◄[SM/SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.II) | #thriller (✓)

◄ [MP:2] - BÖLÜM 42 ►

(Bilgilendirme: Mahçup -çekingen- gülümseme atan kız gifidir./Megan Fox.)

👁‍🗨: "Stilini seviyorum."

[x]

Müzik son bulduğunda Jennie pistten süzülerek indi ve Bay Lee'nin yanına doğru ilerlerken kendisine dokunmaya çalışan bedenlerin arasından sıvıştı. Elini kaldırıp selam verdi. "Hey."

Bay Lee'nin yanına kurulurken yaşlı adam kendisinden ayırmadı bakışlarını. Genç kız yanına oturup çıplak bacaklarını birbirinin üstüne attığında Bay Lee viski bardağını bırakmadan başını yana çevirip genç sevgilisinin çıplak boynuna atıldı ve dilini tenine dokundurdu. Jennie gülerek onu kendisinden nazikçe uzaklaştırdı. "Şşşt..."

"Efendim." Korumalardan biri kapıdan hızla girerek yanlarına gelince Bay Lee dikkatini korumaya yöneltti. "Ne var?"

"Bay Hwan ve eşi geldiler."

Jennie başını yana çevirip Bay Lee'ye baktı. "Gidelim mi?"

"Gidelim." Bay Lee oturduğu yerden kalkarken Jennie de doğruldu. "Sen önden git, üzerimi değiştirip geleceğim. Bu şekilde çıkmayayım."

"Gece görüşeceğiz." Dedi Bay Lee çapkın bir bakış atıp yan gülüş gösterirken. Jennie bacağını bacağına sürterek başını kaldırıp yüzüne baktı hafif eğilerek. Güldü. "Tabii."

Ölümden sağ çıkarsa neden olmasın?

Bay Lee birkaç korumayla birlikte diğer kapıya ilerledi ve restorant bölümüne giriş yaptığında Jennie ayaklandı ve üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldi. 2. Kata çıkınca odasına girdi ve kapıyı ardından kapatıp kilitledikten sonra elbise dolabına yönelip giyeceği siyah dar mini boy büzgülü ince askılı dekoltesi bulunan elbiseyi çıkardı. Üzerindeki taşlı straplez mayo model elbiseyi zar zor çıkardıktan sonra birkaç dakika rahatlamak için soluklandı. Elbisenin korsesi o kadar sıkıydı ki, nefes alamamıştı.

Saçlarını geriye atıp siyah mini elbiseyi üzerine geçirdiğinde topukluları da giydi ve saçlarını dağıttı. Koyu kırmızı bir ruj sürdü dudaklarına, ardından el çantasını da alarak odadan çıktı.

Aşağı kata indikten sonra kapıya baktı anlık. V orada yoktu. 'Sanırım dışarıyı kolluyor.' Diye düşünüp restorant kapısına doğru ilerledi ve içeri girdi.

Çok gergindi. Hele bileğindeki fare zehri ve uyuşturucu paketinin görüneceği, fark edileceği ihtimalini düşündükçe elleri terliyordu.

Uzun dalgalı kahve saçlarını belinden savurarak masaya ilerledi ve selam verdi. "Hoşgeldiniz."

Bay Hwan ve eşi teşekkür edercesine başlarıyla onaylarken Jennie ellerini Bay Lee'nin omzuna koydu. "İstediğin bir şey var mı? Mutfaktan kendime soda alacağım."

"Aslında bir bardak şekerli su olabilir ama korumalar getirirdi, zahmet etme."

"Ah yok, onlar zahmet etmesinler. Ben gidip alırım. Sonuçta bacaklarım yerindeler ve yürüyebiliyorum öyle değil mi? Kullanmam gerek." Genç kızın beyaz tenli elleri omuzlarındayken Bay Lee başını yana çevirip yüzüne baktı ve mırıldandı. "Bacaklarına ihtiyacımız olabilir, gerekli şeyler için kullanabilirsin mesela."

Jennie gülümseyerek göz devirdi. "Abartma lütfen. Hemen geleceğim hayatım?"

Arkasını dönüp kıvırtarak mutfağa doğru ilerledi ve çift kapıları aralayıp içeri süzüldüğünde kapılar kapandı. Jennie hızlı adımlarla dolaptan soda aldı ve tezgaha koydu kapağını açıp. Ardından Bay Lee için bir fincana su koyup içine 2 kaşık şeker ilave etti. Bay Lee'nin şekeri düşüp duruyordu, ve yerinde tutması için ara sıra içtiği tek şeydi şekerli su. Ama bu Jennie'nin işine geliyordu çünkü suya baktığında içine katacağı ilacın suda henüz çözünmemiş parçacıklarını göremeyecekti. Şeker sanacak ve içecekti.

İlacı suya 3 damla kadar boşalttıktan sonra el çantasına yerleştirdi ve gümüş altlığa şekerli su fincanıyla sodayı koyup kapıya ilerledi.

Başlıyordu, ölüm dakikaları.

[MEZAR PARTISI: IKINCI KITAP]

"Kendinizi şu lanet herifin muhteşem ölümüne hazırlayın. Çünkü epey eğleneceksiniz ldhskghslkgnldkfnglk
Bir de ölmüyormuş şimdi. Ne fiyasko ama!"