.
lumos.
Bölüm 'D. Bir Takım Gerçekler' bölümünün hemen devamıdır. Bilginize.
Nox.
Onu düşünmeyecekti. Onu düşünmemeliydi.
O lanet siktiğimin buklelerini, dün gece çaresizce bahçede koşturarak Draco'yu ararkenki halini, gözlerinin korkuyla açılmasını, kirpiklerinin kaygıyla titreyişini, ay ışığının aydınlattığı bahçenin ortasında çılgınca koşmasını düşünmeyecekti. Bunların hiçbirini düşünmemeliydi. İçinde bir yerlerin tüm boş vermişliğiyle kızı görmek, onunla konuşmak için çıldıran yanını görmezden gelmeliydi. Başkanlar Tuvaletinde iksirden gelen boşluk hissinde nasıl da çılgına düştüğünü, bir anda kendini kaybettiğini, gerçekten içinde bir yerlerin kokuyu bekleyip beklemediğini düşünmeyecekti, düşünmemeliydi.
Sikerler.
Onu düşünüyordu.
Onu düşünmekten kendini alamıyordu.
Granger.
O kız- o kız satranç tahtasını değiştiriyordu. Ve bu yaptığının farkında bile değildi. Karanlık gecede Draco'yu çaresizce ararken burnuna tüneyen o kırmızılıkla o lanet burnunu farkında bile olmadan Draco'nun hayatına sokuyordu.
Sikerler.
Kızın bir halttan haberi bile yoktu.
Granger.
Hırkasını yakıp yok etmek istemişti- bir an gerçekten bunu yapacaktı da. Ama bilinçsiz, fütursuz ve güvencesiz bir düşünceyle hırkayı katlamış ve kendi dolabına koymuştu. Şimdi kendi gardropunun içinde; Slytherin kıyafetleri, yeşil-gümüş Quidditch takımları, siyah giysileri, siyah kazakları ve çoğu puslu gri olan pijama takımlarının arasında bir yerde Granger'ın bordo hırkası duruyordu. Gardropunun arasında saçma rengiyle hemen göze batıyordu, oraya ait olmadığı aşikardı ama bir şekilde oraya ait olması gerekiyormuş gibi aykırıca orada durmaya devam ediyordu.
Tıpkı kızın da kendi hayatında aykırı olması; aslında olmaması, uygun olmaması ama bir şekilde olmaya da devam etmesi gibi.
Kafası çok karışıktı.
Üstelik bugün hesap günüydü. Akşama hazır olmalıydı. Onu düşünemezdi.
İki hafta öncesinde olduğu gibi elleri yine bomboştu, değişen bir şey daha yoktu; bu gece zaten zor bir gece olacaktı. Onu düşünmemeliydi, daha büyük dertleri varken olmaz. Çözülmesi gereken şeyler varken olmaz. Bradley mevzusunu bile halledememişti. Dolap hala inatçıydı. Draco bir türlü sonuç alamıyordu. Sıkı sıkıya tutunduğu tek şey Bradley'di. Onu da ne kadar korkutursa korkutsun Noel için hazırlayamıyordu. Bradley Noel'de evine gidip amcasından kalma o lanet broşu almalıydı, Draco'nun dolap için o broşa ihtiyacı vardı. Ama lanet velet Draco'dan ne kadar korkarsa korksun asla geri durmuyordu.
Üstelik Granger'la anlaştıklarından beri çocuğu rahatsız etmeyi bırakmıştı, kuşkusuz Bradley'nin Granger'dan destek aldığı kesindi. Çocuk ona bakarken artık o kadar da korkmuş görünmüyordu. Yine gözlerini kaçıyordu ama Draco'ya öfkesi ve kini yüzünün her bir mimiğinde belli oluyordu. Bu daha kötüydü, Draco'nun otoritesini sarsıyordu.
Ama her şeyden öte- dün gece tamamıyla dağılmıştı. Kafasını yastığa koyduğu an gözleri daha fazla dayanamayarak kapanmıştı, uykuya teslim olduğunda henüz gün yeni ağarıyordu. Sabah başında korkunç bir ağrıyla uyandı. Kahvaltıya inmemişti, uykulu gözlerle yatakta bir o yana bir bu yana dönüp durmuştu sadece. En nihayetinde ders için kalktığında tek düşünebildiği Granger'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MudPureBlood | Draco Malfoy & Hermione Granger
Fanfic"Yazın sonunda bambaşka biriydin o zaman. Yetenekli, güçlü ama çok şey görüp geçirmiş biri." Draco acıyla karışık güldü. "Sanırım. Tek bildiğim artık çocuk olmadığımdı." Hermione içindeki coşkun merhamet hissine karşı koyamıyordu daha fazla. "Sana s...