RUHUM SENİ SEÇTİ

51.Bölüm Nerdesin Güzelim

Acı Giray'ın bütün vücudunda dolanan içinin oluk oluk kanamasını sağlayan kör olasıca bir duygu. Halbuki o kısacık ömrüne yüzlerce ceset onlarca kardeş acısı sığdırmamış mıydı. Şu gözlerinin önünde kaç tane devresini şehit vermemiş miydi.

Vermişti elbet. Hemde içi kanaya kanaya vermişti. Ama bu yaşadığı acı hiçbir şeye benzemiyordu ki. Karısı daha ona sevdiğini söyleyemediği masum küçüğü, düşmanın en şerefsizi olanların eline düşmüştü.

Tam tamına iki gündür karısından haber alınamıyordu. Dün Antalya'da yapacak birşeylerinin kalmaması sebebi ile Ankara'daki merkez karargaha dönmüşler, şerefsizlerin izlerini burdan takip etmeye başlamışlardı.

Karısının kaçırılmasından sonra neredeyse bütün Antalya'nın altını üstüne getirmişler ama yinede en ufak bir ip ucu bile bulamamışlardı. Alina denilen kadın rahmetli Müsteşar Hasan Tekin'i şehit ettikten sonra ondan çaldığı kodlarla sisteme girmiş ve ordan aldığı diğer güvenlik kodları ile nerdeyse ülkedeki bütün kameraların iletişimini ele geçirmişti.

Fakat çok şükür ki, güvenlik birimindeki hackerlar sayesinde bütün birimlerin kodları yenilenmiş bu sabah itibari ile herşey normale döndürülmüştü. Ama maalesef Alina ve ekibi çoktan karısının kaçırılma gecesine ait olan bütün görüntüleri temizlemişlerdi. O yüzden de iki gündür bir adım bile ilerleyemiyorlardı.

İstihbarat teşkilatı o günden beri bütün imkanlarını seferber etmişler en küçük bir bilgi kırıntısının bile peşine düşmüşlerdi. Fakat bu seferki düşman yıllarca koyunlarında besledikleri sinsi bir yılandı. O yüzden de şimdilik onlardan bir adım önde gidiyordu.

Alina Boris daha on iki yaşındayken Rus mafyası tarafından ülkelerine sokulmuş bir ajandı. Kız Vadim Boris'in bir kaç ay yatıp kalktığı kadınlardan birisinin kızıydı. Kadın adamı elinde tutmak için uyanıklık yapıp hamile kalmış ama maalesef planları tutmamıştı.

Vadim kadın doğum yapar yapmaz onu öldürmüş kızınıda ilerde tıpkı Zoya gibi birine peşkeş çekerim diyerek saklamıştı. İki kızın arasında sadece bir yaş fark vardı. Zoya'nın kendi yanında büyümesine izin verirken Alina'yıda yaşlı bir kadının yanına bırakmıştı. 

Ama Vadim ilerde ne olur ne olmaz diyerek kızların birbirlerinden haberleri olmasını sağlamış. Hatta kızkardeşler arada sırada kimsenin haberi olmadan babalarının kontrolünde bir araya bile geliyorlardı. İkiside farklı annelerden olmalarına rağmen birbirlerinin kopyası kadar benziyorlarken aynı zamanda da birbirlerini ölümüne seviyorlardı.

Birgün Rus baronlarının yaptıkları toplantı sırasında Türkiye'ye ajan yollamak konusu ortaya atılınca Vadim'de yükselmek için bu fırsatı kaçırmayıp herkesten sakladı kızını bu iş için önermişti. 

Oradakilerinde aklına yatan kız daha sonra kızkardeşinden koparılıp, Türk İstihbarattındaki bazı kanı bozuk aç gözlüler sayesinde ülkeye Suriye'li Türkmen bir ailenin kızı olarak sokulmuş sonrada burda yetişip büyümesine izin verilmişti.

Sahte ailesi yıllarca İstanbul'a göçmen olarak yerleşmiş sıradan kendi halinde bir Türk ailesi gibi görünmüştü. Babası diye bilinen adam küçük bir market işletirken, annesi diye bilinen kadında, mahallede herkesçe sevilen bir ev hanımı idi. Birde kendinden üç yaş küçük iki tane ikiz erkek kardeşleri vardı.

Yani kıza asla kimsenin dikkatini çekmeyecek bir sahte aile tablosu hazırlanmıştı. Dün ellerine geçen istihbaratla da Alina'nın ve şehit müsteşar Hasan beyin nasıl tanıştıklarını öğrenmişlerdiler. Zavallı adam onların planı dahilinde kızın okuduğu üniversiteye konuşmacı olarak gelmiş, ve orda da kızla bir şekilde karşılaşmalarını sağlamışlardı. Sonrada adam kıza ilk görüşte aşık olmuştu.