0,6

1.2K 103 19
                                    


Hafta sonu olduğundan sabahtan beri çikolata ve film izlemek dışında herhangi bir aktivite yapmıyordum.

Jimin'in odasının kapısı açılıp buraya doğru gelen adımlarlarını işitsemde istifimi hiç bozmadan oturmaya devam ettim.

"Biraz daha uyusaydın akşam yemeğinde kalkardın." dedim. Salona gelip koltuğa uzandı ve gözleri kapattı.

Elimdeki paketli çikolatalardan bir tanesini suratına atıp
"Bak hâlâ uyuyor. Madem uyuycaksın ne diye geldin buraya oksijenimi sömürüyorsun." dedim.

Gözleri kapalı bir şekilde konuşmaya başladı
"Ya bırak ya uyuyamadım zaten gece"

"Dııtt yanlış, uyuyamadım değil uyumadım olucaktı. Gecenin bilmem kaçında kadar Jisoo ile bilgisayar oyunu oynarsanız olacağı bu, hayır yanii hava aydınlanmaya başlıyordu siz Jisoo'yla o benim killim kavgası yapıyordunuz. Olacak iş değil."

Jimin sabır dilenircesine bir nefes almıştı.

"Sen konsere gitmeyecek misin? Kalkıp gitsene." Dedi.

"Beni mi kovuyorsun. Gidiyorum ama sen kovdun diye değil geç kalacağım için." Diyip odama doğru adımladım.

Odama gelip dolabının karşısına geçtim saat dört olmuştu ve bir saatim vardı. Bu saatin yeteceğinden pekte emin değildim. Çok seçici biriyimdir. Özellikle kıyafet konusunda.

Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Altıma kısa deri pileli bir etek, üstüme deri bir crop giymiştim. Neden bu kadar siyah ve deri giydiğimi bilmiyordum ama hoşuma gitmisti.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle yatağımın üstünde ki telefonu elime aldım.

Jungkook:
Geldim.

Telefonu kapatıp aşağıya indim.

"Ben gidiyorum." Diye salona doğru bağırdım. Jimin salondan çıkıp yanıma geldi.

"Tamam dikkat et. Konser biter bitmez gel, oyalanma, acaba bende mi gelseydim." Dedi.

"Abartma hem sen konserleri sevmezsin ki, hadi gidiyorum ben." Kapıyı açıp dışarı çıktım.

Jimin, Jungkook ile beraber gideceğimi bilmiyordu. Hoş zaten bilirse ya göndermez ya da kendiside gelirdi.

Karşıda arabaya yaslanmış, telefonuyla ilgilenen Jungkook'u gördüm. Altında siyah bir pantolon üstünede bol beyaz-siyah karışımı bir tişört vardı. Tişörtü pantolonunun içine soktuğundan belinin inceliği ortaya çıkıyordu. Yalan yok kızları kıskandıracak kadar ince bir beli vardı.

Beni fark edip telefonu cebine koydu.
Beni kısa bir süzüp

"Rock konserine gidiyoruzda benim mi haberim yok." dedi. Al iste zaten zor karar vermiştim.

"Olmamış mı? Kesin olmadı bekle sen, ben değiştirip geliyim." Diyip arkamı dönmüştüm. Beni bileğimden tutup kendine çevirdi.

"Hayır, gerek yok gayet güzel olmuşsun." Dedi. Ona tereddütle bakarken
"Gerçekten." Dedi.

Bileğimi ondan çekip arabanın kapısını açtım.
"E hadi gidelim" dedim yolcu koltuğununa oturup. Oda sürücü bölümüne geçip arabayı çalıştırdı.

Yol boyunca hiç konuşmadık. Onunla gerçekten birer yabancı gibiyiz. Aslında birbirimize karşı herhangi bir yanlışımız olmadı ama hiç arkadaş olmaya da yeltenmedik. Şimdi de arkadaşlarımız bizi sevgili yapmak istediğinden, birbirimize karşı düşman gibi olduk. Ama bence arkadaş olmakta sakınca yok.

Konser yerine geldiğimizde arabadan inip gişelerin olduğu yere doğru ilerledik. Jungkook biletleri verirken bende etrafa bakıyordum. Çok uzun bir kuyruk vardı. Herkes sabırsızca bekliyordu.

"Hadi gidelim." Jungkook'un konuşmasıyla ona döndüm.
"Bilet fiyatı ne kadarsa veririm." Dedim.

"Öyle bir şey olmayacak." Dedi. Tam ağzımı açıp birşey diyecektim ki.
"Gel bak hadi şuraya oturalım." Dedi.

Dediği yere geçip oturdum. Bir süre sonrada sahneye Kim Seokjin çıktı.
Serendipity ile başlayıp bir sürü şarkı söylemişti.

Konser alanından çıkmaya çalışıyordum. Insanlar üstüme üstüme geliyorlardı. Sanki arkalarından atlı kovalıyor bu ne hız.

İlerlerken aynı zamanda etrafada bakıyordum. Belki bir ihtimal Jin'i görürüm diye. Ama görünürde yoktu.

Konserine her gelişimde çiçek ya da başka bir şey alırdım. Bir kaç kere verme fırsatım olmuştu.

Arabaya binip eve giderken yine hiç konuşmamıştık. Beni evimin önüne getirince "Teşekkür ederim. Gerçekten güzel bir gündü." Dedim. O da gülümseyip kafasını sallamıştı.

" Sırf arkadaşlarımız sevgili olmamanızı istiyor diye birbirimize düşman gibi davranmayalım. Arkadaş olmaya ne dersin?" Dedi.

Kafami sallayıp "Haklısın, arkadaş olalım, o zaman sonra görüşürüz arkadaşım." Dedim. O da gülümseyip "Görüşürüz arkadaşım." Dedi. Kendimi ilkokulda adını bilmediği için ' 'arkadaşım' diye çağıran çocuklar gibi hissettim.

Arabadan inip eve doğru ilerledim. Kapı ziline basıp bekledim. Jimin elinde telefonuyla, her tarafı çikolata için de kapıyı açıp geri salona döndü. Bende Jungkook'a el sallayıp eve girdim.

For Love | LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin