103.Bölüm

944 84 272
                                    

"O ne demek şimdi?" "O kazadan gerçekten sapasağlam çıkamazdım değil mi? Tam burada travmaya bağlı olarak tümör oluşturmuş ve ilaçlar işe yaramadı. Ameliyat oldum, yeniden çıktı. Yeniden başladık tam iyileştim sana geldim ki siz o gün evlendiniz. Sonra yeni..." "Öleceğini bile bile bana geldin öyle mi?" "Her zaman gelirim sana..." "Ben yıllarca senin yasını tutup acı çektim. Ve sen öleceğini bile bile yeniden karşıma çıkacaktın öyle mi?! Ya Nisa'yı bulmamış olsaydım?! Ya hâlâ seni seviyor olsaydım? Aynı acıyı bana yeniden mi yaşatacaktın?!"

"Barış..." "Çok bencilsin. İyi ki Nisa beni o karanlıktan çekip almış. Ondan başka kimse düşünmedi beni ve hep ne dedim biliyor musun? Damla olsa o da düşünürdü beni. Yaşadığını öğrenene kadar hep düşündüm bunu. Ama Berkan bile daha çok düşündü beni..." "Yapma... Ben sadece eskisi gibi olmak istedim. Son günüm de olsa..." "Önce varlığını bile bilmediğim bebeğimizin öldüğünü söyledin canımı yaktın. Şimdi de... Sen gerçekten bencil birisin ve sana istediğini vermeyeceğim. Senin her an yanında olmayacağım."

Umut'a bakıp gülümsedim. "Sen bu masum bebeği sırf seni seveyim diye öldürmek isteyecek kadar bencilsin. Ama ben artık yokum Damla! Benim su damlam öldü. Seni tanımıyorum bile. Uğruna kaç kişi öldü be! Senin kurbanlarından biri olmayacağım! Çünkü düşünmem gereken kendimden çok sevdiğim bir ailem var!" Yüzümü sararken başını iki yana sallamıştı. "Sana ihtiyacım var. Yalvarırım benimle kal. Barış lütfen... Ben ölüyorum! Ölürken yanımda ol! Hayatımı mahvettin zaten! Her şeyimi aldın elimden! Asıl bencil sensin!"

Göğsüme vurup beni iterken derin bir nefes aldım. "Bencil olan sensin Barış! Hayatımı berbat ettin hâlâ karşıma geçmiş bana bencil diyorsun ya! Asıl bencil sensin! Seni sevdiğim, seninle yattığım, hayaller kurduğum her günüme yazık! Ben bencil değilim! Öyle olsam senin için bu hallere düşmezdim! Senin için daha kaç kere ölmem gerek benim?!" Ona uzun uzun bakıp derin bir nefes aldım. "Benim suçum değildi..." "Nisa'nın da suçu değildi! Ben istedim değil mi?! Bu kazayı, bebeğimin ölmesini ve... Ölüyorum Barış! Bu senin için hiç mi bir anlam ifade etmiyor ya?!"

Bir şey demeden Umut'la ilerlerken onu izleyip gülümsemiştim. Nisa'yı düşün oğlunu düşün ve sakince evine git. "Barış!" "Ne Barış ne?!" Aniden ona döndüğümde aramızdaki mesafe epey azdı ensemi sarıp dudaklarıma ilerlerken onu durdurdum. "Sakın! Aklından bile geçirme!" Benden uzaklaşmıştı. "Özür dilerim Barış." Gözyaşlarını kurulayıp ellerini tuttum. "Canın çok yanıyor mu?" "Seni kaybettim nasıl yanmasın?" Ona sıkıca sarıldım ve ağlamaya başladım. "Özür dilerim. Böyle olsun istemedim. Ama onu çok seviyorum o da öyle... Bana geldiğinde sana sımsıkı sarılamadığım için özür dilerim."  

"Ben bencil değilim. Ben seni çok sevdim. Bana iyi geliyorsun." Yüzüne bakarken derin bir nefes aldım ve gözyaşlarını sildim. "Özür dilerim. Şuan iyi değilim. O güzel kalbini paramparça ettim daha da kırmak istemiyorum. Bugünlük bana izin ver. Kafamı toparlayayım lütfen." "Yalvarırım fazla bekletme. Ne kadar ömrüm var bilmiyorum." Ona sımsıkı sarılıp saçlarını okşadım. "Sen bencil değilsin Damla. Sizin bir suçunuz yok. Sen, bebeğimiz, Nisa ve Umut'um... Suçunuz yok masumlarım. Ama ben de böyle olsun istemedim."

Bedenimi bedeninden uzaklaştırıp gelen taksiyi durdurdum. "Şimdi git ve dinlen. Kendini yormaman gerek." Kapıyı açtığımda bana bakmıştı uzun uzun. "Seni seviyorum ve biliyorum. Sen su damlanı üzmek istemezdin. Şimdi de Nisa'yı üzmek istemiyorsun. Üzme onu Barış. Birimiz bari mutlu olsun. Berkan öldü, bebeğimiz öldü... Ben ölüyorum. Bizim için de mutlu ol. Benim yerime de sev." Arabaya binerken son sözü bu olmuştu. Kapıyı kapatıp aracın uzaklaşmasıyla derin bir nefes aldım. Umut her şeyden habersiz uyurken eve doğru ilerledim.

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin