11- "Sanırım konuşmak için doğru bir zamanlama."

1.5K 68 8
                                    

Multimedyada Ayça var :) 'Sonunda!' dediğinizi duyar gibiyim djdnjds

"Geldiğini söylüyor!" Buse çok sinirli bir ifadeyle Gizem'e baktı. Gizem de çok şaşırmış gözüküyordu. Gizem emin olmak için tedirgin bir ifadeyle Buse'nin sıkı sıkı tuttuğu telefona baktı. Okurken endişeli bir şekilde alt dudağını ısırdı.

Bunlara ne oluyor amk? Çok merak ediyorum lan. Devaju yaşıyor gibiyim şu anda. Gerçi diğerinde Buse bana öfkesini püskürtmüştü.

Normalde beni ilgilendirmeyen işlere hiç mi hiç burnumu sokmazdım. Hatta oturduğum yerden kalkmazdım. Okuldaki sıram ve yatağım arasında gidip, gelirdim. Abimle dışarı çıktığımız zamanda mutlaka bir sakarlık yapar, ortalığı karıştırırdım. Galiba bunu hala yapıyorum. Galiba mı? İçses sen beni küçük düşürmeye bayılıyorsun. Hobin oldu.

Ancak Buse'ye ne olduğunu çok merak ediyordum. Buse soğuk bir kızdı ama onunda içinde bir yerde sıcakkanlı birisi vardı. Doğa'yı hatırladım lan. Ah, Yabancı'ya bölüm beklemekten ölecek hale geldim. Olur da bölüm gelirse falan heyecandan salsaya başlar, sonra ayağımı kırar, yürüyemediğim için de intihar ederim. En iyisi ben hiç okumayayım. Oha amk konuyu nereye getirdin lan?

"Yine mi o? Birgün öldüreceğim o çocuğu." Anıl sinirle yumruklarını masaya indirdi. Höst lan, yavaş gel! Masa titredi senin yüzünden.

"O cesaret seni aşar tatlım." Selim sırıtarak kolunu Anıl'ın omzuna attı. Yuh Selim yapıyorsun? Hem cinssiniz oğlum siz! Ne o 'tatlım matlım'? Belki öyle tercih ediyorlardır. YOK DEVENİN GÜMÜŞ NALLARI!

"Niyeymiş ya? Çok yakışıklıyım ben bir kere." Anıl, Selim'in kolunu omzundan itti ve elini saçlarından geçirdi. Kendini beğenmiş bir yüz ifadesi takındı. Bundaki ego Zeus'ta yok lan.

"Biz zaten cesaretten bahsediyoruz." Selim yüzünde piç smile ile Anıl'a baktı. Şu ana kadar Selim'i tanımıştım. Saygılı ve iyi bir çocuktu. Ancak Anıl'ın yanında farklı bir yapıya bürünüyordu. Birbirleriyle dalga geçiyor, iğrenç espriler yapıyorlardı. İçsesimin esprilerinden daha berbatlardı. Bak yeni bir tane daha var. Ehehe içses biz kalkalım o zaman.

"Lan Selim niye öyle söylüyorsun? Senden daha cesurum ben." Anıl yapay bir öfkeyle Selim'in kafasına vurdu. Arkadaş grubumuzda ne çok sarışın var.

"Boşuna tartışmayın oğlum. Eğer konumuz cesaretse kimse beni geçemez." dedim havalı bir şekilde ve elimi masaya çarptım. Anıl'ınkinden daha çok masayı titrettin. Gerçek bir öküzsün Ayça. Ama içses bunu zaten günün yirmi dört saati söylüyorsun.

"Emin mi-" Anıl'ın büyük bir egoyla başladığı sözlerini Buse sinirli bir ifadeyle kesti. Buse hızla ayağa kalktı. Öfkesinden at kuyruğu olan saçlarını bozmuştu.

"Kesin sesinizi! Size buradaymış diyorum. Ankara'ya gelmiş diyorum. Siz cesaret tartışması yapıyorsunuz." Buse sinirle iki elini de masaya koydu. Yanımda tiyatro izlermiş gibi oturan iki inek birden irkildi. Gizem'se belki de yüzlerce kez baştan sona kadar okuduğu mesajdan kafasını kaldırdı ve telefonu yavaş bir şekilde Buse'ye uzattı. Buse telefonu almak istemiyor gibiydi.

"İyi de Buse biz buraya gelen kişi ile ilgili bir şey bilmiyoruz." Melih gayet mantıklı bir şey söyleyince şaşırdım. Melih mantıklı konuşabilir miydi ki? Konuştu işte. Sömestrda senden biraz uzak kaldı ya, kafayı toplamıştır.

"Ah, evet. Bir de o var. Kim, niye, neden, ne zaman buraya geldi ve neden bana söylemediniz?" Selim ellerini masada birleştirdi ve öne doğru eğildi. Selim de bazen dedektif havalarına giriyor. Hani kendinden geçecek çantamı kurcalacayacak diye korkuyorum. Çünkü çantamda Bıyıklı'nın maması var.

Kırmızı ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin