1- in the club

1.3K 45 12
                                    

- "Çok gereksizce hızlı gidiyorsun Jace"

Elimdeki bardakta kalan son içki yudumunu da dikledim ve kendimi müziğin temposuna bıraktım. Başım ileriye geriye hareket ediyordu. Benim huzurum da buydu işte.

Yanımda içkisini yudumlarken dikkatle beni izleyen Cristian vardı. Kendisi bir gecede beş şişe ve daha fazlasını bitirme rekoruna sahipti, fakat bana geldiğinde bir bardağı bitirmeme kızıyordu.

Saçlarımı geriye sürdüm ve tezgah ile Cristian'dan uzaklaşıp kendimi striptiz direklerine attım. Hiçbir boka yaramadığımı ve hiçbir boku başaramadığımı düşünürdüm, fakat karşı cinsimi baştan çıkarmada ve direk dansında gayet iyiydim. Tam bir fahişe olduğumu biliyordum. Tek eksiğim şu ana kadar kimseye kızlığımı kaybettirmemiş olmamdı.

Ben direğe çıktığımda herkes benim olduğum yöne doğru yaklaşıp alkışlamaya başlamışlardı. Burada, bu şekilde popüler olmuştum. Millet dansımla kendinden geçiyordu.

Cristian'nın beni süzen bakışlarını fark ettikten sonra kendimi rahatlatıp hareketlerime başladım. Şimdi de alkışlara ıslıklar eklenmişti. Edepsizce küfredenler bile vardı. Bu bana iyi geliyordu.

Müziği içimde hissediyordum adeta. Başımı geriye attım ve direkteki dansıma devam ettim. Yanımdaki direklerde de kızlar vardı ama onlar benim kadar ilgi çekmiyorlardı. Onlara güldüm ve biraz daha devam ettikten sonra direkten indim. Alkışımı da almıştım. Müzik daha da yükseldiğinde Cristian'la oturduğumuz yöne doğru yürüdüm. Barmenden bir içki daha istedikten sonra yanıma baktım. Cris orada değildi.

- "Cristian'ı mı arıyorsun?"

Başımı sesin sahibine çevirdim. Hayley, yeni boyattığı kırmızı saçları ile karşımda sigarasının dumanını dışarıya vuruyordu. Başımı onaylama amacıyla salladım. Saçları ilgimi çok fazla çekiyordu.

- "Yine bir fahişe ile düzüşüyor. Orospu çocuğu"

dedi ve sigarasını Cristian'ın içki bardağına atıp sönüşünü izledi. Ondan hoşlandığını biliyordum. Uzun yıllardır onlarla takılıyordum ve hepsini içlerini okuyabilecek derecede tanıyordum. Evet, Hayley ondan hoşlanıyordu ama Cristian için aynı şeyi söyleyemeyecektim. O, gerçek anlamda bir orospu çocuğuydu. Bir gün içerisinde kaç kızı becerdiğini sanmaya çalışmak bir işkence olurdu.

- "Siktir et şu piçi. Sana daha ateşlisini bulabiliriz bebeğim"

Cümleme gülümsedi ve bakışlarını etrafta gezdirdi. Bende oturduğum sandalyeyi insanlara doğru döndürdüm. Burada insanlar birlikte dans edip eğleniyorlardı fakat %90'ı birbirini tanımıyordu. Kimse yaptığından utanmıyordu ve anı yaşıyordu. İşte bende bunu seviyodum.

- "Direkte yine çok seksiymişsin Jace. Nathan bana seni anlata anlata bitiremedi de"

- "Siktirsin gitsin. Onun övgüsüne ihtiyacım yok"

- "Nasıl? Ama sen ond.."

Son yudumumu da dikledim ve Hayley'in cümlesini tamamlamasını beklemeden yanından kalktım. Nathan adını duymak istemiyordum artık. O benim için bitmişti ve hayatıma giren en iyi kancıklar listesinde ilk üçteydi.

Hayley arkamdan durmamı söylemişti, onu dinlemedim ve ilerlemeye devam ettim. Hayat felsefem hiçbir boku önemsememek ve umursamamak olsa bile, Nathan kancığının ilişkimiz içerisinde beni başka bir fahişe ile aldatması gücüme gitmişti. Bu aldatma olayının kaçınılmaz olduğunu bilmem gerekiyordu. O da Cristian gibiydi. Hayatlarında ve o lanet olası erkeklik uzuvlarında bir kadına değil birçok kadına yer vermeyi severlerdi. İğrenç yaratıklar.

Klübün kapısına yaklaştıkça müzik sesi azalıyordu. Rahatlamaya başladığımı hissediyordum. Aslında müzik beni rahatlatan şeylerden biriydi ama onsuz olmak da iyi hissettirmişti.

Cebimden bir mentollü şeker çıkardım ve ağzıma attım. Mentol içki tadıyla karıştığında pek iyi bir tat oluşturmamıştı ama bu umrumda değildi. İnsanların içinden hızla geçip kapıya ulaştığımda bir kol beni durdurdu.

- "Bebeğim? Gitmek için çok erken değil mi?"

Bu siktiğim sesi tanıyordum ve şuan o konuşurken açılıp kapanan ağzına tükürmek istiyordum. Nathan'a döndüm ve kolumu sertçe çekip ondan kurtardım. Sırıtıyordu. Hiçbir bok olmamış gibi davranması beni delirtiyordu.

- "Sen git ve bağırta bağırta becerdiğin fahişeye söyle bunu. Ayarsız piç"

Kapıyı açtım ve ileriye doğru bir adım attım. Beni çekti ve sertçe kapıyı kapadı. Kollarımdan tutup beni ona yasladı. Çırpındım ve dişlerimi sıktım. Ondan kurtulduğumda yüzüne bir tane geçirmek için sabırsızlanıyordum.

- "Bu kadar takılma buna güzelim. O sadece bir gecelikti. Sen hepsin"

- "Çek kollarını üstümden ve benden uzak dur! Sonsuza kadar!"

Sırıttı ve baş parmağını dudaklarımın üstünde gezdirdi. Başımı oynattım. Parmağını dudaklarımdan çekip kendi dudaklarına sürttü. Hemen ardından da yaladı. Ne amaçlıyordu bu piç?

- "Seni özledim Jace. Hiçbir fahişe senin gibi hissettirmiyor. Tamam, belki sen kızlığını hala bana vermemiş olabilirsin ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. Sende tuhaf bir çekim var. Kimsede olmayan siktiğim bir çekim"

Bu sözlerle beni yeniden elde edeceğini mi sanıyordu? Çünkü ben şuan öyle hissediyordum ve yapmak istediğim tek şey erkeklik uzuvlarına sert bir tekme atmaktı. Öyle de yaptım. O acıyla kıvranırken ben klübün içerisinde hızla ilerledim. Gece boyunca bir daha asla görmek istemiyordum onu. Hatta hayatım boyunca görmek istemiyordum.

- "Benden kaçamazsın Jace! Hala benden hoşlanıyorsun! Bana bağlısın! Bırak şu siktiğim inadı da sevgilinin kollarına gel bebeğim!"

Ardımdan bağırdığını duyabiliyordum. Haklılık payı ne kadardı bilmiyordum ama ona bunun doğru olmadığını hissettirmem gerekiyordu. Önüme çıkan ilk oğlanı öpecektim. Daha fazlası da olurdu. Yeter ki Nathan kancığı bu düşüncelerinde yanıldığını anlasın.

Nefesimi verdim ve arkası bana doğru dönük olan oğlanın önüne geçip dudaklarına yapıştım. İlk başta şaşırmıştı. Daha sonrasında ise beni duvara yasladı ve öpücüklerime sertçe karşılık vermeye başladı. İtiraf etmeliyim ki, öpüşmede iyi bir oğlana rastlamıştım.

Gözlerimi açıp uzağımızda bizi izleyen Nathan'a baktım. Dişlerini sıkıyordu. Ellerimi oğlanın değişik kesimli saçlarına daldırdım ve onu kendime çektim. Yeniden Nathan'a bakındım. Orada değildi. Sanırım adını bilmediğim bu oğlanla öpüşme sahnemiz de burada son bulacaktı.

Durdum ve onu ittirip ilerlemeye başladım. Ardımdan gülmüştü.

- "Beni öpüyorsun ve şimdi öylece gidiyorsun. En azından adını bahşedebilirsin, değil mi?"

Ona döndüm ve gülümsedim. Görünüşü de beklediğimden çok daha iyiydi. Uzun boylu ve hafif kaslı bir yapısı, yeşil-kahve gözleri vardı. Saçlarının kesimi sadece ona böylesine yakışabilirdi sanırım. Ve en çok beğendiğim, dolgun dudaklara sahipti. Onları ısırmak isteyebilirdim. Veya boynumda olmaları iyi hissettirirdi. Bu kadar iltifattan sonra onunla tanışabilirdim.

- "Jace"

- "Neymar"

Uzattığı eli tutup sıktım. Tuhaf bir his vücuduma yayılmıştı. Merakla ellerimize baktım. O ise elimi bıraktı. Bakışlarımı gözlerine çevirdim. Gitme vaktimin geldiğini düşünüyordum. Arkada Hayley bana el sallıyordu.

- "Sonra görüşürüz, Neymar"

Sırıttı.

- "Görüşeceğiz, Jace"

Yanından hızla ayrıldım ve Hayley'in yanına vardım. İlginç bir şekilde beynime hükmetmeye başlamıştı.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere gençler, oy ve yorumları eksik etmeyin. Sizlerin sayesinde hikayeye devam edip etmeme gibi bir karar vericem.

Öptüm:3

desire; njr// njrffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin