1

4K 208 56
                                    

                                                Dilerseniz başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz.

Belki sonrasında bölümlere isim verebilirim.

herhangi bir karakterin fotoğrafını koymayı düşünmüyorum çünkü karakterlerin kendi hayal gücünüzde canlanmasını istiyorum. Sadece üstünkörü dış görünüşlerinden ve karakterlerinden bahsedeceğim. 

İyi okumalar <3

Koşar adımlarla sığınabilecek bir yer ararken sonunda gördüğü küçük kafeye adımını attığında saat neredeyse dört buçuk olmuştu. Yaklaşık on beş dakikadır sağanağın altında koştuğu için nefes nefese kalmıştı fakat şu an başını sokacak bir yer bulduğu için sevinci yorgunluğunu bastırıyordu.

Girdiği mekanı hafifçe süzdüğünde sadece on masası olduğunu gördü ama kalabalık sayılmazdı. Cam kenarında gördüğü masaya yerleşti. En azından sağanak durana kadar ya da yavaşlayana kadar burada vakit geçirebilirdi.

Masaya yerleştiğinde ilk işi çantasını masanın üstüne koyup içerisindeki sırılsıklam olmuş kitapları ve defterleri çıkarmak olmuştu. "Bugün başıma daha kötü ne gelecek merak ediyorum" diye geçirdi içinden telefonunun ıslaklığını üzerindeki kazağa silerken. Garson çağırmak için etrafını taradı ve zaten kendisine doğru gelen garsonu görünce kitapları masanın ortasına doğru sürükledi.

- Hoşgeldiniz efendim bir ricanız var mı?

- Kahve çok iyi olur.

- Tabii ki başka bir arzunuz var mı?

- Bir de kitaplarımı üstünde kurutabileceğim herhangi bir şey var mı?

- Maalesef.

- Hadi ya. Peki teşekkürler.

Garson masadan siparişi alıp masadan ayrıldı. Yankı, masanın üzerindeki kitapları ıslak çantasına doğru koyarken kapı çanının çalmasıyla içeri adımını atan kişiye baktığında takım elbiseli adamla göz göze geldiler. Birkaç saniye birbirlerine baktıktan sonra, Yankı geri önüne dönmesine rağmen hâlâ adamın keskin kahverengi gözleri üzerindeydi. Adam kapının önünde bekliyor ve onun masasına doğru bakıyordu gözlerini ayırmadan.  Üzerindeki bakışlardan dolayı gergin olan çocuk, garsonun ani sesiyle irkilmesiyle garsonun elindeki kahvenin üzerine dökülmesi bir olmuştu.

 Sıcak kahvenin üzerine dökülmesiyle birlikte çırpınan çocuk bir anda ayağa kalktı. Bir yandan üzerindeki anlamsız bakışlar bir yandan özür dileyen garson bir yandan da yanan vücudu ile tamamen mahvolmuş halde koşarak kafenin lavabosunu aramaya başladı. Garsonun lavabonun yerini tarif etmesini bile duymuyor, sadece ortalıkta koşturup içinden küfürler sayıyordu. Aniden bileğini tutan elle durdu ve dakikalardır onu izleyen adamın, kendisini çekiştirip lavaboya götürmesine izin verdi. Adam çocuğu orada bırakıp dışarı çıktığında yankı hemen musluğa doğru uçarcasına koştu. Eğer az önceki adam kolundan tutup buraya getirmeseydi büyük ihtimalle hâlâ kafenin ortasında, yanan vücudu ile koşturuyor olurdu.

Her tarafına soğuk su tutup, lavabodan çıktığında teşekkür etmek için onu buraya getiren adamı aradı gözleri ama gördüğü tek kişi hala ondan özür dilemek için peşlerinden gelip kapıda onun çıkmasını bekleyen garsondu. Ayaküstü garsonun özürünü kabul edip masasına geri dönmek için hızlandırdığı adımlarını gördüğü manzara ile yavaşlatmıştı. Az önce oturduğu masasında gördüğü kişi, onu lavaboya götüren adamdı. aynı yavaş adımları ile adama yaklaşıp teşekkür etti ama adam kafasını telefonundan bile kaldırmadan sadece kafasını sallayıp geçiştirdi çocuğu. Yankı tekrar teşekkür etmek için adamın karşısındaki sandalyeye oturduğu anda adam beklenmedik bir şekilde ayağa kalktı.

YANKI | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin