Medya: Toplantı odasındaki çizim.
Üçümüzde ayrılmıştık. Dört kişiyken üç kişi kalmıştık.
Hemen merdivenlerden çıkarak en üst kata doğru yol aldım. Yani bizim için ayrılan özel odamıza.Ama artık biz demek için eksiğiz.Bizden eser kalmamıştı. Yani ben öyle hissediyorum.
Biz eksiğiz. Birimiz aramızdan sonsuza dek gitmişti. Sanki bunu anlamak gittikçe zorlaşıyordu.
Çıktığım her basamakta yavaşladım nasıl olsa acalem yoktu. Her basamakta, her koridorda, her köşede anılarım vardı. İyide kötü de olsalar bile. İyi anılarıda kalbimi ağrıtıyordu artık.
Bunları bırakmak gerçekten de bu kadar kolaymıydı bilmiyorum. Sanırım artık birşey hissetmiyordum. Ya da hissetmeyi bilmiyordum. Çok garip önceden bildiğin ve yaptığın birşeyi şimdi bilmemen. Belki de bilmek istemiyorumdur.
Eski ben, o gittiğinde onunla birlikte gölge gibi peşine takılıp gitmişti. Beni kendimle, tanımadığım bir benle yanlız bırakmıştı.
Büyükler bize her zaman mutlaka yabancı biriyle aramıza mesafe koymamızı gerektiğini söyler onu tanıyana kadar ,nasıl biri olduğunu anlayana kadar uzak durmamızı söylerler. Peki ya tanımadığım şey kendimsem nasıl uzak durucam?. Kemdimden nasıl uzak durucam.Ama ben kendimi tanımada bile tenezzül etmedim. Nasıl eski bene dönüceğimi bilmiyorum. Ben herşeyden uzaklaşmaya başladım o gittiğinden beri. İlk önce kendimden uzaklaştım, en yakınlarımdan, ailemden. Kendim kazanıp sahip olduğum şeyleri elimin tersiyle silip atmıştım.Ama yine de anlamadığım bir anda herşeyin içinde bulmuştum kendimi.Demek ki böyle oluyormuş. Her ne kadar o gittiğinde hayatıma devam edemiyiceğimi düşünsemde yine de bir bakmışsın hayatıma devam ediyorsun.
Ama o her zaman aklımda oluyor. İnan bana hiçbir zaman çıkmıyor. Dinlediğim müziğin sözlerinde onu buluyorsun, izlediğin dizi ya da film oyuncularında, kitabın karakterinde her yerde yine senin içinde oluyor. Yine karşına çıkıyor.Ve işte odanın kapısının önüne geldim. Kapıyı açıp içeriye girdim. Etrafa gözlerimi gezdirdim. Gözlerim etrafa bakarken beynim anılarımı yaşatıyordu, duygularım sarsılmaya başĺıyordu. Bunlardan asla kaçamam. Keman çantamı kenarda duran sıranın üstüne koydum. Çantanın içinden kemanı ve yayı çıkarttım ve çalma pozisyonuna getirdim. Parmağımı ezbere bildiğim bir kaç notayı çalabilmek için yerleştirdim ve her zamanki gibi gözlerimi kapattım. Bunu her zaman yapardım. Kapatırdım gözlerimi müziği hissetmek için. Tellerini kontrol ettiğimde yerine yani pianonun yanındaki duvara astım.Telleri eskisi gibi mükemmel olmuş. Yani yine bir süre birlikte olucaz. Zalten kurtulma gibi bir amacım yok.
Burası okulun bize verdiği en az 150 kişi kapasiteli bir konferans salonu. Okulun en küçük odası da diyebiliriz. Genelde çalışmalarımız burda yaparız. Burda çok güzel , eğlenceli anılarım var. Bulduğumuz her boş fırsatta buraya gelip çalıcağımız parçalar için çalışma yaparız. Camın önündeki piano, yanındaki kemanım, bateri, ritim tutmak için iki tane perküsyon, elektro gitar ve iki tane klasik gitar. Gitarlardan biri okulundu. Diğeri ise... diğeri ise onundu.
Simsiyahtı tıpkı benim kemanım gibi. Ama onun gitarının kenarında beyaz şeritler vardı. Bu onu daha güzel yapıyordu. O gittiğinden beri elime hiç almadım. Öylece orda duruyordu. Gitara baktığımda sanki hemen yanında onu görüyordum.
Ona doğru gittim. Yutkundum. Gitarın karşısında durdum. Elime alıp almamak arssında tereddütte kaldım.Gitarı elime alıp en öndeki seyirci koltuklardan birine oturdum.Kucağıma alıp çalar pozisyona getirdim. İlk olarak uzun zamandır çalınmadığı için akorunu ayarladım.Sonra gözlerimi kapatıp tellerine dokundum. Onun dokunduğu yerlere .Neden böyle birşey yaptığımı bile bilmiyorum. Ne hissetmek istiyordum?. Gözlerim anlamadığım bir anda dolmuştu. Daha zamanımız vardı. Herşey bir anda nasıl bitiyor. Sona yaklaştığımızı hiç hissetmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STORY OF MY LIFE ( too far from the stars)
Nezařaditelné-Sen artık yıldızlardan çok uzaktasın. -Yanılıyorsun.Ben her zaman yanında olucam.Genç adam son kez nefesini toparlayıp;Her akşam gökyüzüne baktığında kuzeyi gösteren en parlak yıldızım artık.Sana daima doğru yolu göstericem.Yağmur yağdığı zaman.Gen...