Bölüm 41

93 33 13
                                    

Sabah erkenden uyanmıştım her zamanki gibi. Ama bugün hiç erkenden ayaklanıp dükkana geçesim gelmemişti. Bu yüzden yatağımda sırt üstü uzanmaya devam edip tavanla aşk dolu bakışmalar yaşadım.

Aklıma gece yaşananlar gelmişti. Eren'in söyledikleri, Enes'in karşıma çıkıp özür dilemesi, Egemen'in dükkana gelişi. En çok beynimi kurcalayan ise Egemen'di. Zamanında babam da, Erdem'in babası Aykut Amca da o adamdan hoşlanmazdı. Ama babam buna rağmen Afra Ablanın -Erdem'in ablası- vefatından sonra onunla iş yapmaya başlamıştı. Bu yüzden bir süre Erdemler ile pek görüşememiştik. Eren kısmına gelince de harbiden ben Eren'in babasını daha dün gece tanımıştım. Tabi diğerleri de. Egemen neden Eren'in babası olduğunu saklamıştı ki? Ya da babam ve Aykut Amca sevmedikleri halde neden babam bu adamın yanına gitmişti ki?

Dalgınca gece yaşananları düşünürken telefonumun üst üste titrediğini gördüm. Merakla elime telefonu aldım. Ali gruba mesaj atmıştı.

"Günaydın saygı değer bebelerim. Iyisiniz inşallah. Ben bombeler gibiyim. Sizlerde öyle olun efenim. Bugün piknik yapmaya gidelim. Hatta kamp yapalım. Sizler ne dersiniz efenim."

Mesajı önce içimden ardından da sesli okumuştum. Bizimkilerde uyanmış tek gözle beni dinliyorlardı.

"Bizimkiler mi?" dedi Ela.

Olumlu anlamda kafamı salladım. Aslında hepimizin kafa dağıtmaya ihtiyacı vardı. Güzel olurdu bu fikri değerlendirmek.

"Bana uyar valla, gidiyoruz o zaman," diye sesli mesaj attım gruba.

"Yaren kabul ettiyse bizim reddetme gibi şansımız yoktur diye düşünüyorum," diye sesli mesaj attı Eren.

Sesi gece yaşananlara göre gayet neşeliydi. Bu duruma sevinirken saçma etiketlerimden birini atıp saçıma başıma düzen vermeye başladım.

"Siz planlayın ben dükkanı açayım," dedim kızlara.

Sonra annemin yaptığı poğaçalardan dört tane alıp dükkana gitmek için evden çıktım. Dükkanı açıp karnımı doyurduktan sonra gelen giden olmadığından etrafın tozunu alıp, yerleri süpürüp sildim. Günün ilk müşterisinden sonra da gruptaki mesajları okudum.

"Hasan: Ee planımız nedir?

Ela: Bence bugün gidelim, hafta sonunu orada geçirip pazartesi dönelim.

Dilan: Aynen hafta sonuna kuaförde randevu alan da yok.

Ali: O zaman Yaren bugün öğlene kadar çalış, öğleden sonra hazırlık yapalım. Akşama da yola çıkalım.

Eren: Nereye gideceğiz?

Ali: Ben merkezden uzak olan dereli ormanlık alana gideriz diye düşündüm. Sessiz sakin yer zaten.

Dilan: Güzel düşünmüşsün, bence de oraya gidelim.

Eren: Tamamdır o zaman. Öğlen görüşürüz.

Ela: Görüşürüüüzz."

Mesajları okuyup onayladıktan sonra saate baktım. Dükkanı kapatmama bir saat kalmıştı. O bir saatte de sanki iki gün dükkanı açmayacağımı duymuşlar gibi yedi kişi gelmişti. Işimle beraber ben de biterken evin yolunu tuttum. Eve geldiğimde kızların çoktan hazırlıkları tamamladığını gördüm. Bizimkiler gelene kadar ben de biraz dinlendim. Çok geçmeden erkekler de gelince yola çıktık.

İNTİKAM 1: Karanlık OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin