23. Bölüm - Af

3.7K 403 38
                                    


Üç gün sonra, ormanda her zamanki ağacımın altında oturmuş kitabımı okuyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üç gün sonra, ormanda her zamanki ağacımın altında oturmuş kitabımı okuyordum. O gün avlanmak için orada değildim. Sadece ormanın her defasında bana vereceğini bildiğim, o huzurdu aradığım. Bir kaç saat sonra karnımın gurultuları, bana en azından yanıma yine bir elma almam gerektireceğini sertçe hatırlatacak kadar şiddetliydi.

Bir an da ortamdaki hava bile değişmişti sanki ve daha onu görmeden bile orada olduğunu biliyordum, tüylerim diken diken olmuştu.

Kucağıma bir elma fırlattı, burada olmasına şaşırmışım gibi yapmayacaktım ama şaşırmıştım. Kitabımı sertçe kapatıp yere koydum ve dik dik ona bakmaya başladım. Karşımda durmuş, ne yapacağımı merakla beklermiş gibi dikkatle beni izliyordu.

Yine beyaz bir gömlek ve bacaklarına oturan siyah bir pantolon giyiyordu. Onu ne zaman görsem üstünde, farklı modellerde beyaz bir gömlek ve hep siyah bir pantolon olurdu ve kahretsin ki,  kesinlikle ona çok yakışıyordu...

Gözlerini kaçırmadan, "Bu gün bir elma getirmemişsin." dedi içten bir şekilde gülümseyerek.

Ona ters bir bakış fırlatıp, kucağımdaki elmayı gözlerinin içine bakarak aldım ve umursamadan bir yerlere fırlatıp attım. Sonra tekrar kitabıma dönerken, elimle kış kışlar gibi bir hareket yapıp, "Git buradan." dedim ve kitabımı tekrar açıp, yüzümü mümkün olduğunca kitabımla kapatarak okumaya çalıştım. Ama gitmiyordu...

"Hadi ama!  Aradan o kadar zaman geçti, hâlâ bana kızgın olamazın ya?" Ona bakmıyordum ama ses tonundan gülümsediğini anlayabiliyordum.

"Sana kızgın değilim, sadece umursamıyorum." İnatla kitabıma odaklanmaya çalışıyordum. Ancak olmuyordu... Baktığım yerde tek bir kelime bile seçemiyordum.

"Seni incittiysem üzgünüm." derken sesindeki pişmanlığı duymamak mümkün değildi. Ancak inkâr, o an benim için oyunun kuralı gibiydi.

"Tabi ki de incinmedim. Şimdi özrünü de al ve git lütfen." diyerek duraksadım ve ukala bir ses tonuyla, "Söylenen sözler değil, yapılan eylemlerdir önemli olan." diye ekledim kitaptan kafamı kaldırmadan.

İçten bir kahkaha attı. "Bu sözü de bir gün kullanmak için bir kenara not etmeliyim."

"Belki sadece yine bir ayna edinsen de olur." diye yapıştırdım cevabı ve pis pis sırıttım içimden.

Tekrar bir kahkaha atsada cevap vermedi. Kitabımı okuyacaktım, bu konuda karalıydım. Odaklanmak için de elimden geleni yapıyordum ama varlığı, sanki dünyamın dönmesi de dahil herşeye engel oluyordu.

Hemen sonra gelip tam yanıma oturması bir süre daha gitmeye niyeti olmadığını anlamam için yeterliydi.

Yine gözlerini dikmiş bana baktığını biliyordum ama ona bir tepki vermeyi reddediyor, inatla hâlâ elimde tuttuğum ve tek bir kelimesini bile göremediğim kitabıma bakıyordum.

EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin