Pencereden giren ışığın gözümü rahatsız etmesiyle etrafıma baktım. sabah olmuş,heryer birbirine girmiş ve herkes bir köşe bulup uyakalmıştı. doğrulmaya çalışırken bir elin beni belimden sarmış ve doğrulmama müsade etmediğini gördüm. kafamı geriye atıp elin sahibine bakmaya çalıştım. koltukta eftalin bacaklarının üstünde uykuya dalmış olduğumu anladım. o ise otutur pozisyondaydı, kafası omuzunun üsündeydi. elini belimden çektim ve gözlerimi ovuşturarak ayağa kalktım ama kalkmamla yere düşmem bir oldu.
'' Noluyor ya !! '' takıldığım şey jhonu ta kendisidi. ayağa kalktım.
'' yerde uyumuşsun ayağım takıldı ''
''dikkatli ol biraz ya ''
''yerde yatan sensin senin suçun! '' bizim tartışmamıza bel ve edwartta uyanmıştı.
'' ya sabah sabah noluyo bi tartışmayın ''
'' irem hanım daha düz yolda yürüyemiyor ''
'' jhon bey yere yatılmayacağını akıl edemememiş ''
''bi susun !!'' bizi uyarmasıyla afyonu daha patlamamış olan bel. e baktık.
'' dün noldu ya '' soruyu düşündüğümde dünü hatırlamadığımı farkettim
''benim belllek kendini resetlemiş '' dedim ümitsiz bir şekilde
''valla bendede bişey yok '' dedi bel. dudak büzerek.
''ben zaten dün ne yedeğimi bile hatıramam '' dedi jhon umursamaz bir tavırla
''şaşarmadım''
'' ben sadece tabuyu hatırlıyorum gerisi yok .'' dedi edvart.
''o zaman tek şansımız kaldı '' dedim ve herkes hala horul horul uyuyan eftala baktı
''uyandırma işini bana bırakın '' dedim , uyuyan eftale sinsi bakışlarımı yollayarak
''düşündüğüm şeyi sakın yapma !! '' dedi bel. jhon ve edwart anlamamış bir şekilde bana bakarken
''ha ha tabikie yapıcam'' dedim. jhon ve edwart hala biz karışmıyoruz bakışlarını atarken bense hemen mutfağa fırladım ve çaydanlığın altına buzdolabından aldığım suyu boşalttım ve dökmemeye çalışarak salona koştum.
''uyuyan prensimizi uyandırma zamanımız geldi bence '' dedim. jhon ve edwart ne yapacağımı yeni anlamış olacaklar ki gözleri yuvalarınan çıkacaktı. onlara baktım ve güldüm.tam suyu boşaltacakken ne olduğunu anlamadım ve bütün hazırladığım o su benim üstüme dökülmüştü.
''napıyosun sen ya !'' diye bağırdım bana sırıtarak bakan eftale
''çokmu akıllı sanıyosun kendini ''
''evet bir sorunmu var ''
''ımm bir düşüneyim. bence bu durumda sus kendi kazdığın kuyuya düştün güzelim'' dedi ve burmumu sıktı
''ben duşa giriyorum '' diyede ekledi. bu neydi şimdi. uyanmıştı ve bizimi dinliyordu. kabul etmeliyimki çok fena batmıştım . bu aralar hazırladığım bütün planların karşıığnı alıyordum.
''irem sende üstünü değiştirsen iyi olucak'' dedi bel. kendini gülmemek için zor tutarak.
''güleni gebertirim ''dedim gözümden alevler saçarak
''gülünmeyeek durumda değilsin ''dedi jhon ve kahkaha attı. bende çaydanlıkta kalan bir miktar suyu yüze savurdum
''hey!!''