# Bölüm 5 #

25 6 22
                                    

Sınıfa bir sessizlik hakimken önce bizim dersin profesörü ardından onların profesörü sınıfa geldi. İkisi de aynı anda "Neler oluyor burada?" dediğinde Engin cevap vermek için kendi derslerinin profesörüne döndü.

"Üzgünüm Profesör! Bu sınıfın boş olduğunu sanmıştım ama değilmiş."

"Engin ilk kez görevini suistimal ettiğini görüyorum."

Büyük ihtimal onunla gerçekten ilk olan tanışmamda da aynı aptallığı yapmıştım ama bazen bir hatayı kaç kere yaparsak yapalım onu yapmaya devam ederdik çünkü vücudu kontrol altında tutan iki organdan biri ağır basardı. Kişi hangisini daha çok kullanıyorsa öyle karar verirdi, kalbini kullananlar çoğu zaman düşünmeden hareket ediyor -kendimden biliyorum- olabilir.

"Asıl ben özür dilerim Profesör! Engin'i dinlememeli ve sizi bu sınıfa çağırmamalıydım. Bana sınıfın boş olduğunu söylemişti ama..."

Cümlemi devam ettirmeden iki profesörde yeterli diye cevap verdi. Birbirinin gözlerine baktılar ardından Korkunç Kaplan konuşmaya girdi.

"Tüm öğrenciler şimdi dışarı çıksın. Bugün iki sınıfta dersini dışarıda işleyecek."

"Ayrıca Taha ve Miray bir dakikalığına benim yanıma gelin."

Tedirgin olmuştum çünkü ilk defa profesörün odasına ders dışı bir şey için gidiyordum. Ellerimin titrediğine emindim ama onlara bakmıyordum çünkü görürsem daha çok korkacaktım. Daha önce hiçbir hocanın beni odasına çağırmasını gerektirecek şeyler yapmamıştım bu ilk defa olduğu için tedirgindim. İlkler beni her zaman çok korkuturdu hayatımda değişimler olmasını sevmezdim.

Ben içten içe kendimi yiyip bitirirken Engin'in ellerime baktığını hissedebiliyordum. Beni sevdiğini söyleyen bu çocuğun aklından geçen şey beni sakinleştirmek için elimi tutmak olabilirdi, olabilir miydi?

Önce göz göze geldik ardından Engin tekrar ellerime baktı.

"Biraz sakinleş, ders dışında ilk gelişin falan değil ya..."

"Öyleydi..."

Bir anlık sesim yükselmişti ama Engin buna sinirlenmek yerine bana gülüyordu.

"Neden gülüyorsun?"

"Profesörün odasına ilk kez çağırıldığını düşünmene gülüyorum ama ne tatlı yine ilklerin benimle gerçekleşiyor."

Kalbim hızlanmıştı, stresden olmalıydı. İlk kez profesörün odasına çağırılmadığımı öğrenmek beni daha çok germişti çünkü böyle bir şeyi unuttuğuma göre yine onunla gitmiş olmalıydım.

"Taha bana bunu neden yapıyorsun?"

İçimden Engin dediğim kişiye neden Taha diye sesleniyordum? Aklım ve kalbim birbirinden ayrı hareket ediyordu.

"Bana Taha deme demiştim."

Ona sesimi yükselttiğim zaman bağırmamıştı ama Taha dediğimde neden bu kadar çok sinirleniyordu?

"İkinizde içeri girebilirsiniz."

Profesörle birlikte odasına gelmiştik ama içeri başka bir profesörün girmesiyle bir süre dışarıda beklememizi istemişlerdi.

"Profesör ben gerçekten..."

"Sizi özür dilemeniz için çağırmadım Miray."

Yaşanan her olay kafamı daha çok karıştırıyordu. Karşımda duran kişiyi unutmayı seçtiğim için pişman olacak bir hale gelmek üzereydim.

Sonsuza Dek GencizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin