- Uyku planlarım çok uzun sürmedi. Mutfaktan gelen yüksek sesle yerimden sıçradım.
Y/N: Tom?
T: B-ben iyiyim
- Yinede kontrol etmek için kalktım ve mutfağa doğru ilerledim. İöeri baktığımda sadece bir kasenin kırıldığını gördüm. Beni kapıda gördüğünde arkasına döndü.
T: Özür dilerim
T: Bir an tutamadım
Y/N: Sorun değil
Y/N: Bu tek kalmıştı zaten
Y/N: Diğerlerinide ben kırmıştım
- İkimizde güldük, yerdeki kırılan parçaları toplamak için eğildim. Hepsini aldığımda çöpe attım.
Y/N: Çorba nasıl gidiyor?
T: Bitti
Y/N: Yine pizza yiyeceğimizi düşünmüştüm
- Gülerek gözlerini devirdi ve iki yeni kaseye koyduğu çorbalarla masaya ilerledi. Bende onu takip ettim. İkimizde masaya oturduk. Tadına baktım ve gerçekten güzel olmuştu.
Y/N: Sam'den bir şeyler öğrenmişsin
Y/N: Gerçekten çok güzel olmuş
- Gülerek cevap verdi
T: Afiyet olsun
- Birkaç dakika süren sessizlikten sonra tekrar bana döndü
T: Biletlerimizi aldım
Y/N: Ah, ne zaman?
T: Yarın
- Şaşkın gözlerle yüzüne baktım.
Y/N: Gerçekten mi?
T: Sonraki günler için yoktu
T: Ve salıya kadar orada olmalıydım
Y/N: Sorun değil sadece biraz hızlı oldu
- "Üzgünüm" anlamında iki omuzunuda yukarı kaldırdı. Boş kaseyi aldım ve ayağa kalktım.
Y/N: O zaman hazırlanmaya başlasam iyi olur
Y/N: Yemek için teşekkür ederim, muhteşemdi
- Elimle saçlarını dağıttım ve mutfağa ilerledim. Kaseyi bıraktım ve merdiven basamaklarını çıkmaya başladım. Kapının önüne geldim ve kolu aşağı çekip açtım. Dolaptan büyük bavulu çıkarttım. Gerekli olanları aldım ve yerleştirmeye başladım.
- Birkaç dakika sonra Tom'da yanıma geldi ve kendini geriye doğru yatağa bıraktı.
T: Nasıl söylemeliyim bilmiyorum ama...
T: Onlar biraz şeydir...heyecanlı
T: İyi anlaşacağınıza eminim ama sadece ilk başlarda biraz korkabilirsin
T: Ama korkmana gerek yok
T: O-onlar hep böyle y-yani bu nor-
Y/N: Açıklamana gerek yok Tom, çok iyi anlaşacağımıza eminim
- Dolaptan almam gereken şeyler olduğu için Tom'a arkamı dönmüştüm. Yattığı yerden kalktı ve arkamdan ellerini belime sardı.
T: Teşekkür ederim
- Yavaşça önüme döndüm ve bende kollarımı etrafına sardım.
Y/N: Asıl ben teşekkür ederim
Y/N: Bu kadar muhteşem olduğun için
- Cevap vermedi sadece kafasını omzuma koydu. Birkaç dakika öylece durduk. Güvende hissettiğim tek yerde yine sonsuza kadar kalmak istedim. Göğsümde hissettiğim kalp atışları önce hızlıyken yavaşlamaya başlamıştı. Büyük ihtimalle benimkiside aynı şekilde olmuştu. Hâlâ ikimizinde sarıldığımızda heyecanlanıyor olmamız komikti. Aklımdaki bu düşünceyle güldüm.
T: Komik olan ne?
- Tom'da gülerek sordu. Ellerimi boynunda birleştirdim ve geri çekilerek yüzüne baktım.
Y/N: Hâlâ bana sarıldığında heyecanlanıyorsun
Y/N: Sadece bunu fark ettim
T: Aslında aynısı sendede oluyor
Y/N: Öyle düşünmüştüm
- İkimizde birbirimize bakıp gülümsedik. Alt kattan gelen kapı sesiyle dikkatim dağıldı. Geriye çekildim ve tedirgin adımlarla merdivenlerden inmeye başladım. Tom'da arkamdan geliyordu.
T: Bu saatte kim gelmiş olabilir?
Y/N: Bilmiyorum
- Kapıyı açtım ve karşımda çok ciddi bir şekilde duran kadına baktım. Kim olduğunu bilmiyordum. Dolu gözleriyle yüzüme baktı ve elindeki zarfı uzattı. Yavaşça zarfı aldım ve tekrar ona baktım.
X: O gitti
- Dedikten sonra arkasına döndü ve hızlı adımlarla ilerledi. Arkasından sadece bakabildim. Kapıyı kapatıp zarfı incelemeye başladım. Bu sefer üstünde isim yoktu.
T: Açmak zorunda değilsin
- Cevap vermeden yırtarak açtım. İçindeki kırışmış kağıdı aldım ve katlanmış yerlerini açtım.
~ Y/N, eğer bunu okuyorsan çoktan gitmiş olacağım. 4 yıldır yakamı bırakmayan bu hastalıkla savaşıyorum, ama sanırım yenildim. Öğrendiğim ilk günden beri seni aramaya başladım. Son günlerimde ise buldum. Geç kaldığım için özür dilerim. Bu saatten sonra beni sevmeni yada özlemeni beklemiyorum. Tek isteğim; eğer birgün çocuğun olursa hergün ona onu sevdiğini söylemen. Onunbenim içinde sev lütfen. Dünyadaki en kötü baba olduğum için özür dilerim
Seni seviyorum Y/N...- Kağıdın üstündeki dağılmış mürekkep lekelerine baktım. Tekrar katlanan yerlerden katladım ve zarfın içine koydum. Bakışlarımı yerden hiç ayırmadım. Mektubu benimle okuyan Tom karşıma geçti, eliyle yanağımı tuttu ve başımı yukarı kaldırdı. Onunda gözleri dolmuştu.
- Her zamanki gibi tutamadığım gözyaşlarım akmaya başladı. Daha da yaklaştı ve kollarını sıkıca etrafıma sardı. Gözyaşlarım sessizce aksada içimdeki fırtınalar çok sesliydi.
Y/N: Neden bu kadar acıtıyor?
- Cevap vermek yerine eliyle saçlarımı okşadı. Gerçekten canımın acıdığını hissediyordum. Ondan bu kadar nefret ederken neden ölümü bu kadar acıtmıştı ki. Babamdı sonuçta. Bir kere bile beni sevdiğini söylemedese babamdı. Ve artık yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• o p h e l i a • Dream With Tom Holland •
Fanfiction🌃💫 ~"do you know? I fell in love with you again today..." ~" Heaven help a fool who falls in love..."