NOT: N "NE" DİYE DEĞİL "EN" DİYE OKUYUN.
Fulya'nın ağzından devam~
"SİKTİR!" bu anı fırsat bilip Ege'yi ittim ve kendimi yere attım
"Ah götüm!!" Ege açılan kapıya dönerek
"Ulan şerefsiz! Madem sensin neden böyle bir giriş yapıyon!!?" Berke kahkahaları yüzünden zor konuşuyordu
"Hoş geldin abicim! Eğer gelmeseydin bu zürafa beni bırakmayacaktı! Boğacaktı göt!!" Berke kahkaha atmaya devam etti.
"Hoş buldum küçük bacım" sadece ikimiz gülüyorduk. Ege ayağa kalktı ve kapıya ilerledi
"Birdi iki oldular şimdi aq. Ben açım gidiyorum ne bok yerseniz yiyin!" biz gülmeye devam ederken o sabır dileyerek aşağı indi. Berke'ye dönüp
"Gecikme hemen in sende okula gideceğiz."
"Tamam küçük!" Kapıdan çıkacağım sırada durup ona geri döndüm
"Ha bu arada siyah giyin. Okul forması değil!" İlk başta sebebini soracak gibi oldu ama sonra eliyle okey işareti yaptı. Bende Ege'nin yanına indim.Kahyaltımızı etmiş toparlamıştık. Şuan üçümüz siyahlar içinde okul binasına giriş yapıyorduk. Ege solumda Berke sağımdaydı. Tüm gözler bizdeydi. Ve herkes "N geri dönmüş" "Nemesis geri döndü. Ece kaçacak yer arasın artık!" gibi şeyler söylüyordu. Üçümüzünde yüzünde mimik oynamıyordu. Sınıfa girdik ve yerlerimize oturduk. Berke bana dönüp
"Aklında ne var senin?" diye sorunca gülümseyerek onlara baktım
"Anlatacam. Daha her şey yeni başlıyor!"Ders başlamadan 10 dakika önce Ece gelmişti. Bana baktığı sırada gözlerindeki korkuyu görmüştüm. Berke ve Ege'ye dönerek
"Sürtüğümüz geldi!" dedim alayla. Arkamda oturan Ege'ye baktığımda Ece'ye öldürecekmiş gibi bakıyordu. Masasına tırnaklarım ile birkaç defa vurdum. Önce masadaki elime sonra bana baktı. Sakin ol dercesine baktım ona. Elimi tutup
"Sakinim ben!"
"He aynen! Götüm ve ben buna inandık!" Gülümseyip
"Hay ben senin gö-"
"Oha Ege!!" diye bağıran Berke gözlerini fal taşı gibi açan ben aynı anda
"Yavaş gel aq!!"Paydos zili çaldığında Ece'nin telefonuna mesaj geldiği sırada okumuş ve etrafına bakınmaya başlamıştı. Ona baktığımı fark etmesin diye eşyalarımı toparlıyormuş gibi yaptım. Alelacele toparlanıp sınıftan çıkınca. Ege ve Berke'ye dönüp
"Başlıyoruz!" diyerek sırıttım. Ardından bizde merdivenlere doğru ilerkedik. Belli ki bu sakin tavırlarım insanları ürkütüyordu. Bizi gören herkes kenara çekiliyor ve göz teması kurmamak için gözlerini kaçıyor ya da başka yöne doğru dönüyordu. Bu duruma alışık olduğum için garipsemiyordum. Ama belli ki eve gidince beni büyük bir sorgu bekliyordu!Ormanın derinliğindeki terk edilmiş depoya geldiğimizde dikkat çekmemek için arabaları orman girişindeki mekanların birinin önünde park ettik. Akşam üstü olduğu için hava hafiften kararmaya başlamıştı. Ege arabayı kilitlediği sırada
"Ah dur eşyalarımı almadım!"
"Ne eşyası?!" diyerek arabayı geri açtı. Arka kapıyı açıp koltuğun üstündeki siyah çantayı aldım. Sırtıma takarak yürümeye başladım.
"Bu çantada ne var küçük?"
"Sekiz silah, birkaç tane bıçak ve bazı aletler."
"Bunlara ne gerek var?" diyen Ege'ye bakarak
"Oraya gidince öğreneceksiniz" dedim
Ormanın içine girdiğimizde karanlık olduğu için telefonumun ışığını azaltarak önüme tutuyordum.
"Güzelim anlatacak mısın artık?" diye soran Ege'ye baktım
"Doğru lan ben size ne yapacağımızı anlatmadım!" Elimi anlıma vurup onlara döndüm ve durdum.
"İyi dinleyin..."Berke ve Ege'ye planı anlatmıştım. İlk başta şaşırıp kaldılar sonra kabul ettiler. Şuan da eski deponun önüne gelmiştik.
"Tahmin ettiğim gibi Tarık'ı aramış" Berke bana dönerek
"Sen bunu nasıl-"
"Onları yıllardır tanıyorum Beko!"
"Doğru" dedi. Etrafa bakınmaya başladım. Ardından çantamdan dört tane silah çıkardım ve onlara uzattım. Ege bana çok garip bakıyordu.
"İçerde sadece ikisi yok. Tarık'ın getirdiği adamlarda var." Ağaçların arasına gizlemeye çalışılmış birkaç aracı işaret ederek.
"Ve hepsi silahlı!"
Ege daha da şaşkına dönmüştü bu dediklerimden sonra. Silahları ellerimden aldıktan sonra bende kendim için bir silah aldım ve belime koydum. Ardından onlara da birkaç bıçak verip geri kalan bıçakları da vücuduma yerleştirdim. Elime sona kalan silahı alıp boş çantayı çalıların arasına attım. Depoya biraz daha ilerledik ve durduk. Ben çalıların arkasına gizlenirken Ege ve Berke ağaçların arkasına gizlenmişti. Telefonumu elime alıp Kara'yı aradım
"5-6 araç var" diyerek kapattım. Mermilerimi narkoza bulayıp silahıma yerleştirdim. Ardından ağaçın arkasından bana bakan Ege'ye baktım.
'Umarım bugünden sonra benden soğumaz ve nefret etmezdi.' Önüme dönüp cebimden susturucu çıkardım ve silahımın ucuna taktım. Ardından kapının önünde duran adamlara hedef aldım. İkisininde sol omzundan vurdum -tahmini olarak kalbinden 2-3 santim üstte- adamların bayıldığından emin olduktan sonra elimle gel işareti yaptım ve kapının yanına geldik. Kapının kenarına geçtik. Ege yanımda Berke diğer taraftaydı. Ege'ye dönerek
"Umarım silahları kullanmak zorunda kalmazsınız" dedim ve cebimde titreyen telefonumu elime alıp açtım
"Geldik" dedi karşıya baktığımda onları görmüştüm. Birbirimize kafa selamı verdik
"Senin emrini bekliyoruz N" lafını bitirdiğinde telefonu kapatıp yerine koydum. Ege'ye baktım ardından Kara'lara sağa beş adam yolla anlamında elimi salladım. Adamlar yerlerine geçtiğine dair Kara'nın işaretini bekledim. Beklediğim işaret gelince içeri tekrar baktım. Ve bu safer Kara'ya sola sekiz adam yoklamasını söyledim. Adamların yerlerine geçtiğini işaret edince bize doğru Kara ve altı adamı dağılarak yaklaştılar. Kara Berke'nin yanına geçti. O sırada ben silahımın ucundaki susturucuyu çıkarıp geri yerine koydum. Kara bana baktığında 'içeri' diye fısıldadım. Ben ve Kara önce girdik. Ardından Kara'nın adamları Ege ve Berke. Ben birkaç el ateş edip adamların bacağından yaralarınca çatışma başladı. Ben herkesin güvenliğinden sorumluydum. Kara'nın adamlarından olan Ayhan abi Ege'nin ve Berke'nin güvenliğinden sorumluydu. Tabiiiii Berke'nin de Ege'nin de bundan haberi yok. Ayhan abiye baktığımda bana başını salladı bende önüme döndüm. Kara'ya baktığımda arkasında duran bir adamın onu hedef aldığını görünce adamı kafasından vurdum. Kara bana dönünce bende ona baktım ve mermisi biten silahmı atıp başkasını aldım birkaç adam daha vurdum. Geriye sadece Kara'nın adamları ve biz kalmıştık. Gizlendiğimiz yerlerden çıkınca silahımı belime yerleştirdim ve Ege'nin yanına gittim
"İyisin değil mi?! Bir şeyin yok?!" kafasını sallayıp
"İyiyim" dedi. Ardından Berke de gelip
"Bende iyiyim sorduğun için teşekkürler küçük!" dedi ona gülümseyip Ege'ye dönünce
"Söz veriyorum her şeyi ama her şeyi anlatacam! Yalnızca burdan çıkalım!" Kara yanımıza gelip
"Sürtük ve piçi oradaki odada galiba" dedi gösterdiği yere baktım ve silahımı elime alıp Kara'yle birlikte oraya ilerledim. Arkama baktığımda ölenleri ve yaralıları toparlayan admaları, kusan Berke'yi ve beni izleyen Ege'yi gördüm. Ardından ilerlemeye devam ettim. Kara kapının kulpunu tutup beklerken ben kapının arkasında bekliyordum. Kara kapıyı açınca içeri girdim arkamdan da Kara geldi. içerdekilerin bacaklarına ve kollarına hedef alarak hepsini vurmuştuk. Sürtük ve piç olan hariç. Kara silahı Tarık'a doğrultup
"Silahını yere bırak yoksa seni vurması için ona bırakırım!" diyerek Ece'nin saçlarını tutup çekiştirerek kapıya giden beni işaret etmişti. Kapıdaki adamlardan birene
"Bunun işini ben halledecem!" demiş ve sürtüğü onun önüne atmıştım. Adam beni başıyla onaylayıp sürtüğü yerden kaldırmıştı. Kara'ya baktığımda Tarık piçi silahı yere bırakırken onu bacağından vurmuştu. Tarık inleyerek yere düştüğünde ben yanlarına varmıştım. Kara'nın yanında durdum ve Tarık piçi ile iş birliği yapacak adamlara bakarak
"İyi iş çıkardık. Özlemişim..." Kara tek eliyle beni sardı
"Bende özlemişim Esmer Güzeli"
arkadan gelen öksürme sesi ile o tarafa döndük. Ege bize bakıyordu. Hemen Kara'dan ayrılıp Ege'ye doğru yürüdüm. Ege beni beklemeden odadan çıkınca peşinden gittim
"Ege! Ege bekle lütfen! Her şeyi anlatacam dur! EGE!!" durmuyordu. Berke'ye baktım.
"İyi misin?!"
"Evet iyiyim. Sen Ege'nin peşinden git. Eve gidince ifadeni alacam!" tamam anlamımda kafamı salladım. Ege'nin peşinden gittim. Tam depodan çıkıp ormana gideceği sırada deponun diğer tarafından ona hedef alan birini gördüm koşmaya başladım
"EGE DUR!"SELAAAMMM~
UMARIM HOŞUNUZA GİDER BEBEKLER 💋🦋
OY VERMEYİ UNUTMAYIN BALLAR 💜🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREVER TOGETHER (SONSUZA DEK BİRLİKTE)
Dla nastolatkówÇoğu şey umduğunuz gibi ilerlemeyebilir. Ama sorun etmeyin. İlerlediği yolu istediğiniz şekle sokabilirsiniz. Unutmayın ipler sizin elinizde! Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Fulya'da öyle içine kapanık sert ve umursamaz gibi görünse de aslında t...