...biz aşkı bulmadan veda edecektik...
MERT'TEN
Doktorun kontrolü yapıp odadan çıkmasıyla hemen yanına koştum.
"Doktor Bey durumu nasıl?" dedim yüreğim ağzımda gereksizce çok heyecanlanmıştım.
"Durumu şu an beklediğimizden çok daha iyi böyle devam ederse yarın akşam taburcu edebiliriz. Stres kontrolünü iyi yapmalı ve yaklaşık bir ya da iki hafta yürümede denge sorunu yaşayabilir. Geçmiş olsun." diyip yanımızdan uzaklaştı doktor.
Oh be bunu da atlatmıştık ya şimdi bizi bir sürü bilinmez şey bekliyordu. Bir yaprak misali rüzgar bizi nereye savursa oraya savrulacaktık.
Duyduğumuz iyi haberle Emreyle birbirimize sarıldık.
"Kardeşim dedim sana kız çocuğumuz bizi bırakmaz dedim bırakmadı işte."
"Bırakmadı." dedim modum düşük bir şekilde birden aklıma bir şey gelmişti.
"Sevinmedin mi?"
"Sevindim neden sevinmiyim ki?"
"Yüzünün şekli birden değişti de ne bu hal?"
"Yok bir şey." Emre söylemeyeceğimi bildiği için uzatmadan konuyu kapattı.
"Aaa Emre, Elif haber verin dedi arasana bir."
"Doğru ya tamamen unutmuşum.Hemen arayıp geliyorum." diyip konuşmak için yanımdan uzaklaştı Emre yanımda konuşsaydı ne olacaktı acaba.
Bana diyordu ama kendisi çoktan mecnun edalarına bürünmüştü. Deli çocuk...
Emre konuşup hararetli hararetli yanıma doğru geldi.
" Söyledin mi? "
" Evet söyledim de..."
"De?"
"Mert arkadan bir adamın bağırma sesleri geliyordu hatta baya kavga vardı gibi içim hiç rahat değil."
"Böyle dedin bende bir tuhaf oldum Emin misin?"
"Evet abi sağır değilim herhalde."
Anladım dercesine başımı salladım fazla garip bir durumdu Elifin öyle bir ortamda ne işi vardı ki?
Bilinmezliklerin arasında yüzüp duruyordum...
Emre tereddüt ederek içeriye gidelim mi diye sormuştu. Aklı Elifteydi biliyorum benim aklımda en az onun kadar Elifteydi ama ne yapmam gerekiyor bilmiyordum yanlış kararlar almak istemiyordum.
İçeri, rüyanın yanına, gitmeli miydim? Kendimi çok suçlu hissediyordum ve ona daha fazla zarar vermek istemiyordum. Çekiniyordum ondan.
Emrenin zoruyla arkasından gittim yavaş yavaş.
Odaya girmemizle gözlerinin benim üstümde olduğunu hissettim ama bakamıyordum ben o gözlere kıyamıyordum bakmaya.Ya bakıp geri çekemezsem gözlerimi ya o gözlere daha da bağlanırsam. O gözler kendime itiraf edemesem de kalbime açılan en büyük kapıydı.
O bana karşı mesafeliyken benimle konuşmuyorken biz onunla o gözlerle anlaşmıştık.
"Ne duruyorsun orda lan gel buraya naz yapma tatlım." dedi Emre ağzını yamultarak konuşarak.
Dediği şeyle çok utanmıştım ona sinirli sinirli bakmak için kafamı kaldırmamla Rüyayla göz göze gelmiştik.
Allah kahretmesin...
Ona bakmamla bakışlarım hemen yumuşamıştı Emre bunu fark etmiş olmalı ki eşek gibi kahkaha atıyordu.Ona ödetecektim bunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Açan Papatya
Genç KurguBu solmuş bir papatyanın karanlıkta açma hikayesi bu karanlığın papatya kokulu kıza aşık olma hikayesi bu karanlığın ,karanlığı sevme hikayesi Gökyüzü bile olacakları bilmiyordu acaba dünya olacakları kaldırabilecek miydi aşk düşmüştü bir kere kalb...