Yakarış

126 25 0
                                    

Sana bir şey öğretmeyen acı boşa çekilmiş acıdır.
*****
"İçinde birçok cevabı barındıran soru cümlesi insanın canını yakabilir mi Komutanım?" Gece yerini gündüze bırakmıştı. Çok karanlık gecenin ardından çok can yanmıştı. Güneş Üsteğmen elini omzuna götürdü eline bulaşan kana baktı.

"Komutanım, Oktay babamın canı çok yanmış mıydır?" Güneş Üsteğmenin sesi canhıraş çıkmıştı.  Hayat; uçsuz bucaksız, umut mavisi bir denizdir. Sakin ve güvenli bir koyda başlar yaşam yolculuğu. Bir gemi yanaşmıştır limana binersin hayatın seni nereye götüreceğini bilmeden gidersin belki de özgürlüğe gidiyorsundur. Ama öyle bir an gelir ki mutluluk aniden yerini hüzne bırakır.

"Her acı diner, her yara iyileşir Üsteğmenim." Güneş Üsteğmen yaşlı gözlerle baktı Ayla Yüzbaşının kahverengi gözlerinin içine.

"Yaralarıma iyileştirici kelimeler dikebilir misiniz Komutanım?" Güneş Üsteğmenin sesi çektiği acıyı dışa vuruyordu.

"Tavrım bana nasıl davrandığınıza bağlı hanımlar beyler?" Uzun boylu, iri yapılı, kıvırcık omzuna kadar gelen saçlarını salık bırakmış  adam, elinde silahı havaya kaldırdı üç el ateş etti. Soygun yaptığı bankada sıkışıp kalmıştı. Gökhan Yüzbaşı ve Sahra Astsubay göz göze geldi.

"Komutanım ne yapacağız?" Soyguncunun adı terör listesinde aldığı için terörle mücadele ile birlikte yürütüyorlardı. Rehinelerin arasında asker ve polisler vardı soyguncu bilmeden içerde de köşeye sıkışmıştı.

"Bizlerin dışında siviller de var önce onları buradan çıkarmamız gerek."

"Emredersiniz Komutanım," diye fısıldadı Sahra Astsubay.

"Vazgeçmek; zayıflık değil bırakacak kadar güçlü olmaktır." Selim Teğmenin sesini duyunca Gaye Üsteğmen gülmeye başladı. Öfke patlaması yaşıyordu öfkesini gülerek atıyordu.

"Sana bir şey öğretmeyen acı boşa çekilmiş acıdır." Sesi demir kadar sert çıkmıştı birkaç saniye gözlerinin içine baktıktan sonra sözlerine devam etti.

"Diyorsun öyle mi? Doğru söyle zevk aldın mı senin ardından gözyaşı döktüğüm için ne dedin arkamdan aptal nasıl da ağlıyor arkamdan mı dedin?" Selim Teğmen öfkeyle Gaye Üsteğmenin kolundan tuttu.

"Anlamıyorsun Gaye yap." Gaye Üsteğmenin sözünü kesmesi ile Selim Teğmen çaresizce sevdiğinin gözlerinin içine baktı.

"Victor Hugo demiş ki; 'yerini vaktinde terk etmeyi bilmek gerçek olgunluktur. Sadece acizler kalmakta ısrar eder.' Ne kadar doğru demiş değil mi?" Boynuna taktığı zinciri çıkardı nişan yüzüğüne baktı daha sonra öfkeyle zinciri Selim Teğmene attı. Zincir Selim Teğmenin göğsüne çarptı yere düştü.

"Bitti bir daha karşıma çıkma."

"Gaye," dediği an Gaye Üsteğmen, Selim Teğmenin sözünü kesti.

"Komutanım diyeceksin asker unuttun herhalde ben senin komutanınım." Arkasını döndü. Her hikâye onu yaşama arzusuyla başlardı ama bazen hikayeler yarım kalmak zorunda olurdu Gaye ve Selim'in hikayesi de başlamadan bitmişti.

"Unutma, boğulmak için hayatta kal." Soyguncunun sesi alay dolu çıkmıştı, Gökhan Yüzbaşı ve Sahra Astsubay göz göze geldi, Gökhan Yüzbaşı başını salladı mesajı alan Sahra Astsubay acı dolu bir çığlık attı.

"Ah!" Elini karnına götürdü aylar önce doğum yapmıştı bu yüzden doğum sancısını çok iyi biliyordu. Rol yaptığını kimse anlamazdı.

"Ne oluyor?" Sahra Astsubay yaşlı gözlerle Azer kod adlı teröristin ela gözlerinin içine baktı.

"Sancım var lütfen dışarı çıkmama izin verin." Başını omzuna koyan Azer emin olmak ister gibi Sahra Astsubay'ın gözlerinin içine baktı.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin