmış parti olacağını haber vermişti. Şeyma Hanım da kızların uzun zamandır sosyalleşmemesinden rahatsız olduğu için gitmeye kızları zorlamıştı. Sonuç olarak Enes'in istediği olmuştu.
"Deniz, Yıldız. Aynı hatayı yapmayacağınıza güvendiğim için sizi partiye gönderiyorum tamam mı? Benim için değil kendiniz için o boktan uzak durun."
Kızlarının kıyafetlerini son kez düzelttikten sonra yanaklarına bir öpücük kondurup bahçeden çıkmalarını seyretti. Deniz duygularını belli etmeme konusunda annesine çekmişti. Şeyma Hanım kızlarını kaybetme korkusunu yaşadıktan sonra bu huyunu rafa kaldırmış , üzerlerine titremeye başlamıştı. Artık onlara kızmak yerine anlamaya çalışıyordu.
~
"Kafanı kopartacağım artık yeter ya. Ne bu çektiğimiz."
Umut sıcak yatağında yatarken Enes'in Yıldız'la instagrama attığı hikayeden partiye gittikleri görmüş ve beraberinde Melih ve Yağız'ı da sürüklemişti.
"Ya madem gitmek gibi bir amacın var daha önceden de söyle bari anasını satayım. Mal gibi acele ettiriyorsun parfüm bile sıkamadım."
Yağız, Melih'in isyanı üzerine bir kaç kere sahte sahte öksürdü.
"Ha bu sıkmamış halin mi?"
"Kanka öyle deme Afrodizyak sıkması lazımdı."
Yağız ve Umut beraber Umut'un yaptığı espriye gülerken Melih suratını asmıştı.
"Hadi girelim artık hazırsanız."
Umut telefon ekranına bakarak saçını son kez düzeltip derin bir nefes aldı.
"Yarın okul var yaptığımız şeylere bak delireceğim."
Yağız içeri girerken bile söylenmesini eksik etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Yıldızı
Ficțiune adolescențiDaha önce hiç ölüme aşık bir deniz yıldızı görmüş müydünüz?.. Karanlığın arasında yatılı kalan ölümlerin beyaza sığındığı bir hikaye. Kanatları yanan bir kelebeğin kurtulmaya çalışırken daha da yanması gibi çırpındıkça dibe batan kızlar, Deniz ve Yı...