Buraya ilk taşındığımda herkes gibi bende alışamadım. Aradan çok zaman geçmemişti çünkü. Babamlaettiğimiz kavganın üzerinden yaklaşık 2 ay geçti. O zamandan beri burada kalıyorum ve eve bir daha dönmeyi düşünmüyorum.
Annemi merak ediyorsanız bende bilmiyorum. Komik değil mi ? Annem benim küçüklüğümden beri yok. Yaşıyormu yaşamıyormu onuda bilmiyorum ama tahminime göre hayatta. Annemle babam ben bebekken kavga edip ayrılmışlar. Babam aslında iyi biri ama çok geçimsiz herkesle kavga ediyor. Allahtan İstanbul'da, İzmir'de ve Ankara'da şirketlerimiz var
Sanırım ayrılmalarının sebebi çok paramızın olması. Dediğim gibi sanıyorum çünkü babam bana hiçbir şey anlatmıyor. Herneyse geçmiş geçmişte kaldı biz önümüze bakalım.
Adım Melis lise 3 öğrencisiyim . Okulları özledim daha doğrusu arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi. Öğretmenler tarafından sevilen bir öğrenciyim. Nihayet yarın 3 ay tatilinin son günü olacak. Bugün günlerden cumartesi . Canım çok ama çok sıkılıyor. En iyisi bizimkileri toplayıp bir yerlere gitmek. Televizyonun karşısından serpili aramak için kalktım. Masanın üzerinde duran telefonumu aldım. O sırada hizmetçilerden istediğim portakal suyum geldi. Rehbere girdim ve serpili aradım
'' alo naber kanka ''
'' hiç öyle boş boş oturuyorum, canım çok sıkıldı. Bizimkilerle bir yerlere gidelim mi ? ''
'' bilmem elifin bugün dayısı gelecekti ama yinede bir sorayım '' dedi
'' tamam bende diğerlerine söyleyeyim, haberleşiriz '' dedim ve kapattım
Sonra Ali'yi,Yağmuu ve Emiri aradım. Hepsi geliyor. Tam o sırada Serpil aradı.
'' noldu geliyormu bizimkiler ''
'' evet, elif geliyormu ? ''
'' o daha sonra bize katılacak siz gidin dedi '' dedi serpil
'' Eee iyi o zaman biz gidelim oda sonradan gelsin '' dedim elifin gelmediğine üzülerek.
Telefonu kapattık. Hemen üst kata odama çıktım. Ilık bir duşa girdim. Altıma siyah şortumu ve üstüme sarı t-hisrt ümü giydim. Sarı dalgalı saçlarımı salık bıraktım. Ne yalan söyleyeyim makyaj yapmayı sevmem. Ayaklarımada siyah converslerimi geçirdim. Evet hazırım. Küçük el çantası aldım ve evden ayrıldım. Güneş yakıcıydı o yüzden güneş gözlüğümü taktım. Bizim durağın orada bekledim 5 dakika sonra Emir arabasıyla geldi. Elif hariç herkes arabadaydı.
Sonra kararlaştırıp en sevdiğim dondurmacıya gittik. Ben çikolatalı dondurma istedim. Garson dondurmalarımızı getirdi. Tam garsondan dondurmamı alırken elim kaydı ve dondurma üzerime düştü.
Garson '' çok özür dilerim efendim kusuruma bakmayın bilerek olmadı '' dedi. Korkmuş bir şekilde
Zaten garsonun bir suçu yoktu. Benim elimden kaymıştı
'' önemli değil''
Üzrimdeki t-hisrt leke tutmuyordu onun için uzatmaya gerek yoktu
'' ben bi lavobaya gideyim '' dedim ve masadan ayrıldım. içeriye girdiğimde bir çocukla göz göze geldim.