Şarkıyla okuyun.
....Kalbi karanlık bir cehenneme düşen Kayla'nın ağzından şu korkunç sözler döküldü;
Çocuğu öldür...
Kayla Uzay'a baktığında gözlerindeki acıyı gördü. Hayatındaki en korkunç anlardı. Uzay'ın nefessiz kalışını izlemek. Korkudan yere yığıldı...
...Uyandığında sanki bir haftadır uyuyormuş gibi hissediyordu. Beyni zonkluyordu ve mutfaktan sesler geliyordu. Ayağa kalktı ve mutfakta annesini görünce mutluluktan sımsıkı sarıldı. Yine babam olacak uğursuzun hediye ettiği beyaz elbiseyle karşısında duruyordu. Fakat aniden midesi kasıldı ve o korkunç gün aklına geldi.
Çocuğu öldür...
çocuğu öldür...
Sözler beyninde bir çığlığa dönüşmüştü. Annesinin gülen yüzüne bir kez daha bakıp hemen Gizem'in evine doğru koştu. Uzay ölmüş olamazdı... Kapıyı yumruklayarak çaldı. Kapıyı Gizem açınca ağlayarak Gizem'e sarıldı. Gizem de ağlıyordu ama sanki tuhaf bir şeyler vardı.
-U-uzay?
Kapıdan Uzay girince Kayla yaşadığı şokla gözleri kapanırken bilinci hala açıktı fakat sesleri duyamıyordu. Gözlerini açtığında yerde olduğunu ve kolonya kokusunu duydu.
-N-n-nasıl? Ama... Annem?
-Kayla çok uzun hikaye. Uyandığında nerdeydin?
-E-evde. Aşağı indim v-ve a-anneme s-sarıldım. s-sonra...
-Ne? Kayla, hayır, bu çok kötü...
-Noldu?
-Kayla, s-senin annen (sesi titriyordu.) s-senin annen öldü.
Gerisi sadece karanlıktı...Etrafındaki sesleri duyabiliyordu. Adını sesleniyorlar, korkunç fısıltılar beyninde çığlıklara dönüşüyor, yanan insan silüetleri görüyordu. Sonra gördüğü şey... Annesi... Beyaz elbisesi kana bulanmıştı ve elinde bıçakla Kayla'ya doğru gelirken Kayla boğuluyormuşçasına gözlerini kocaman açtı. Lanet rüyanın etkisiyle kalakalmıştı. Yattığı (daha doğrusu düştüğü) yerden kalktı ve çantasından o kitabı çıkardı.
Gölgelerin fısıltısı
Kayla derin bir nefes alıp kitabın ilk sayfasını açtığında sayfada sadece bir kelimenin yazılı olduğunu gördü; intikam.
Tam o anda ampul patladı.
Kayla yerinde sıçrayarak sağına soluna hızla baktı. "Kayla?" Gizem'in sesini duymak rahatlatmıştı. Oturduğu yerde elektriğin gelmesini beklerken daha önce hiç fark etmediği bir şey gördü. Ay ışığının aydınlattığı duvarda bir yazı... Kayla nefes alıp verişini duyabiliyordu.
İntikam.
Kesinlikle kanla yazılmıştı. Kayla hıçkırarak ağlamaya başladığında kalbi deli gibi çarpıyor, bir korku dalgası tüm vücudunu sarıyordu. Elektrikler geldiğinde Gizem hızla odaya girdi ve Kayla'ya soğuk su verdi. Kayla olayın etkisiyle tüm gece uyuyamadı.
Kayla ertesi gün kitabı kütüphaneye geri götürmek üzere yola çıktı. Kitabı götürüp bıraktıktan sonra eve dönerken havanın çok çabuk karardığını fark etti. Aldırmadı. Yürürken havada çıkan rüzgar şiddetini giderek arttırıyordu. Kayla tam Gizem'in evine yaklaşırken korktuğu şey başına geldi.
Yalnızdı ve neredeyse gece olmuştu. Korkunç gölge karşısında duruyor ona doğru süzülüyordu. Kayla korkudan nefes almayı unutmuştu. Kalbi artık atmıyordu. titreyen dizleri ayakta durmasını zorlaştırıyordu. Gördüğü şey karşısında ağzı açık kalan Kayla gölgenin kafasının biraz altına saplanmış olan cam parçasını görünce o günü hatırladı. Hatırlıyordu... Kayla'nın çocuğu öldür diyip sonra Uzay'ın nefesinin kesilmesini izlemesini, fakat hemen sonra endişeyle sahilde bulduğu cam parçasını cebine sokuşturduğunu hatırlayıp cam parçasını gölgeye fırlatışı ve öfkenin etkisiyle gölgenin Kayla'nın annesini cani bir şekilde öldürüşünü...
Fısıltılar düşüncelerini böldü. İntikam...
Sonra korkunç karaltı birden durdu. Kayla ilk başta ne olduğunu anlayamadı. Ta ki o devasa şiddetteki gürültüyü duyana kadar... Gölgenin tam arkasındaki ev büyük bir gürültüyle alev alıp patlarken bu patlamayla Kayla yere savruldu. Tek düşüncesi "Gizem..." oldu.
Gölge intikam alıyordu.
Kitapta ne yazdığını asla öğrenemedik fakat bildiğimiz bir şey var... Gölgeden haberi olan herkesin esrarengiz bir şekilde öldüğü söylenir... Şu an duyduğum fısıltılar bu kelimelerin son kelimelerim olduğunu gösteriyor... Korkarım ki siz okuyucularım, gölge sizin için de geliyor olacak.
Oy ve yorumları unutmayın :)