Sabahın erken saatlerinde uyanıp mutfağa geçtiğimde Annem ve Dünya'yı kahvaltı hazırlarken buldum. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya geçip hızlıca işlerimi halledip bizimkilerin yanına yardıma geçtim.
"Babamlar mezarlıkta mı?" Annem soruma kafa salladıktan sonra bir bardak su doldurup kafama diktim.
"Abla şu kapağı açsana." Dünya'nın uzattığı kavanozu açıp geri ona verdim. Bizimkilerle birlikte kahvaltı hazırlamaya devam ederken kapı çaldı. Açmaya gittiğimde karşımda Selin ablayı buldum.
"Hoş geldin." Diyerek kucağındaki Egemen'i aldım.
"Hoş bulduk güzelim, geç kalmadım değil mi?"
"Yok yok geç kalmadın merak etme." Hep birlikte mutfağa geçtiğimizde annem, Selin ablayı öptükten sonra kucağımda duran Egemen'i aldı.
"Babaannesinin paşası, ne kadar yakışıklı olmuşsun sen öyle."
"İlk bayramı ya babaannesi özendik oğlumla. Değil mi anneciğim?" Egemen konuştuklarımıza gülerken yanağından öptüm.
"Anne, Haziran ile konuştum yarım saate gelirlermiş haberin olsun."
"Tamam kızım zaten her şeyimiz hazır. Çiçek, sen kaçta çıkacaksın?" Annem bana dönünce saatime baktım.
"Bir iki saate çıkarız bence anne. Toprak'ın annesinin mezarına geçeceğiz zaten sadece. Sonra buraya geliriz ama bir yere uğramayız." Annem kafasını sallayıp Egemen'i bana uzattı. Babamlar gelene kadar mutfak işleriyle uğraşırken sonunda bizimkiler gelmişti. Kahvaltılıkları soğutmadan masaya geçip yemeğimizi yerken birkaç defa çocuklar şeker toplamak için kapıyı çalmışlardı.
"Baba, kahvaltıdan sonra bende şeker toplamaya çıkabilirim değil mi?"
"Çıkarsın babacığım." Dünya gülümseyip önüne dönünce bende güldüm.
"Ali, annemler ne zaman gelecek haber verdiler mi?"
"Daha konuşmadım Sultanım, kahvaltıdan sonra bayramlaşmak için arayacağım. O zaman sorarım ne zaman geleceklerini." Annem önüne dönünce cebimde titreyen telefonumu çıkarttım. Bayram mesajlarına baktıktan sonra geri kahvaltıma döndüm.
"Bugün çıkacak mıyız bir yere baba?"
"Akşama doğru belki amcanlara geçeriz." Temmuz abim kafasını salladıktan sonra telefonuna dönerken şaşkınlıkla ona baktım. Normalde yemek masasında telefonunu eline almazdı çünkü.
"Hayırdır abi?" Diye sordum.
"Akşama doğru Balım ile görüşeceğim." Abimin cevabından sonra anneme döndüğünde onun da haberinin olmadığını anladım.
"Hayırdır ikiz? Ne görüşmesi bu?"
"Bayram görüşmesi Haziran, ne görüşmesi olacak."
"Emin misin?" Diye sordu abim.
"Eminim eminim." Abim önüne dönerken Egemen'in sesli bir şekilde gülmesiyle hepimiz ona doğru döndük.
"Hayırdır anneciğim ne anladın da gülüyorsun?"
"Amcasının palavrasına gülüyor hayatım." Temmuz abim, Haziran abime göz devirirken onların bu haline güldüm. Kahvaltımıza devam ederken kapı çalınca Dünya ayağa kalktı. Bir süre sonra ise Hande'nin sesi duyulmuştu.
"Ben geldim en sevdiğim Uslu ailesi." Hande, babam ve annemin yanağını öptükten sonra boşta olan sandalyelerden birini yanıma çekip oturdu.
"Aç mısın teyzem, getireyim mi tabak?"
"Yok teyze ben yedim geldim ama yiyecek olursam Çiçek'in tabağından otlanırım." Annem kafasını sallayıp önüne dönünce Hande'ye döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASINDA 2
Teen FictionMahalle Arasında kitabının devamıdır. Okumak isterseniz lütfen önceliği ilk kitaba verin.