Bölüm 52

87 31 73
                                    

Geç olunca erkekler yine aparta geçti. Biz de kızlarla eve geçince Ela duşa girdi. Dilan ile bende şakalaşarak yataklara girdik. Çok geçmeden de uyumuşum ve sabah yine alarmın sesiyle uyanmıştım sabah.

Her sabah uyanmak zorunda mıyız?

Gülerek iç sesime dil çıkardım. Çok geçmeden de yataktan kalktım. Aynı işleri yaptım ve evden ayrıldım. Dükkanda müşterilerle ilgilenip duruyordum ama bu sabah kızlar gelmemişti.

"Lan nerede bunlar," diye kendi kendime söylenmeye başladım.

Sanki söylediğim şey duyulmuş gibi biraz sonra telefonuma mesaj geldi.

"İşin erken bitsin bugün, odanda seni bekleyen şeyler var."

Merakım tavan yaparken, mesaj atan numaranın kayıtlı olmaması merakımı daha da arttırmıştı. Mesaja cevap verme fırsatı bulamadan müşteri gelmişti. Saat 7'ye kadar çalıştıktan sonra gelmeyen müşterileri fırsat bilerek dükkanı kapattım. Koşar adımlarla eve gittiğimde kimse yoktu.

Hızla odama girdiğimde kırmızı bir kutu vardı yatağımın üstünde. Merakla aldım elime kutuyu. Açtığımda siyah bir elbise gördüm. Yalnız bu elbise benim daha dükkanı açmadan önce vitrinde görüp beğendiğim elbiseydi. Erdem'in borcu bir an önce bitsin diye beğendiğim şeyleri bile almıyordum o zamanlar.

Elbisenin altında bir not gördüm. Elime alıp okudum.

"Çam Kafeye bekleniyorsunuz efenim."

Kafedeki olaylar aklıma gelince canım sıkılsa da moralimi bozmadan üstümü giyindim. Bahsedilen kafe Savaş'ın beni kıskandığı kafeydi. Bunları düşünmek istemeyerek hazırlanmaya devam ettim. Elbisemle uyumlu topuklu ayakkabımı da giyinip abartısız saç makyaj yapıp boy aynamdan baktım kendime.

Onca şeyden sonra ilk kez bu kadar süslenmiştim. Kendime hayran bakışlarım bitince evden çıkıp Çam Kafenin yolunu tuttum. Çok geçmeden de vardım.

"Ee burası kapalı, kimse yok," diyerek içeri girdim.

Boş boş bakınarak ilerledim biraz. Ali ile şarkı söylediğim sahnenin önüne geldiğim de bir pankart gördüm.

"SENİ İLK BURADA GÖRDÜM, İLK BURADA AŞIK OLDUM SANA."

Şaşkınlıkla pankartı okudum. Tam bu sırada başımdan aşağıya gül yapraklarının döküldüğünü gördüm. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bu sefer de Enes'in geldiğini gördüm karşıdan.

"Enes, ne oluyor?"

"Biraz kötü tanıştık ama sonumuz güzel olsun Yaren'im. İlk gördüğüm yerde sonsuzum ol istedim."

"Ney?"

"Yüzün hep gülsün, hep mutlulukla bak gözlerimin içine. Boy boy çocuklarımız olsun böyle."

"Enes," dedim gülümseyerek.

Heyecandan elim ayağım esmeye başlamıştı. Bu esnada önümde diz çöktü. Heyecanım tavan olmuştu.

"Benimle evlenir misin?" dedi parıldayan gözlerle.

Yaşadığım her şey gözümün önünden geçti o an. Savaş, Erdem... Son olarakta Eren'in dedikleri.

'Kalple iş yapınca sıvıyoruz, canımız çok yanıyor. Güzel aldık dersimizi bence. Artık akılla, mantıkla iş yapma vakti Yaren'im.'

En çok Savaş'da takılı kalmıştı düşüncelerim. Nasıl becerdiğini bilmiyordum ama kalbimi en çok kıran adam aynı zamanda kalbimde en çok yer edinen olmuştu. Bu sırada iç sesim ruhuma fısıldadı.

Artık akılla, mantıkla iş yapma vakti Yaren...

İNTİKAM 1: Karanlık OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin