11- HASTANE

135 15 60
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Gözlerimie değen sert ışık yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Kıpırdayıp ışıktan kurtulmak istesemde başaramamış olduğum yere çakılıp kalmıştım. Başım zonkluyordu. Etrafımda kime ait olduğunu bilmediğim bulanık sesler baş ağrımı ikiye katlıyordu. Zor da olsa gözümü açmış ve sağ tarafımda ağlayan orta yaşlı kadına bakmıştım. Gözlerini kapatmış, sımsıkı ellerimi tutarak ağlıyordu. Hemen yanında yine kim olduğunu bilmediğim başka bir adam ve onun solunda beyaz önlüklü biri vardı. Hareket edemediğim için kimse uyandığımı fark etmemişti. Bu yüzden elimi tutan kadına kendimi fark ettirmek için parmağımı oynatmaya çalışmıştım. Ancak parmağımı çok sıktığından mıdır yoksa bedenimle ilgili bir sorundan mıdır bilinmez hiçbir şekilde hareket ettirememiştim. Son çare ses çıkarmaya kalınca boğazımdaki yumruyu görmezden gelip konuşmaya çalışmıştım.

Ancak bu sefer de sesim çıkmamıştı. Resmen hiçbir şey yapamıyordum, ben buradayım uyandım diyemiyordum. Bu sırada boğazımın kuruduğunu ve o yüzden konuşamadığımı fark etmiştim. Güç bela ağzımdan minik minik iniltiler bıraktığımda başını elime gömmüş olan kadın şokla kafasını kaldırmış ve bana bakmıştı. Doktor olduğunu tahmin ettiğim beyaz önlüklü adamla diğeri de bana baktığında sonunda konuşabilmiştim.

"S-su." Ağlayan kadın hızla ayağa kalkıp komidindeki sürahiden bardağa suyu boşaltmış ve bana içirmeye çalışmıştı. Ancak tam o sırada beyaz önlüklü adam müdahale etmişti.

"Sun Yeon hanım, Jennie'nin vücudu henüz şoku atlatabilmiş değil.  Hareket etmesi zararlı olabilir. Şu pipeti kullanın lütfen." Deyip yanı başımdaki uzun ince hortum gibi olan şeyi göstermişti. Adının Sun Yeon olduğunu öğrendiğim kadın hızla başını sallamış ve pipetin bir ucunu alarak bardağın içine, diğer ucunu ise ağzıma koymuştu.

Bir yudum almamla acıyan boğazım canımı yaksada umursamamış ve kana kana içmiştim suyu.

"Nasılsın kızım? Daha iyi misin? Çok korkuttun bizi." Diyen kadına karşın fal taşı gibi açmıştım gözlerimi. O bana kızım mı demişti? İnsan annesini hatırlamaz mıydı? Bu kadını tanımıyordum ki ben.

"Ü-zgünüm ama, kimsiniz?" Dudaklarımdan çıkan bu üç kelimelik cümle karşı tarafın hoşuna gitmemiş olacak ki hızla ayağa kalkıp beyaz önlüklü adama dönmüştü.

"Bu da ne demek oluyor!?" Kadın o kadar sesli bağırmıştı ki yerimde zıplamıştım.

"Size söylemiştim, kafasındaki büyük sarsılmanın hafıza kaybına neden olabileceğini biliyordunuz zaten Sun Yeon hanım. Lütfen düzgün tepkiler verin, hastayı korkutuyorsunuz." Hafıza kaybı mı?

𝐋𝐲𝐢𝐧𝐠 𝐋𝐨𝐯𝐞𝐫 | MYG • KJNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin