Sweet Dreams HJ, Changlixjin ✔︎

pt.1

Oy ve yorum istiyorum ancak kötü yorumları gördüğüm an silerim, iyi okumalar.
---

"Altta olmaktan sıkıldım artık."

Changbin rahatlamış olmanın verdiği uyuşuklukla yatağın sağ tarafında nefes nefese kalmış Felix'e baktı. İki yıldır birbirlerini tatmin ediyorlardı, tüm bu süre boyunca altında inleyen siyah saçlı çocuk son günlerde sürekli üstte olmak istediğini söylüyordu.

Ancak Changbin'in altta olması, ona göre imkansıza eşdeğerdi.

"Beni domine edemeyeceğinin ikimiz de oldukça farkındayız Lix," Büyük olanın cümlesini tamamlamadığını fark eden Felix ona dönüp devamında gelecek olanı beklemeye başladı.

"Tabii bu yatağa üçüncü bir kişi girerse, işler değişebilir." Kendisine iddialı bir şekilde bakan Changbin'e baktı Felix. Onun böyle bir şey diyeceğini asla beklemiyordu, daha önce üçlü bir ilişkinin imasını dahi yapmamıştı çünkü.

"Ne yazık ki ben, benden daha küçük ve cılız birinin üstünde olmak istemiyorum Bin. Daha baskın birinin de altımda olmak isteyeceğini sanmıyorum."

Siyah saçlı oğlanın dediklerine karşılık gülümsedi, aklındaki kişinin tam da Felix'in tipinde olması onu keyiflendirmişti.

"Peki ya tam senin istediğin gibi birini tanıdığımızı söylesem?"

Siyah saçlı olan, ilgisini çeken konu ile Changbin'e odaklandı. Büyük olan, Felix'ten hiçbir şey gelmediğini ve onu beklediğini fark ettiğinde sırıtarak düşüncelerini paylaştı.

"Hwang Hyunjin."

Yüksek desibelde bir şaşkınlık nidası yükseldi diğerinden. Hwang Hyunjin'den bahsediyorlardı, bunun ne kadar imkansız olduğunu Changbin'in bilip bilmediğini merak etti.

"Bırak üçlü ilişkiye girmeyi, onun kendine dokunduğunu bile sanmıyorum. Bir de altta mı olacak? İmkanı yok."

Changbin yüzündeki sırıtışı daha da büyüttü, aklındaki şey her neyse yüzünden bile oldukça keyifli olduğu anlaşılıyordu.

"Peki bunun aslında sandığın kadar imkansız olmadığını kendi gözlerimle gördüm desem?"

Tekrardan Felix'in ilgisini çekmiş ve ciddileşmesini sağlamıştı. Dikkatle karşısındakinin ağzından çıkacak olanları bekliyordu. "Nasıl yani?"

"Birkaç hafta önce onu biriyle birlikte gördüm, seninle yemeğe gittiğimiz gece eve dönerken karanlık bi' sokağın arasında pişiriyordu işi."

Ve devam etti sözlerine, "Ayrıca baskın değildi."

Küçük olanın girdiği şok, yüzünden bile anlaşılıyordu. Hyunjinle bazı dersleri birlikte alıyorlardı. Gördüğü en sessiz ve içe kapanık kişi olduğuna yemin edebilirdi Felix.

"Öyle olsa bile, bize katılmak isteyeceğinden emin değilim Changbin. Büyük bir uğraş gerektirecek." Dedikten sonra yatakta doğruldu Felix. Kalçasında hissettiği sızı yüzünden yavaş hareketlerle yerdeki uzun tişörtü giydi ve ayağı kalkıp odanın içindeki banyoya ilerledi. O sırada Changbin'in kendi kendine 'eğlenceli olacak' tarzında şeyler mırıldandığını duyabilmişti.

------

Ertesi gün ikisi de derslerinden çıkmış, fakültenin yakınlarında bulunan favori kafelerinde oturuyorlardı. Felix salata yerken Changbin kahve içiyordu. Her zaman yaptıkları şeylerden biriydi bu, yatak arkadaşları olmalarının haricinde her ne kadar romantik anlamda olmasa da iyi bir ilişkileri vardı. Birlikte vakit geçirmeyi seviyorlardı.

