DORUK ATAKUL'DAN:
Dün Melisa'yı almaya gittiğimde Asiye'nin benden istediği şey yüzünden gözüme uyku girmemişti. Ben bu zamana kadar kimseden özür dilememiştim. Hele bir de onlardan asla ve asla özür dilemek istemiyordum. Bütün gece başka bir çıkış yolu aramış ama bulamamıştım. Ne bulabilirdim ki zaten. Asiye'nin ne istediği belliydi.
-'' Hayırdır kanka, geldiğinden beri bir sessizsin, uyuyamadın mı ne oldu?'' dedi Berk.
-'' Yok ya, aklıma bir şeyler takıldı da onu düşünüyordum.''
-'' Ne takıldı mesela Harika gibi bir şey mi?''
-'' Yok oğlum, Harika değil. Hem niye düşüneyim ki onu?''
-'' Hani senden ayrılmıştı ya ondan olabilir mi?'' Berk haklıydı. O gün söyledikleriyle ayrılmıştı benden, ama o beni istemiyorsa ben niye isteyeceğim ki? O kadar da gurursuz değilim. Belki ilerleyen zamanlarda arkadaşım olarak kalabilirdi
-''Ayrılan o benden, ben ne yapabilirim? Hem açma konuyu sende.''
-'' İyi peki kanka, sende bir şey var bugün ama anlamadım.''
-'' Bir şey yok Berk.'' Düşündükçe deliriyor gibi oluyordum. Nasıl yapacaktım ki ben bunu? Hava almak için sınıftan çıkmaya karar verdim. Sınıftan çıktığımda Ömerleri koridorda gördüm. Yeni gelmişlerdi. Asiye'ye özür dileyeceğimi ve teklifini kabul ettiğimi söylesem iyi olabilirdi.
-'' Asiye, iki dakika bakabilir misin?'' diye seslendim. Bana doğru döndüğünde Ömer girdi araya:
-'' Ne konuşacaksan burada söyle, Asiye gelemez seninle.''
-'' Ömer, tamam sorun yok. Siz gidin ben geliyorum.'' Dedi Asiye. Ömerler gittiğinde sınıfa, Asiye tekrar bana dönerek:
-'' Bu kadar sakin durduğuna göre anlaşılan dün dediklerimi düşünmüşsün. Yanılıyor muyum?''
-'' Evet, düşündüm ve tamam özür dileyeceğim.''
-'' Senin adına sevindim. İnsan olma yolunda küçük de olsa birtakım adımlar sergiliyorsun.''
-'' Elinde böyle bir koz varken neden sadece özür dilememi istedin ki? Sonuçta çok daha farklı yollar seçebilirdin.''
-'' Hayatında hiç özür dilememiş bir insana en iyi ceza özür dilemek olur diye düşündüm. Yoksa başından aşağı tekrardan portakal suyu dökmemi mi isterdin?'' deyince istemsizce gülümsedim. Hem hiç özür dilemediğimi nasıl tahmin etmişti, o kadar mı belli oluyordu?
-'' O bir defa olur Asiye Hanım.''
-'' O hiç belli olmaz, Doruk Atakul. Merakla özrünü bekliyorum.'' Diyerek gitti. Eveet, işte şimdi başlıyorduk. Derin bir nefes alarak Asiye'nin ardından sınıfa girdim. Yavaş ve sakin adımlarla Ömerlerin sıralarına doğru yürüdüm.
-'' Ömer, Oğulcan iki dakika bir şey diyecektim size.'' O kadar geriliyordum ki onlardan özür dilemek kırk yıl da geçse asla yapmayacağım bir şeydi. Onlara seslendiğimde doğal olarak şaşırdılar.
-'' Hayırdır, noluyor? Pek bir sıkıntılı gözüküyorsun.'' Dedi Oğulcan sırıtarak.
-'' Şey, ben sizden özür dilerim, Yaptıklarım için.'' Bir an önce konuyu kapatmak için hızlıca cümlelerin ağzımdan çıkmasına izin verdim. Ömerle Oğulcan şaşkınlıkla birbirlerine bakıyordu. Daha fazla rezil olamazdım. Arkamı dönüp hemen sırama doğru yürüdüm.
-'' Bu neydi şimdi? Niye o eziklerden özür diledin? Oldu olacak ayaklarına kapansaydın ya tam olurdu.'' Dedi Berk.
-'' Öyle olması gerekiyordu.'' Diyerek kestirip attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN MELODİSİ
FanfictionAsiye Ve Doruk... Birbiri için atan bu iki kalbin melodisini beraber duymaya var mısınız?