"Yine gelin açmayın arayı." el salladım hepsine.
"Görüşürüz güzelim." Kayra ayakkabısını giydikten sonra sarıldık.
"Yarın ya da istersen bugün annemle yani anneannenle tanışmaya gelsene."
"Yok henüz sırası değil."
"Bence gel."
"Bakarız diyelim o zaman." el sallayıp gitti. Kapıyı kapattım. Sofrayı topladım. Ellerimi yıkadım. Kenardaki kıstırmalı tokayı alıp saçımı topuz yaptım. Balkon kapısını da kapattım. Yukarı çıktım. Çekmeceyi açıp eldivenlerimi aldım. Tolga'nın yanına gittim. Kenardaki kaptan suyu alıp yüzüne attım.
"Bana dokunduğun parmak sağ elinde miydi sol elinde miydi? Aslında hiçbir önemi yok biliyor musun?" konuşmaya çalışıyordu.
"Ben diyorum ki gözlerinden başlayalım." ağzındaki bezi açtım.
"Yapma. Nolur yapma. Yalvarıyorum sana." ağlayıp yalvarmaya devam ediyordu.
"Sana demiştim ki saçma sapan düşüncelerine sahip çık. Sen bana ne demiştin?"
"Nolur yapma. Yalvarırım bırak beni gidiyim."
"Yo yo yo öyle demedin. Egoist bir tavırla çıt kırıldım,ufacık tefecik, küçücük bir kız bana ne yapabilir diye sormuştun. E biz de sorularını yanıtlayıp seni merakta bırakmayalım."
"Özür dilerim. Nolur bırak beni."
"Kes sesini." bağırmıştım ve sesim yankılandı.
"Nolur bırak gidiyim."
"Kes sesini."
"Ma-"
"Bir kez daha uyarmıycam."
"Lüt-" bıçağı boğazına dayadım.
"Ben sesini kes dediğimde kesiceksin."
"Şimdi gelelim şu meseleye." bıçağı çekip dolaştım ve yüzüne baktım.
"Seni bırakıcam. Ama asla eskisi gibi olamıycaksın."
"Seni iki eksikle göndericem."
"N-ne ne gi-gibi e-eksik?"
"1.si o sağ elinin işaret parmağı var ya artık olmıycak mesela."
"Ha-hayır hayır o-olmaz."
"Bence ikinciyi de dinlesen iyiydi. Ama tabi sen bilirsin." kapıya geldim yaklaştım. Kapı metalik sesiyle yavaşça açıldı.
"2.si ne?"
"Bence sürpriz olsun." kapı kapandı. Kollarımı iki yana açarak kendimi yatağa bıraktım. Toka başıma battığında çıkarıp kenara koydum. Eldivenleri de kenara koydum. Kapı çaldığında gülerek aşağı indim.
"Mete bence sana anah-" kapıyı açtığımda siyah takım elbise ve siyah gömleği ile karşımda duruyordu. Üzerini süzmeyi bırakıp yüzüne baktım. Şaşkınlığımın gözlerimden belli olduğuna emindim.
"Seni çok özledim birtanem."
"Cihangir?" İçeri girdi. Güneş gözlüğünü çıkardı.
"Ee hoşgeldin sarılması falan." kollarını açtı.
"Ne sarılması ne hoşgeldini nasıl buldun sen beni?"
"Karımı da bulamıycaksam niye varım ki?" gözlüğü sehpaya koyup koltuğa oturdu. Ceketini çıkarıp bana uzattı. Gidip aldım. Koluma attım.
"Boşver sen şimdi ceketi falan özlemedin mi hiç?" elimden tutup çekince dizine oturmuş oldum.
"Işıl konuşsana güzelim." eliyle dağılan saçlarımı arkaya attı.
"Işıl iyi misin birtanem?" Çenemden tutup kendine çevirdi.
"Ben iyiyim. Yani sanırım. İyiyimdir heralde. İyi gibiyim yani. İyi iyi-"
"Tamam bebeğim iyisin." Çenemdeki elini yanağıma yerleştirip dudağımın kenarını okşadı.
"Üç gündür uzaktan izliyorum. Eve giren çıkan erkeğin haddi hesabı yok. Hesap ver bakalım."
"Sen benim burda olduğumu nerden bildin?"
"Ben senin nerde olduğunu en başından beri biliyorum. Seni asla yalnız bırakmadım. Her an yanındaydım."
"Neden o zaman uzaktan izledin? Sana ne zaman hayır dedim?"
"Sen hiçbir zaman bana evet demedin ki."
"Açsındır sen. Bir şeyler hazırlıyım ben sana." ayağa kalktım. Kolumdan tuttu.
"Gitme. Benim aç olduğum bambaşka bir şeyler var. Gözlerin gibi." kendine çekince sol dizine oturdum. Bacaklarımın ikisi de iki bacağının arasındaydı.
"Hesap ver bakalım. Üç gündür evinden çıkmayan erkekler kimin nesi?"
"Arkadaşlarım onlar. Yani birisi dayım oluyor."
"NE? Lalin hanımın kardeşi mi varmış?"
"Evet o Ruslara benzeyen var ya sarışın. Kayra ismi."
"Sanane be kime benzediğinden"
"Dayım o benim. Kıskanılcak bir şey yok yani."
"Şu bornozla kapıyı açman?"
"Tesadüf sadece. Bile isteye bornozla kapı açmıyorum."
"Bir daha olmasın da zaten."
"Sen burdaysan babamların da haberi var o zaman."
"Hayır yok. Hala arıyorum sanıyorlar."
"Neden söylemedin?"
"Seni ne zaman sattım? Hem konuyu değiştirme. O erkekler daha bitmedi. Mesela garajdaki porche. Ya da getirilen erkek. Hadi başla."
"Sen-senin onu bilmemen gerekiyor. Ya-yani ıı yani o-onu bilmemelisin." panikle kalkıp ondan uzaklaştım.
"Tamam sakin ol güzelim."
"O-olmaz. Ya-yani yaklaşma." Telaştan elim ayağım birbirine dolaştı.
"Tamam yaklaşmıyorum. Sakin ol. Ben kötü bir şey görmedim."
"Olmaz. Olamaz. Sen beni o halde görmemelisin. Yani ben senin onu bilmemen gerekiyor. Olamaz. Olmamalı. Beni öyle bilmemelisin. Senin bilmemen gerek. Görmemen gerek. Olmaz olamaz." kulaklarım çınlıyor ne yaptığımı ne söylediğimi bilmiyordum.
"Tamam aşkım sakin ol. Ben hiçbir şey görmedim,bilmiyorum. Sakin ol birtanem. Sakin ol. Derin bir nefes al. Sakin ol canım." Ellerimi tutup hızlıca kendine çekti. Başım kalbine denk geliyordu. Yavaşça saçlarımı okşadı.
"Görmedin mi bir şey?"
"Hayır bebeğim hiçbir şey görmedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|Benim Babam|
Chick-Lit"Geldik." İzmir F tipi cezaevi.. çocukluğumun geçtiği yer. Yavaş adımlarla içeri girdim. "Işıl gidiyorsun." Babam içeri girince ayağa kalktım. "Baba hiçbir yere gitmiycem ben. Yeter her yerde sürekli siyah takımlı zorba adamlar görmek istemiyorum...