Şimdinin Karanlığı: 9. VAROŞUN İÇİ, TENE YAKINLIK

14 2 0
                                    

Multimedyadaki şarkı: No.1 ftRapozof- Güzel Bir Gün Ölmek İçin
Bölüm içerisindeki diğeri iki şarkı: Old G-Pim
Halsey-Heaven in Hiding

Fotoğraf ise Canseza'ya en çok benzeyen model.

Yaralı kalplerin düştüğü çukur alev almıştı. Çığlıkları biraz kıvılcıma, sıcaklıkları onları yangına götürdü. Elimden bir kız çocuğu tuttu, yangının tam ortasında hayallerimi aradım. Kalbimin bozuk ritmi ayaklarıma takıldı ve oracıkta düşüverdim. Aydınlığı mı arıyordum? İşte tam ortasındaydım. Hiçbir bahanem yoktu çünkü sadece aydınlığı istememiş miydim? Alevler ışıl ışıllardı ve gözlerimi kamaştırıyorlardı.

Acizdim.

Ne istediğinin farkında olamayan ve doyumsuz bir insanoğluydum.

Elimden tutup beni ateşin içinde yalnız bırakmış kız çocuğu artık büyümüş ve beni izliyordu kaçtığı bu yangının dışında. Gülümsedi. Bir adım geriye gitti. "Sen yanıp küllerinden doğana kadar seni burada bekleyeceğim. Yanmazsan yakamazsın."

Yanmış kalpler umut kokuyordu. Ciğerlerim umudun çiçekleriyle bayram ettiğinde tenimdeki sıcaklığı umursamadım.

Her şey karardı.

Gözlerimi açtım.

Zihnimden çıkışımın çanlarını birkaç baston tıkırtısı
çaldı. Kafamı kaldırıp sokağın başına döndüm. Şaşkınlıkla göz bebeklerimde şimşekler çakıştı.

Dimdik bir beden bize doğru yürüyordu, omzunda siyah bir kürk ve dizlerine kadar uzanan siyah dar elbisesiyle göz alıcıydı. Ensesine tutturduğu saçlarını sımsıkı toplamıştı. Yaklaştığında gördüm ki gözaltındaki yıllarını sırtlamış torbalar yaşam doluydu. Zarif bir gülümseme takındığında Matem ayaklandı ve onun bize yaklaşmasını bekledi. Eskimiş güzelliği, yıllanmış bir tarihi eserdi. Onun da çekik ve simsiyah gözleri vardı. Makyajsız cildi benimkinden daha sıkı ve genç duruyordu. 

Matem'e göz ucuyla bakıp başını bana eğdi ve aşağıdaki bedenime baktı, tam ayaklarımın ucundan.

Şaşkınlığı dinmemiş bakışlarım gözlerine çıktı, alttan alttan ona baktım.

"Bu kez senin için değil Matem, uçmaya çalışan bir yavru kuş için buradayım."

Kelimeleri dudaklarından tane tane döküldü ve bana doğru adımladılar. Öyle güzel ve narin konuşuyordu ki hayran kalmamak elde değildi. Ses tonunun durgunluğu insanı kendine çekiyordu bir mıknatıs gibi. Efsunlu bir kadındı.

Ben öylece ona bakarken boşta kalan elini uzattı ve tutmamı bekledi. Gözlerimi kırpıştırsam da hemen kendimi tuttum ve elimi eline koyarak ayağa kalktım. Elim eline değer değmez sımsıkı kavradı. Gözlerimi gözlerinden alamıyordum. Büyüsü etrafımızda çember oluşturmuştu ve Matem bunun dışındaydı.

Gülümsemesi bir an olsun kaybolmadı ve mırıldandı: "Bu şaşkınlığın, paha biçilemez masumluğunun eseri. Tüm bunların sonunda, yine yaşlı birini gördüğünde,yine şaşırırsın umarım."

DUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin