"Nereye gidiyoruz?" dedim merakla mavi gözlerine bakarak. Bana bilmiyorum dercesine omzunu silkti."Gerçekten söylemeyecek misin?" dedim masum masum yüzüne bakmaya devam ederek.
Bana yandan bir bakış attıktan sonra gülümsedi. "Beni bu tatlı yüz ifadenle kandırabileceğini mi düşünüyorsun, Tombiş?" dedi sırıtarak. Ardından kendi sorusunu cevapladı. "Eğer böyle düşünüyorsan doğru yoldasın." derken gözlerine kadar ulaşan bir ifade vardı.
Gülümseyerek karşılık verdikten sonra utanarak bakışlarımı kaçırdım. İşte üzerimdeki Aras etkisi buydu. Saatler öncesi beni ağlatırken, şu an utandırmayı başarıyordu.
"Utanan bir Tombiş." dedi muzip bir ses tonuyla. Yanaklarımın daha da ısındığını hissettim. Kalp atışlarım da bu ana eşlik ettiğinde derin bir nefes aldım.
"Hayır." dedim ona bakmama konusunda ısrarcı bir tavır sergileyerek. Bu tavrıma sesli bir şekilde güldükten sonra beni daha fazla zorlamadı.
Bu nazik davranışı karşısında rahat bir iç çektim. Daha fazla utanç duygusunun vücudumda hüküm sürmesini istemiyordum. Benim için yabancı bir histi.
"Tombiş bugün ikinci randevumuza çıkmaya ne dersin?"
Duyduğum soru karşısında şaşkınca bakışlarımı ona çevirdim.
"Aniden mi?" dedim şaşkınca. Bana gülümseyerek baktıktan sonra başını onaylarcasına salladı.
"Ama..." diyerek itiraz etmeye çalıştım. Ama buna izin vermeyerek beni durdurdu. Şu an randevu için berbat bir durumdaydım.
"Hayır, Tombiş. İtiraz kabul etmiyorum." derken yüzünde ciddi bir ifade oluşturmaya çalıştı. Ama ciddiden daha çok şapşal bir yüz ifadesi oluşturmayı başarmıştı.
"Eğer görünüşün için endişeliysen..." dedi yüzüme dikkatli bir ifade ile bakarak. Gerçekten aklımı mı okuyordu? Bu düşünce ile gözlerim benden bağımsız büyüdü.
"Senin için en kötü olan halin bile benim için en iyisi, Tombiş." dedi yanağımı okşayarak. Dudaklarımı birbirine bastırdım. İltifata alışkın olmayan bünyem için bunlar çok fazlaydı.
"Aniden böyle şeyler söyleme." dedim gözlerimi kırpıştırarak.
"Neden?" dedi muzip bir ses tonuyla. Yüzünü bana hafifçe yaklaştırdıktan sonra "Yoksa..." dedi gülümseyerek. "seni heyecanlandırıyor muyum?"
Derin bir nefes aldım. Ve bir kaç adım uzaklaşmak için atak yaptım. Aras ne yapacağımı anlamış gibi belimden kavrayarak beni kendisine doğru çekti. Ani teması karşısında gözlerimi kocaman açarak ona baktım. Tepkilerim onu eğlendiriyormuş gibi sırıtıyordu. "H-hayır." dedim kekeleyerek.
Bakışlarını dudaklarıma doğru çevirdiğinde yutkunarak ona bakmaya devam ettim. Yoksa... beni mi öpecekti? Bu düşünce, kalbimi harekete geçirmeye yetmişti. Kulaklarımda kalp atışlarımın yankısını işitiyordum.
Aras'a karşı hislerim her geçen gün daha da yenik düşüyor gibi hissediyordum. Kalbimde büyüyen minik sarı bir nokta vardı. Bazen bu beni korkutuyordu. Ama Aras yanımda olduğu sürece bu korku yok oluyordu. Ve yerini güvene bırakıyordu.
Gözlerim benden bağımsız kapanırken o büyülü anın üçüncü kez gerçekleşmesini bekledim. Dudaklarımda sıcak bir nefes hissettiğimde iki yanımda asılı duran ellerimi yumruk şeklinde sıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARIŞIN
Novela JuvenilHer şeyin başladığı bir dönüm noktası vardır. Ve bir şekilde bu dönüm noktası bir noktada sonlanır. Benim hikayemin de bir dönüm noktası varmış aslında. Hemde farkında bile olmadan hayatıma giren bir sarışınla. Peki benim hikayem ne zaman bir son...