Pandalara Aşık Kız

PAK 1

Sabah yine Songülün prenses şarkısıyla gözlerimi yeni güne açtım. Bu kadının sesini uyandırma alarmı yaptığım günden beri okula hiç geç kalmamıştım. Saol Songül. Telefonuna uzanıp alarmı kapattım. Yatağımdan kalkmadan oyuncak pandama sıkıca sarıldım. Dünyada pandalar kadar tatlı bir şey var mıydı ki? Ah tabi ben vardım. Oyuncak pandamı yüz hizama getirip öptüm.

Pandamı yatağıma bıraktım ve hızla ayağa kalktım. Tuvalete girip işlerimi hallettim. Tekrar odama geçip yatağımı toplamaya başladım. Yatağımı toplamaktan nefret ederdim ama Sevda sultanın altın kuralı olduğu için mecburdum. Yastıklarımı sırasıyla dizip en üstüne pandamı koyup odamdan çıktım.

Mutfağa girdiğimde annem masayı donatmış çayları koyuyordu. Vay be kadın marifetli. Bende annenin aksine makarna ve pudingden başka bir şey yapmayı bilmezdim. Arkasına gelip çaydanlığı elinden bırakmasını bekledim. İkimizi de yakmak istemiyordum.

Çaydanlığı bıraktığında kollarımı beline doladım. Annem bu hareketime alıştığı için ellerimin üstüne ellerini koydu. Bir süre böyle bekledikten sonra geri çekildim.

-''Günaydın sultanım.'' bir yandan da sandalyeme yerleşiyordum.

-"Günaydın canım kızım." Elindeki çayları getirip masaya koydu. O da yanımdaki sandalyeye geçti. Eline çatalını alıp yemeye başladığında ben de çayıma şeker atmak için masanın başına uzandım. Galiba fazla sarsıntılı olmuştu. Annemin bağırması ile geri çıkıp ne oluğuna baktım.

Çay annemi direkten sıyırmıştı. Günlük yaşamımda bile kullandığım kendimi tebrik ediyorum. Bir Fenerbahçe fanatiği olduğum için kendimi yüz kere daha kutluyorum. Aferin ben. Helal bana.

Başımı yere eğdiğim de sanki işten çok yorgun gelmiş 5 dakika uzanıyım diyen boylu boyunca çay duruyordu. Başımı yavaşça kaldırıp anneme baktım. Anne terliklerin yoktu dimi senin?

Hemen ayağa kalkıp tabiri caizse ayaklarım arkama vura vura odama koştum. Hey bir dakika tabiri caizse .. Oha tabiri caiz miydi. Ramazan ayında bunu Nihat hocaya sormayı aklımın bir köşesine yazarken odanın kapısına gelmiştim. Kapımı açıp içeri kendimi son hızla ittim. Yatağıma geçip 1 2 dakika dinlenme fikri hiçte kötü değildi. Yatağına doğru yürüyüp dikey değil yatay yatıp başımı sarkıtmaya başladım. Çünkü ben tuhaf bir kızdım.

Pandalara aşık kız. Kahverengi saçlarım ve mavi gözlerim vardı. Bir çok sevgilim olmuştu. Ama hiç birisine aşık değildim. Ne ben  onları ne de onlar beni pandaları sevdiğim kadar sevememişti. Başımı sağa sola saklarken  sanki elimde mikrafon varmış gibi ağzıma götürdüm." Nee zaferindeeen bahsediiiyorsuuun. Seen şavaşlaa aşk.. "

-"Kız sabah sabah delirdi. Cık cık ." Annemin kapımı yumruklamasıyla o güzel songülümün taklidini yapmayı bıraktım. Çevik bir hareketle yataktan kalktım demek isterim ama bugün pazartesi idi. Şu illet , nalet, pislik , yelooz , şıllık gün. Yavaşça yani sürünerek yatağımdan kalkıp dolabıma doğru kendimi sürükledim. Okulun kıyafetleri güzeldi. Beyaz lakos siyah pantalon ve siyah hırka. Hepsini teker teker üstüme geçirip kapımı 2 parmak kadar açtım. Görünürlerde yoktu ehehe. Parmak uçlarımda banyoya geçerken annemin sesini duyup durdum. Şansımı seviyim.

-"Hiç boşuna saklanma kızım. Orayı sen temizleyeceksin." Annem yapacaksın diyorsa kaçışım yoktu. Orayı benim temizlemem farz olmuştu.

-"Tamam Sevda sultan. Ama okula geç kalabilirim. Akşam temizlesem?" Kedi yavrusu bakışı? Açık komutanım. Lütfen lütfen.

"Tamam Gökçe. Ama işten geldiğimd.." Hey annem benim o güzel şarkımı yarıda bölümüştü dimi. Sıra bende.

-"Tamam Sevda sultan sen hiç merak etme. Okuldan gelir gelmez ilk işim orayı temizlemek olacak." yanına gidip hızla yanağına bir öpücük kondurdum. Saçımın bir tutamı gözümün önüne düştüğünde onu kulağımın arkasına sıkıştırıp neyi yapmayı unuttuğumu düşünüyordum. Sahi ben neydi unuttum?