İçimdeki Rüzgar

1K 75 73
                                    

Ali sabaha karşı uyanmıştı sabahı zor etmişti resmen. Herkes acildeydi saatlerdir uğraştıkları için Ali kimseyi rahatsız etmek istememişti ama biraz önce acil iyi hâle gelmişti ve iki saat önce nöbeti olan Doruk hariç ki Demir ve Nazlı'nın ne kadar yorulduğunu görüp o gün nöbeti devralmayı teklif ettiği için nöbet tutuyordu herkes eve gitmişti. Ali'nin yanında kalmak için çok ısrar etmişti Nazlı ama Ali onu ikna etmişti. 

Tabii Ali uyuyamadığını kimseye söyleyememişti. Kime diyecekti ki her uyuduğunda olanları. Tekrar uyumaya da cesaret edememişti Ali şimdi de yorgun hissediyordu kendini. Derin bir nefes aldı ve odadan çıktı.

"Pardon bakar mısınız ben bir bardak çay alabilir miyim lütfen?" Dedi Ali gördüğü bir hastabakıcıya.

"Hocam kusura bakmayın Ferman Hoca kattaki herkesi tembihledi çay kahve yok diye."

"Abi ya... Teşekkür ederim ben geçeyim içeri o zaman." Dedi Ali ve hırkasına daha çok sarılarak odaya geçti.

Sonra telefonuna sarıldı. Hemen bir numara tuşladı.

"Efendim kara şimşeğim?" Dedi Doruk telefona cevap verince.

"Doruk nöbette misin hâlâ?" Dedi Ali.

"Son yarım saatim iyice de tenhalaştı acil de neden sordun hem senin uyuyor olman gerekmiyor mu Cefam?" Dedi Doruk.

"Acil çok tenhaysa beş dakika bana bir bardak çay kaçırabilir misin diye soracaktım sadece bir bardakçık çaya ihtiyacım var şu an bak sen anlarsın beni lütfen iki dakika bana çay getir Doruk." Dedi Ali.

Doruk bir süre sessiz kaldı.

"İyi peki yaktın beni ama bir bardak çay bir şey yapmaz herhalde acil de bayağı tenha zaten pratisyen arkadaşımız da geldi ona devredip iki çay kapıp geliyorum sohbet ederiz azıcık uyar mı?" Dedi Doruk.

"Hem de nasıl sağ ol Doruk." Dedi Ali.

On dakika içinde Doruk elinde iki çay olan bir tepsiyle içeri girdi. Ali de odadaki koltukta oturuyordu zaten.

"Sen niye yatakta değilsin hemen kalkmışsın öyle Ali?" Dedi Doruk ve elindeki tepsiyi koltuğun önündeki sehpaya bıraktı.

"Yatak lafı duymak istemiyorum ya." Dedi Ali.

Doruk nöbetçi önlüğünü çıkarıp bir kenara fırlattı sonra da koltuğa Ali'nin yanına oturup bir çay aldı kendine.

"Bana bak sende bir hâller var ne oldu anlat." Dedi Doruk.

"Gerçekten çok başarılı bir ameliyat yapmışsınız."

"Çok bir şey açıklamadı bu yani eyvallah da senin de istediğin bu değil miydi işte?"

"Şöyle ki o kadar güzel kendine getirmişsiniz ki hafızamı küçükken aklımdan silinen ve eskiden hatırlamadığım bazı anıları hatırladım. Fazla iyi olmuş yani." Dedi Ali.

Doruk onun yüzüne baktı.

"Anladığım kadarıyla pek de ahım şahım bir anı değilmiş." Dedi Doruk.

"Ne demezsin. Bir şeye bulaşmıştım küçükken ve sonra olay öyle yerlere geldi ki ben... Şimdi onca zamandan sonra bu olanları hatırlayınca şok oldum sarsıldım tahmin edebileceğin gibi. Rüyalarımda görüyorum diye uyuyamıyorum." Dedi Ali.

"Ne gibi bir şeydi bu bulaştığın şey mesela?" Dedi Doruk.

Ali tek yudumda çayı dikip içti.

"Anlaşıldı bayağı büyük bir şey galiba." Dedi Doruk.

"Evet aynen öyle. Küçüktüm anlamıyordum ama sonra anladım İşte. Zaten olayı bir tek Ahmet abim biliyordu bir de ben ve kuzenim."

En Çok Abim Severdi BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin