Yorum ve votelerinizi bekliyorum. İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz.
Gülenay'dan:
Gece saat kaçtı hiç bilmiyordum. Uyanmış gibiydim ama bilincim yerinde de sayılmazdı.
Uykulu gözlerle ertafa baktım. Bizim kızlar uyuyordu. Sonra Hilal çekti dikkatimi. O da uyuyordu. Uyuşturucu bağımlısıydı, kafası pek yerinde sayılmazdı ama kardeşimdi. Ona kısa sürede alışmıştım ve varlığı bile beni yıkmaya yetmişken ona bunların yapılmış olması, yapanın özbeöz anne ve babam olması, uyuşturucudan kurtulup kurtulamayacağının bile belirsiz olması ve aklımdaki binlerce soru ile kafamı geriye attım. Tavanla bakışıyordum.
Biraz sonra bakışlarımı yine etrafta gezindirdiğimde Merve'nin çantasındaki viski şişesi gözüme çarptı. Uzun zamandır içmiyordum. Eğlenmek için içen ben ne hallere düşmüştüm. Bana yapılırmıydı bu bee.
Mervenin çantasına uzanıp viskiyi aldım. Bir yudum aldım. Ve bir yudum daha...
Eray'dan:
Saat 2 gibiydi. Balkonda oturuyordum. Bir dal sigaramı yakıp içmeye başladım.
Biraz sonra içerden bi ses gelmeye başladı. Hilal yine kriz mi geçiriyor acaba diye düşünüp Tuğçeler farketmeden ve diğerleri de uyanmadan yetişmek için hızla sigaramı küllüğün kenarına bırakıp kalktım.
Ses kızların odasından geliyordu. Kapıyı direk açtım ama karşılaştığım manzara beklediğimden biraz farklıydı.
Gülenay'ın elinde viski şişesi şerkı söylüyordu. Sanırım sarhoştu. "Ağlem zeğvkteğv içeğğv beğv de kedeğvdev yavdağv ağvılmağta evbet kadeğdev" ( Alem zevkten içer ben de kederden. Yardan ayrılmak ta elbet kaderden) "İçiiiiğp içiiiiğp zağrhoooğğğş ovlmavk iğsviğoooom. Szğıp br köğsedeğğğğğ kağlmaağk ivstiğoooom" (İçip içip sarhoş olmak istiyom. Sızıp bir köşede kalmak istiyom.) dedi ve şişeyi kafasına dikti. 2. Şişesinin bitmek üzere olduğunu fark etmiştim. Tam olarak söylediğini yapıyordu şu an ama neden.
Elindeki şişe de bitince diğer şişeyi açtı. Kapıyı kapattım kilitledim sadece onu izliyordum. Herhangi bir şekilde müdahale etmiyordum.
"Oğğ seeen biğaz deliğsiiin hağtah bağna deliğğğğğ diğavneeğsiin" (oo sen biraz delisin hatta bana deli divanesin) diyerek devam etti ani şarkı değişimi mükemmeldi.
Bi tıkırtı gelmesiyle hemen yanına gidip ağzını kapattım. Birinin fark etmesini istemiyordum. Şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Şarkı söylemeyi bırakmıştı. Burada olduğumu fark etmediğinden şaşırmış olmalıydı. İşime gelmişti açıkçası.
Biraz sonra tıkırtılar gitmişti. O da şaşkınlığını atıp "Çığk yağh çeğk eliğni" (çık ya çek elini) tarzında bişeyler söylüyordu. Sadece gülmekle yetindim.
Elimi yalamaya başlamıştı. Şaşkınlıkla elimi çektim "Napıyosun lan deli" diyerek elimi çektim hemen.
Sadist gibi gülüyordu şu an. Manyak mıydı neydi. "Yüğreğin iğnce iğnce sığzlamadığğğ mığğğğ göğzleğin giğzli giğli ağvamadııı mııı bağnaa da söğleee bağna da söğveee ben de biğeviiim" (yüreğin ince ince sızlamadı mı görlerin gizli gizli ağlamadı mı bana da söyle bana da söyle ben de bileyim) bağıra çağıra şarkı söylüyordu. Birazdan tüm herkesi uyandıracaktı.
Elinden tutup ayağa kalktım. "Kalk hadi gidiyoruz." dedim bir anne edasıyla. O ise küçük bir çocuk gibi "ığ ığğğğğğ" dedi ve kendini geriye attı.
"İğşte geğliyoğğğ öğzel hağekaat iğşte geğivooo özeğl hağekaaat hivav bığıklı boğskurğtlağ biğzim çoğuklaar" ( İşte geliyor özel harekat işte geliyor özel harekat hilal bıyıklı bozgçkurtlar bizim çocuklar) diye bağırmaya başladı sarhoşken özel harekat msrşı söylemesi beni güldürmüştü aynı zamanda hoşuma da gitmişti. Ama uyanacak olanlar özel harekat marşıyla dahi uyanmak istemeyeceklerinden bunu burdan götürmem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo SarmAşık
Ficção GeralSadece eğlenmek ve bordo bereli olma hayalini gerçekleştirmek için yaşayan Gülenay, bir anda kendini çok karmaşık bir olay zincirinin içerisinde bulur. Hayatına yakışıklı bir bordo bereli girmesi, olayların tuzu biberi olur... ...