◄[SM/SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.II) | #thriller (✓)

◄ [MP:2] - BÖLÜM 44 ►

(DİKKAT! +18/SMUT/FLUFF BÖLÜMDÜR!
RAHATSIZ OLACAK KİŞİLER BÖLÜMÜ ATLAYABİLİRLER.)

(Bilgilendirme: Yüzündeki kanlara bakan kız gifidir.)

👁‍🗨: "Zor durumda kalındığında yeni bir kaçış yolu yaratılır."

[x]

Jennie dehşetle V'ye baktı karanlığın içinden.

Yakalanmak üzerelerdi, şimdi ne yapacaklardı?

"Burada olduğundan emin misiniz?" Diye sordu kalın bir ses tonu. Diğer adam yanıtladı. "En son koridorda görülmüş."

Bay Hwan'dan mı bahsediyorlardı?

Jennie tam ağzını aralayacaktı ki V işaret parmağını dudaklarına bastırdı. "Sus." Oynattı dudaklarını bir şey demeden mimikleriyle. Jennie korkuyla yutkunarak elindeki kanlı çakıyı tek eliyle zar zor kapatıp arkasına sakladı V'ye bakarken. V birkaç saniye kendisine bakmak için durduktan sonra hızla üzerine eğildi ve kapıya doğru bakabilmek için genç kızın diğer boynuna atıldığında Jennie şaşkınlıkla afalladı. V sessiz olmasını ve hiçbir şekilde çaktırmamasını söyledi dudaklarını genç kızın teninde oynatarak. Derken dolabın kapısı açıldığında Jennie yerinde sıçrayıp kaş çatarak garip bakışlarla kendilerine bakan korumalara baktı.

"Siz ikiniz kimsiniz ve burada ne halt yapıyorsunuz?"

V başını kaldırmadan bakışlarını kendilerini izleyen üç korumaya çevirdi ve dik bir şekilde sert, soğuk bakışlarla baktı. "Bir çiftin özel dakikalarını bozmaya cüret mi ediyorsunuz?"

Ses tonu oldukça tehditkar çıkmıştı ve Jennie bile şaşırırken korumalar kaşlarını kaldırarak ikisine baktılar. V hiçbir şey olmamış gibi önüne dönerek genç kızın üzerinde doğrulup kendini ittirdi. "Sağa doğru dön az, öpemiyorum."

Jennie rol yaptığını anlayıp utanarak inledi ve bacaklarını V'nin bedenine sararak adamlara baktı. "Gidin artık, izlenmek istemiyorum." Dedi dik ve gerginlik dolu bir ses tonuyla sert bakışlar atarak. Korumalar yutkunarak dolabın kapaklarını kapatıp utanç içinde odadan çıkarlarken Jennie yavaşça ses çıkarmadan dolabın kapağını aralayıp başını yana doğru uzattı ve korumalara baktı. Kapı açıktı, henüz gitmemişlerdi. Kapağı kapatıp V'ye çevirdi başını. "Gittiler." Diyerek fısıldadı. "Odadan çıktılar yani."

"Kapıdalar ve şimdi çıkamayız. Rolüne devam et yoksa fark edecekler." Elini genç kızın mini elbisesine götürürken Jennie fısıldadı. "V yapma. Cidden utandığımı görmüyor musun?"

"Çok saçma, herkes dokunuyor utanmıyorsun benden mi utanıyorsun?" Doğrulup başını kaldırdı ve genç kıza baktı. Karanlıkta bile yüz hatları belli oluyordu. "Bahane mi bu şimdi?"

"Hayır, gerçekten utanıyorum sadece. Böyle biri değilim..." Jennie ilk defa içinden geçeni söyledi ve zayıf yönünü dışa vurdu. "Böyle biri olmayı istemiyordum."

"Sadece rol yap, bir şey olmaz. Beni diğerleri gibi düşün."

Jennie sessiz kalınca V bıkkınlıkla nefes verdi. Nefesi genç kızın dudaklarına çarptı. "Bir zarar gelmediğinden emin olurum."

Jennie ona güvenmeyi seçerek başını eğdi. "Sadece rol yapacağım. O da fark etmemeleri ve gitmeleri için. Sonra ayrılacağız." Yutkunarak kapıya baktı. V başıyla kısa bir onay verip tekrar boynuna gömülüp genç kızın büzgülü mini elbisesini yukarı sıyırdı ve külodunun kenarından yakaladı. "Sıcakladım."

"Ben de. Dolabın içi havasızlaştı." Jennie normal bir şekilde rahat olmaya çalışarak V'nin saçlarını okşadı.

"Sarhoş olduğun zamanı hatırlıyor musun?" Dedi V öperken. Jennie başını iki yana salladı. "Hayır. Ne oldu?"

"Hiçbir şey." V genç kızın baldırlarına dokunarak bacak arasına doğru ilerletti elini ve parmaklarıyla külodundan vajinasını okşadığında Jennie dehşetle yutkundu. Ağzından güçlü bir inleme çıkınca içinden kendisine lanet okudu.

"Devam et, gidecekler şimdi. Pot kırmıyorsun. Gayet iyisin." V gerçekten rol yapsa bile Jennie pek rol yapıyormuş gibi durmuyordu. Gerçekten inliyordu çünkü V'nin dokunması onu fena tahrik ediyordu.

Bacaklarını birbirine kapatıp elini vajinasında sıkıştırdıktan sonra başını yana doğru eğdi ve dolabın kapağını çok hafif araladı. Bu esnada V derin nefesler bırakırken genç kızın göğüslerine dokunuyordu. Jennie yutkunarak araladığı kapaktan dışarı baktı. Kapı hala açıktı fakat korumalar gitmiş görünüyordu.

"V." Mırıldandı kapağı kapatıp. V nefes nefese başını kaldırıp burnunu burnuna dokundurdu. "Hm?"

Jennie'nin nefesi kesilerek dudaklarını araladı fakat konuşamadı. V parmaklarını hala çekmemişken kendisine bakıyordu ifadesiz bir istekle. Bir nefes uzağındaki genç adama baktı Jennie. Sesli yutkunurken odadaki sessizliği fark ettiler. V gittiklerini anlamış olsa bile genç kıza bildiğini çaktırmadan gözlerine bakmaya devam etti. Jennie mest olmuş şekilde ikinci defa yutkunarak gözlerini açtı ve V'ye baktı. "Yok bir şey."

Gittiklerini söylememişti.

Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışırken vajinasını okşayan eli bacaklarını birbirine sürterek durdurmaya çalıştı. İçinden inledi hafifçe. V'nin yutkunduğunu fark ederek kıkırdadı. "Yutkunuyorsun."

"Hayır yutkunmuyorum." Diyerek karşı çıktı V mırıldanırken. Jennie başını yaslandığı dolap kenarına yasladı. "Yutkunuyorsun, dayanmama işaretidir bu."Dedi yutkunarak. V tebessüm etti. "Sana ne demeli?" Dedi nefes nefese. Jennie sessizce güldü. "Ama benim durumum... Ihm, farklı." Hala iki bacağı arasından vajinasına dokunan parmaklar yüzünden yerinde yavaş ve ağır bir şekilde kıpırdanıp duruyordu. V boynuna doğru eğildi. "Adamlar gitti mi?"

"Hayır." Diyerek yalan söyledi Jennie. V sadece anladığını belirtircesine hmm'larken aslında çoktan gitmiş olduklarını biliyordu ve genç kızın kendisine yalan söylemiş olmasını yaşadığı dakikaların sürmesini istediğinden kaynaklı olduğunu da fark etmişti.

Başını kaldırıp yana çevirdi ve kapağı aralayıp baktı. Ardından geri kapatıp yavaşça doğruldu ve elini çekti. "Gitmişler."

"A-Aah, gitmişler demek. Hmm... Ben baktığımda duruyorlardı..." Jennie vajinasında boşluk hissederek külodunu düzeltirken V karanlıkta göremeyeceğinden emin olduğu için bıyık altından sırıttı ve üzerini düzeltip parmaklarındaki ıslaklığı emerek kapakları açtı, dışarı çıktı. Odanın soğuk havası yüzüne çarptığında derin bir nefes alıp kapıya baktı. Jennie elbisesini düzeltip dolabın içinden çıktığında belini tuttu. "Aaaah, acıyor."

V genç kızın bileğinden tuttu. "Şimdi buradan çıkmalıyız. Polisler gelmek üzere."

[MEZAR PARTISI: IKINCI KITAP]

"Tamam, en azından fluff'tı. Pek smut sayılmaz."