"Bugün derse gelmedi," diye söze girdi Felix. Büyük olan karşısındakinin kimden bahsettiğini anlamıştı, kaşlarını çattı.

"Bu, bu zamana kadar gelmediği ilk ders?"

Changbin, ikisinin de bildiği detayı dile getirdiğinde ikili birkaç saniye sadece bakıştı ve Hyunjin'in neden gelmemiş olabileceğini düşündüler. Derslerini oldukça önemserdi, dönem başından beri hiçbirini kaçırmamış ve tüm notlarını eksiksiz çıkarmayı başarmıştı. Hasta olma ihtimali yoktu çünkü daha nisan ayındaydılar. Ki Hyunjin iki eli kanda olsa yine derse girerdi, o da ayrı mesele.

"Belki de 'arkadaşımızın' hatrını sormamızın zamanı gelmiştir." Diyerek telefonunu çıkardı Changbin. Küçük olan, diğerinin parmakları ekranda gezinirken heyecanlanmasına engel olamamıştı.

Changbin bir süre daha bir şeyler yazdı. Yüzündeki tatlılıktan uzak, haylaz gülümsemesi bir an olsun kaybolmadı. Sonunda telefonunu kapatıp masaya koyduğunda dirseklerini dizlerine yasladı ve Felix'e doğru eğildi.

"Annesi ziyarete geldiği için derse gelmediğini söyledi ama inanmadım. Düzgünce sorabilmemiz için onunla biraz daha vakit geçirmemiz gerekecek gibi görünüyor."

Duyduklarıyla beraber Felix'in yüzünde de büyük olanla aynı gülümseme belirdi. "Benim aklımda bir fikir var, Hyunjin ile bir de ben konuşayım." Dedikten sonra kendi telefonunu eline aldı ve hemen sarışın olanın numarasını buldu. O Changbin gibi mesaj atmak yerine direkt olarak aramanın daha iyi olacağını düşünmüştü.

Birkaç saniye çaldıktan sonra karşı taraftan sakin, tatlı bir 'alo' sesi duyuldu. Selamlaşma faslından sonra Felix, aklındaki şeyi uygulamaya dökmeye karar vererek arama nedenini açıkladı.

"Eğer müsaitsen yarın bir kahve içmek ve daha da yakınlaşmamızı isterim, tabii sen de istersen."

Hyunjin bu teklife şaşırmış olsa da kabul etti, yeni bir arkadaş edinmenin sakıncası olmaz diye düşünüyordu.

Ancak Felix'in kafasında başka tilkiler dönüyordu. Vedalaşıp aramayı sonlandırdıktan sonra kafası karışmış halde ona bakan Changbin'e döndü.

"Bir iddiaya var mısın hyung?" Büyük olan kaşlarını çatarak küçüğüne bir bakış attı, neyden bahsettiğini hala anlamamıştı.

"İkimiz de en uygun ortamı yaratmaya çalışıp Hyunjin'e aramıza katılmasını teklif edeceğiz. Bakalım ilk önce kime olumlu yanıt verecek." Dedikten sonra keyifle sırıtıp arkasına yaslandı ve salatasını yemeye devam etti.

Changbin için hava hoştu, Hyunjin'in tepkisini kestiremese de teklifi için harika bir ortam yaratabileceğini biliyordu.

İşlerini bitirdiklerinde hesabı ödeyip kalktılar. Changbin spor salonuna gidecekti; Felix ise sonraki gün Hyunjin ile buluşacağı için hazırlanmaya başlayacaktı, bir şansı olabilmesi için her şeyden önce sarışın olanın aklını başından almalıydı.

---

Selam!

Bu olayların başı olduğu için kısa tuttuğum bir bölüm. toplamda üç bölümden oluşacak zaten, sonuncusunun smut olmasını planlıyorum

İlk defa bu tür bir şey kurguluyorum ve beğenmenizi umuyorum :>

Diğer bölümleri de arayı açmadan yayınlayacağım, o yüzdeen yakında görüşürüz~