Medya: Kerem (Her seferinde bir ayrı düşüyorum bee)
•••
"Ay hadi ama uyan valla iki yıl daha yaşlandım be deniz kızı."
Gözlerimi elimi yumruk yaparak ovduktan sonra biraz açmaya çalıştım. Karşımda elinde bir sürahi dolusu su ile bekleyen Deniz'i görünce gözlerimi büyüttüm. Sürahiyi işaret ettim.
"O suyu bana dökmeyi planlamıyorsun değil mi?"
Deniz omuz silkti. "Valla biraz daha hareketsiz uyumaya devam etseydin dökecektim."
Yatakta doğruldum. "Ne gerek var aha da kalktım. Şimdi sakince o sürahiyi yerine bırak."
Deniz güldü. "Zaten korkutmak için getirmiştim. Hadi kalk hadi kahvaltıya."
Yatakta doğrulup esnedim. Uykum vardı. Deniz'e döndüm. "Saat kaç? Alarm kurmuştum aslında ama?"
Deniz kahkaha attı. "Alarm diyor ya. Seni uyandırmak için burada bağıra bağıra serenat yaptım hala alarm diyorsun kız? Ve saat yedi. Daha var hadi kahvaltıya."
Kaşlarımı çattım. "Yedi mi? Sekizde kalkmıyor muydunuz?"
Deniz başını aşağı yukarı salladı. "Evet ama bir sizin yarışınız mı ne varmış onu yapıp öyle gidecekmişiz okula. O yüzden erken kalktık."
Nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim. Yenileceğim yarışımıza gitmek için erkek kalktık. Allah'ım sen sabır ver ben niye düşünmeden hareket ediyorum ki? Yarın niye diyorsun yenileceğini bile bile. Yataktan kalkıp tüylü terliklerimi ayağıma geçirdim.
Deniz sürahiyi kenara bıraktıktan sonra beni arkama geçip ittirerek aşağı indirmeye başlamıştı. Aşağı inip mutfağa vardığımda herkes masada kahvaltıya başlamıştı. Yengem geldiğimi görünce gülümsedi. "Hoşgeldin kuzum gel otur gel. En sevdiğin çikolatalı poğaçadan yaptım bak."
Buruk bir şekilde gülümsedim. Annem de çok güzel yapardı. Bir dakika. Yengem onu sevdiğimi nerden biliyordu?
Gülümseyip masaya, Savaş ve Çınar'ın ortasında geçtikten sonra konuşmaya başladım. "Onu sevdiğimi nereden biliyorsun?"
Yengem içtenlikle yerine oturup gülümsedi. "Küçükken bize her geldiğinde yapardım bitirirdin hepsini."
Güldüm. Hatırlamıyordum ama kesin bitirmişimdir. Çünkü gerçekten seviyordum.
Poğaçalardan birini alıp bir ısırık aldığımda tadının harika olması beni şaşırtmıştı. Gerçekten yediğim en iyi poğaça olabilirdi. Gözlerimi kapatıp tadını almaya baktım. Çok güzel olmuştu.
Bir süre sonra gözlerimi açıp yengeme döndüm. "Ellerine sağlık yenge efsane olmuş."
"Afiyet olsun kuzum."
Deniz yengeme döndü. "Esma teyze sana bir şey diyeyim mi bence siz hiç gitmeyin ben bu lezzetleri tattıktan sonra Kerem'in yaptığı fazla tuzlu bozuk omletleri yiyemem. Lütfen."
Kerem gözlerini kıstı. "Bak hele laflara laflara. Maden beğenmiyordun sen yapaydın. Yaranamıyoruz beyefendiye."
Çınar araya girdi. "İkiniz de iğrenç yapıyordunuz."
Deniz kahkaha attı. "Dinime söven müslüman olsa. Sen mi güzel yapıyordun?"
Savaş çatalını kenara bıraktı. "Tek güzel yapan bendim konuyu kapatabilirsiniz. Tabii Esma Sultan'ın eline su dökemem orası ayrı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK ÖĞRENCİ
Ficção Adolescente"Ben, senin bu ışık saçan gülümsemene karşın fazla karanlığım deniz kızı." "Ben de gülmeyiveririm? Böylece hiç bir sorun kalmaz." "Hayır. Sen hep gül. Yoksa benim bu kötü dünyaya tutunacak başka bir dalım kalmaz. Sen hep gül." ~ Beklemek... Bir anı...