-SU -
lidya gösterdiği çiçekleri sulamamı beklerken dalıp gitmiştim beni dürtükleyene kadar tek bir noktaya bakıyordum.ikizler! aslının etrafında dönüp duruyorlar ve belliki aslı delirmek üzere!
"kime diyorum iki saattir yeri suluyorsun! "
"ha?benmi?"
"evet bayan şaşkın sen!"
"kusura bakma ".
çiçeklere döndüm sahiden üzgünüm sizin suya ihtiyacınız varken ben ilgilenmiyorum sorumsuz bir anneyim!!! beni bağışlayın!
"suuuuu! "
arkamdan gelen kükremeyle döndüm ateş öfkeyle bana doğru geliyordu! oha bu ne hız?
herkes ona bakarken o yalnızca bana bakıyordu. altı üstü bir şakaydı bunu ciddiye almış olamaz...
"bana hemen o zibidiyi göster! "
kolumu tutup ileri geri sarstı ve etrafa sular damladı elimdekini bıraktım.
"noluyor burda?"
eyvah şimdi ayvayı yedik!akın hoca ateşe doğru yürürken ateş ona döndü.
"sen karışma hoca! "
"kimsin sen? böyle eşkıya gibi dalınırmı? bırak öğrencimi! "
ateş gözlerindeki öfkeyi belli ederken akın hocanın derin bir nefes aldığını farkettim haklıydı korkmakta karşısında öfke kontrolü olmayan bir ateş özdemir duruyordu.
"sana karışma dedim! "
kolumu Bıraktı ve akına döndü. işte şimdi kıyamet kopacak diye düşünürken kapıda enesin silüeti belirdi. hah bi sen eksiktin!
"ateş sakin ol!"
"sen nerden çıktın lan?"
"katılıyorum ".
kısık çıkan sesimi neyseki kimse duymamıştı harbi ne işi var bu çocuğun burda?
tam ne olduğunu soracakken kapıda nehir,sahra,hande ve peşlerinde bir adet inanç belirdi.
hassssss!
noluyo arkadaş demeye kalmadan ateş akın hocaya kafa attı lidya ve ben koluna yapışırken ayazla enes araya girdi. ikizlerde köşeden kahkaha atıyordu. fakat bu kesinlikle benim bittiğimin resmiydi.
"ayy su sen gel buraya! "
nehir ve sahra beni çekerken ben hala ateşin koluna yapışmış vaziyetteydim.
"alllahımm benim günahım neydi ağğğ! "
ben yakınmaya devam edeyim ateş hala terör estiriyordu.
"suyun içinde olupta anormal olmayan birşey gösterin bana ".
ukala ukala gülen handeye saldırıyordumki kızlar ellerimi tuttu.
"kapa çeneni vallahi yolarım seniiii! "
"gelde yol! "
"bak hala konuşuyor! dalarım Ben buna! "
"kızım bi sussana ".
lidya handeyi susturmaya çalıştı fakat bayan kaltağın susacağı yoktu. ikidebir laf sokuyordu. yarım saat sonra akın hoca burnundaki pamukla ateşe ters bakışlar yolluyordu ateşte umursamazca oturuyordu diğer öğrenciler ise hala ne olup bittiğinden habersizdi.
"siz ateşin kusuruna bakmayın akın hoca o biraz dangalaktır".
"hösttt yavaş gel! "
ateş enese diklenirken enes sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHLAKSIZ HAYATLAR
Roman d'amourYOLUNU KAYBETMİŞ DÖRT GENÇ GERÇEK HAYATLA YÜZLEŞMEK ZORUNDA KALMIŞ HERŞEY ANLATILANLAR KADAR KOLAYMIDIR ATEŞ VE SUYUN AŞKI HERŞEYİN ÜSTESİNDEN GELİRMİ ? NEHİR VE ENES KOCA ŞEHİRDE BİRBİRİNİ BULABİLİRMİ YA KÖTÜLER ONLAR HANGİ CEHENNEMDELER?????