Herkese merhaba. Bu bölümde eşcinsel arkadaşlar için birden çok 'tetikleyici' unsur bulunmaktadır. Hassassanız ve 18 yaşından küçükseniz lütfen bu bölümü okumayınız.İyi okumalar dilerim.
2 yıl önce
Connor
Bugün yeni hayatıma başlamak için ilk günümdü. Lisenin başından beri hoşlandığım kişiyle yaklaşık iki hafta önce sevgili olmuştum ve aileme de eşcinsel olduğumu sonunda söyleyebilecektim. Beni anlayacaklarından emin olmasam da Andrew ile birlikteliğimi saklamak, kendi kimliğimin gölgesinde yaşamak istemiyordum. İnsanın kendi kendine yapabileceği en büyük eziyetti bu.
"Hey!"
Andrew tüm neşesiyle yanıma gelip gülümseyerek bana bakmıştı. Dünyanın en güzel gülümsemesine gözlerinin parlaklığı da eşlik ediyordu.
"Hey! Naber?"
"Fena değil. Heyecanlı mısın?"
Birazdan okuldan çıkacak, eve gidecektim. Akşam yemeğinden sonra da aileme açılacak, kendi benliğime kavuşacaktım.
"Biraz..."
O bana tüm sıcaklığıyla gülümsemeye devam ederken işittiğimiz ses ile ikimiz de arkamıza dönmüştük.
"Andrew, benimle geliyorsun."
Müdür yardımcımızın ona seslendiğinden emin olmak için bakışlarım ikisi arasında dolanıp duruyordu.
"Bu sefer bir şey yapmadım." Ellerini havaya kaldırmıştı. "Yarın görüşürüz Connor. Ben bir gideyim de dertlerini öğreneyim." Gözlerini kırpıştırıp ellerini indirdikten sonra "Görüşürüz." demiştim. Yanımdan ayrıldığında da hala arkasından bakıyordum. Müdür yardımcısının yüzündeki soğuk ifade ise merakımı arttırmaya yetiyordu. Dolap kapağımı kapatıp koridordan çıkışa doğru ilerledim. Kendimi dışarda bulduğumda abim karşımda bitmişti.
"Sevgilini yanında göremedim."
Birdenbire buz kesmiştim çünkü bu bilgiyi nereden edindiğini bilmiyordum. Andrew'i bildiğini, kimliğimi bildiğini şu an öğreniyordum. Gözlerim dehşetle büyürken "Ne sevgilisi?" diye sordum kekeleyerek. Karşımda alaycı bir gülümseyle bana bakan suratı, hiç bu kadar itici gelmemişti daha önce.
"Yoksa Andrew'i, konuşmak için senin yanından ayırdılar mı? Zavallı Connor..."
"Ne saçmalıyorsun?" Sesim istemsizce yükselmişti. Abim ise giderek itici gülüşüne bürünmüştü.
"Her şeyi biliyoruz. Şimdi itiraz etmeden benimle eve geliyorsun. Babamın senin ve sevgilinle ilgili güzel planlarını duymak için sabırsızlanıyorum."
Soğuk ve korkulu tavrım karşısında dalga geçmeyi de ihmal etmeyerek "Hadi ama! Sen de biraz heyecanlansana!" diye eklemişti. Suratına yumruk geçirmemek için kendimi zor tutuyordum. Babam ordu mensubuydu ve bizleri genellikle oldukça disiplinli büyütmüştü. Annem bile çoğu zaman onun yanında fikirleriyle ve varlığıyla sönük kalırdı. Bana fiziksel bir şiddet göstermeyeceğine emin de olsam bu iğrenç planların arkasından neler çıkacağını tahmin etmek istemiyordum. Yapabileceği şeylerin sonsuz gücü canımı yakıyordu. Abime ufak bir bakış atıp hiçbir şey söylemeden yürümeye başladım. İtici yüzü arkada kalmıştı. Adım seslerini kalabalık sokakta bile işitebiliyordum. Yüzündeki havayı da tahmin etmek zor değildi. Acaba tüm gücümle kaçmalı mıydım? Sonsuza kadar koşabilecek gücüm var mıydı? Ya da sonsuzluğumu karşılayabilecek kadar param? Bu fikirlerin hiçbiri mantıklı değildi ama yine de düşünmeden edemiyordum. Andrew'i de alıp kaçsam bizi bulabilir miydi mesela? Ordu mensubu bir babanız varsa yakalanmanız maksimum bir saati bulurdu sanırım. Dedim ya, bu düşüncelerin mantıklı tek bir yanı bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Secret of Joseph | bxb
Fiksi UmumJoseph henüz 18 yaşında, benliğini arayan bir gençtir. Amerika'ya üniversitesiye gitmesi hayatını neredeyse her anlamda değiştirip etkileyecektir.