5. BÖLÜM~GEÇ KALAN HİSLER~

10.9K 746 945
                                    

"Geri dönüşü olmayan yolların sonu neden hep uçurumdu?"

 

***

Kalp, nasıl böyle bir anda ritim değiştiriyor, ansızın olan bir duyguyu nüksediyordu beynine?

Nasıl olmaması gereken bir yanlışı sokuyordu aklına?

Utancla titredi göz bebekleri ama tutamadı kendini Dila.

Açık yeşilin, belki de şimdiye kadar gördüğü kahve dalgaların yayıldığı tek yeşil gozleri içinde başkaldıran garip bir hisle izledi. Birbirine tutunan iki ormanın diplerinde olan kuru yapraklara düşen bir sicim ateşin nasıl tutuştuğunu, nasıl öylece koca ormanı yangın yerine  çevirdiğini izledi öylece.

Bakışları, belki de şimdiye kadar ilk kez bu denli yakın olduğu adamın sakal çizgisinde dolandı.

Keskince kesilen yanağının güzelliğini, kumral saçlarına eşlik eden koyu sakallarının yanağına yerleşerek ahenk oluşturan zarafetine baktı öylece. Ne olduğunu, nasıl olduğunu bile anlayamadan geldikleri konumun utancını unutturan nefesini hissetti dudaklarında. Derin bir nefesin daha sus çizgisine vurmasıyla bakışları daldığı düşüncelerden hızla kurtularak yangının başladığı, belki de kendisini de yakacak o ateşin harlandığı orman yeşili gözlerine çevirdi dikkatini.

Bakışları, öylece yanaklarında, kirpiklerinde, dudaklarının aralık kalan o ufacık kısmında dolanıyordu.

Farkettiği şeyle bir anda titreyerek bir nefes çekti içine. Titreyen bedenine eşlik eden kirpikleri, hızla bedenine değen bedeninin kuvvetli dokusuyla birbirine çarparken nefesini tutarak dengesini kurmaya çalıştı ayakları üzerinde. Oldukları vaziyetten kurtulmak için hızla kıpırdanmaya başladı telaşla. Ellerini, beline dolanan kollara yasladı heyecanla.

Saniyeler içinde kalbine üşüşen heyecanın koyu dalgasıyla utanç içinde kaldı.

Nasıl böylesine boş bulunurdu? Nasıl olmayacak bir düşünceye kapılıp, kalakalmıştı kollarında oylece? Korkuyla etrafına baktı birinin görmesinden çekinerek. Görse nasıl açıklardı şu halini? Gözlerini, tekrar onu yakacak olan yeşillere çevirdi.
"B-ben görmedim yine sizi, çok özür dilerim. Inanı,-"

"Tek görmeyen sen değilsin zümrüt gözlü kız,-"

Bir anda başını kaldırmasıyla yine gözlerine, gözlerini çevreleyen siyah kirpiklerine baktığını gördü kollarında olduğu adamın.
"Bende seni geç gördüm.."

Geç..

Dila, telaşla geri çekildi birden kolların çözülmesiyle. Yanakları, bu zamana kadar hiç böylesine yanmamıştı utançla. Gözleri görmüyor muydu kapıdan çıkan koskoca adamı? Birkaç adım geriye giderek ellerini saygıyla önünde birleştirdi.
"B-ben, kalan eşyaları da toplayım hemen."

Dila, sessizlik ile başını kaldırmadan geçti ağasının yanından. Odaya girip yatağa yeni çarşaflar serip, dolabı düzeltti. Elleri telaşla titriyor, zor kavrıyordu parmakları. Aklına geldikçe, bir daha yüzüne nasıl bakacağını düşünüyor, oldukları konumdan çok, hissettiği heyecanın kötülüğü ile dumura uğruyordu. Atamadığı heyecanıyla öylece dağılan her yeri topladı kapıda onu, aklından geçen binbir türlü şeylerle izleyen ağadan habersiz. Hızla işlerini hallettikten sonra kapıya yöneldi çıkmak için.

ZÜMRÛD-Ü AŞK (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin