sorular ve cevaplar

679 52 12
                                    

Eski pansiyona gelene kadar Tom bana büyücülük dünyası ile ilgili bir sürü şey anlatmıştı. Orada olamadığım için üzülmüştüm. Ben de Hogwarts'a gidip Tom'un anlattığı Slytherin binasına seçilebilirdim. Hem Tom ile daha önce tanışmış olurdum. Tom'u bir kurtarıcı olarak görüyordum. Tanrı varsa bana acımış ve onu bana göndermişti. Ya hayatımı daha da bok edecekti ya da bana yaşamak için bir sebep verecekti. Tüm hayatımı onun ellerine bırakmıştım.

Korkuyor muydum? Kesinlikle.

Tom ile odaya çıktık. Oda eskiydi, yatak örtülerinde her türlü şeyin izi vardı, duvarlar soyuluyordu oldukça ürkütücüydü.

Banyoya gittim. Eski küvet sararmıştı, musluğun önünde ki ayna kırılmıştı. Kırık aynadan kendime baktım. Siyah uzun saçlarım çok kötü görünüyordu. Göz altlarım uyuşturucu kullanmamın etkisiyle daha mordu. Ellerim hala titriyordu. Ellerim saçlarıma kaydı. Uzun zamandır kesmemiştim. Belki değişiklik iyi olurdu.

Banyonun altını üzerine getirdikten sonra küvetine altında kanlı bir makas bulmuştum. Bunu Tom'un kullanmadığını umaram makası güzelce temizledim.

Saçlarımı en son on bir yaşımda kesilmişti. O da isteğim dışı bir olaydı

1992

"Tanrım o çok korkutucu bence o cadı."
Roxanne köşeye sıkışmıştı. Minik banyoda lavabonun altında bir dolaba sığınmıştı. Korkuyordu. Kendine engel olamamış ve yemek salonunda bir çatalı uçurmuştu. Öğretmenlerde dahil herkes onun bir cadı olduğunu düşünüyordu.

"O siyah uzun saçları çok korkutucu." Eli saçlarına kaydı. Yumuşak saçlarını seviyordu.

"Onları kesmeliyiz." Korkuyla aynanın camını çatlattığından habersizdi küçük.

Şişko Amy ve diğer çocuklar kırılan camın sesini duyunca banyoya girdiler. Etrafa bakındıktan sonra Amy onlara susmalarını işaret etti. Eline aldığı makasla beraber banyo dolabının kapağını açtı. Tam kaçacakken iki kol onu tutmuştu.

Kocaman makası görünce dudaklarından bir hıçkırık kaçtı. "Ben cadı değilim lütfen."

"Bunları nasıl yapıyorsun o zaman ucube!" Daha cevap vermesini beklemeden kızın saçlarını tuttu. Roxanne'in canı acıyordu. Elinden kurtulmaya çalıştı ama işe yaramadı.

Makası saçlarında hissettiğinde ayna daha da parçalandı. Kızın saçları gibi ayna da parçalanıyordu.

En sonunda Amy saçıyla işini bitirdiğinde yerde ki kırık aynalardan birini aldı. Saçları yok denecek kadar kısaydı.

O gece küçük kız sabaha kadar ağladı, ama kimse hıçkırıklarını duymadı.

1998

"Geçmişe bağlı kalmak iyi bir şey değil Anne." Dedi Tom. Onun sesiyle kendime geldim. Bu çocuk gerçekten zihnimi mi okuyordu?

"Evet." Korkuyla geriledim. O ise üzerime geldi. Ondan gerçekten korkmaya başlamıştım. Sırıttı.

"Şunu keser misin?" Yakışıklı yüzünü yumruklamak istiyorum.

"Demek yakışıklıyım." Diyip sırıttı.

"Kes sesini."

Yanıma geldi ve makası ellerimin arasından aldı. Bir eli makası tutarken diğer eli saçlarımda dolaştı.

"Asla geçmişe bağlı kalma, canın yanar." Yanıyor zaten.

Makası saçlarımdan geçirirken göz yaşlarımı tuttum. Saçlarımı çenemin biraz altında kalacak şekilde kesti.

"Böyle daha güzelsin." Diye fısıldadı kulağıma doğru. Sıcak nefesi vücudumu yakıyordu.

"Demek güzelim." Dedim sırıtarak.

"Öylesin." Dedi yüzümü okşarken.

"Hiç aşık oldun mu?" Bir anda sorduğum soruyla biraz şaşırdı. Cevabını beklemeden küvete doğru gittim. Bacaklarım dışarıda kalacak şekilde oturdum. Bir saniye sonra o da peşimden geldi ve yanıma oturdu.

"Hayır."

"Saçmalık."

"Aşk aptallar içindir Anne, kafanı karıştırır, seni küçük duruma düşürür, canını yakar ve hedefine ulaşmanı engeller."

Fazla düşünmeden başımı omzuna yasladım. Parfümünün kokusunu daha iyi bir şekilde alıyordum. Oldukça güzeldi.

"Aşık olmadıysan bunları nereden biliyorsun?" Sesim fısıltı şeklinde çıkıyordu. Soruma cevap vermedi.

"Sen hiç aşık oldun mu?" Kaşlarımı çattım. Olmuş muydum

1995

"Hey." Genç kız kafasını kaldırıp gelen çocuğu gördü. Yanakları kendiliğinden kızarırken saçlarını düzeltmeye çalıştı. En sonunda saçma davrandığını fark edip durdu.

"Bugün seni okulda görmedim."

"Canım gelmek istemedi."

"Eğer onlardan korkuyorsan-"

"Korkmuyorum." Korkuyordu. Ona zorbalık yapacak. Her gün dayak atacak insanlardan korkuyordu.

"Seni onlardan koruyabilirim."

"İstemiyorum Will. Yüzümde ki yaralar yeni iyileşti, sonra çirkin oluyorum."

"Hayır, sen harinle güzelsin." Kız tekrar kızarırken saklamak için başını önüne eydi.

"Sana söz veriyorum Rox, o güzel yüzünde bir daha asla yara olmayacak." Ardından kızın kırmızı yanağına bir öpücük kondurdu.

1998

"Sonra ne oldu? Sözünü tuttu mu?

"İnsanlar sözlerini tutmazlar Tom." Çünkü William bana o sözü verdikten sonra dayak yememi en önde izlemişti.

"Sen sözlerini tutar mısın Tommo."

"Tommo mu?" Omuzlarımı silktim. Vücudum rahatsız küvette iyice uyuşmaya başlamıştı. Uyanık kalmaya zorladım kendimi.

"Sözlerini tutar mısın?"

"Hayır."

"Bana beni bırakmayacağına dağir söz verir misin?"

"Sözümü tutmayacağım Anne."

"Biliyorum." Derin bir nefes aldı.

"Söz. Söz seni asla bırakmayacağım."

"Sence bizden bir şeyler olur muydu?" Aklıma gelen tüm sorulari soruyordum Tom'a. Uyumak istemiyordum.

"Hayır." Kesin çıkan sesiyle ağlamak istedim.

"Neden?"

"Çünkü kalbini kırarım." Beni mi düşünüyordu? Ne sevimli.

"Belki ben senin kalbini kırarım."

"Kimse benim kalbimi kıramaz." Gülümsedim. Sonunda kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Serial Killer | Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin