2-Boku Yedikk !!!

955 16 2
                                    

-Kalkın bakayım uyuşuklar. Öğlen oldu ve ben hala sizin kalkmanızı bekliyorum, dedi Yankı.

İşte şimdi Yankı' ya acımıştım. Yarım saattir bizi uyandırmaya çalışıyordu ve bugün arkadaşlarıyla buluşucaktı. Hayatta en sevdiğim şeyi bırakıp Yankı 'ya yardıma koştum. İkimiz Yiğit ve Ulaş' ı ancak yarım saatte uyandırmıştık ama Yiğit hala elinde battaniyesiyle geziyordu.

Ulaş ise kahvaltıyı görünce hemen uyanmıştı. Yankı çok geç kaldığından kahvaltı yapamadan çıktı ve bulaşıkları bana bırakmıştı. Yarım saatimi de bulaşıklara harcamıştım. Birden kapı çaldı.

-Kim o ?

-Ben, çabuk aç çok az  zamanımız kaldı, dedi Deniz.

-Ne oluyor Deniz niye bu kadar heyecanlısın ? Dedim kapıyı açarken.

-İyi misin kızım yarın okul eğlence yapıcak ya AVM' ye gidiyoruz çabuk ol daha üstünde eşofmanların var , dedi Deniz.

-Of Deniz tamam bekle ama bizimkileride almam gerek. Takım elbiseleri sünnetlerinden kalma küçücük oluyor salaklara. Sen gir içeri giyinip ve bizimkileri alıp geliyorum.

Bir pantolon ve üstüme gömlek geçirip aşağı indim. Yiğit  ve Ulaş hiçbir zaman alışverişi sevmemişti. Aslında bende hiç sevmezdim ama işte Deniz her zaman beni ikna ederdi.

Dışarı çıktığımızda taksiye bindik. Ulaş ve Yiğit hala mızmızlanıyordu.

Sonunda 10 dakika içinde AVM' nin önündeydik. AVM'den içeri girdiğimizde Deniz beni bir mağazaya doğru sürükledi. Ulaş ve Yiğit'te tam arkamızdaydı. Deniz askılardaki elbiseleri üstüme tutarken ben sadece bu alışverişin bir an önce bitmesini diliyordum.

Deniz elime elbiseler tutuşturup beni kabine itti. Elbiselere baktığımda fena gözükmüyorlardı. Bu zamana kadar hiç elbise giymemiştim. Nedenini bende bilmiyordum. Hiç böyle şeylere ilgi duymazdım.

Benim için bir tişört ve bir kot yetiyor hatta artıyordu bile. Elime aldığım ilk elbiseye baktım. Altın sarısıydı. Ve parıl parıl parıldıyordu. Benim için fazla iddalıydı. Diz üstünde kesimiyle vücudumu çok rahat gösterirdi. Denizin seslenmesiyle kendime geldim.

-Defne !! Kızım kaç saatte giyiyorsun bir elbiseyi ??? Senin bu uyuz kuzenlerin iki saattir başımı ütülüyorlar.

-Tamam tamam çıkıyorum şimdi. Beni ilk kez elbiseyle görüceklerdi. Bu yüzden korkmuyor değildim. Utana sıkıla çıktım kabinden. Gözlerim hafif kapalıydı. Hepsi beni görünce önce bir durdular.Ulaş yanıma geldi ve

-Çok güzel oldun prenses ama bu fazla çok kısa. Ordan lafa Yiğit atladı.

-Bencede bunu giyemezsin kuzi. Bizi katil mi etmek istiyorsun bu gencecik yaşımızda. Sonra hapishane köşelerinde sürünelim mi ? (Yiğit 'in dramı :D)

-Ya siz bir sussanız hani. Kısalığından değilde bence sana daha narin bir elbise bulmalıyız. Dedi Deniz .

Askılara tekrardan gitti ve karıştırmaya başladı. Bu sefer elinde dizlrimin çok hafif üstünde olan birkaç elbise getirdi. Hepside uçuş uçuş elbiselerdi. Kabine girdim ve bir diğer elbiseyi denedim. Bu üstüme çok oturmuştu.

Sevmediğim bir yanı vardı sanki. Kabinden çıktığımda onlarda beğenmemişlerdi pek. Diğer elbiseyi giyip çıktığımda artık cidden canıma tak etmişti.

-Hayır, yine olmamış.

-Of yeter artık yoruldum ben ya. Oradan lafa Ulaş atladı.

-Evet kuzi ya! Benimde karnım acıktı. Kurt gibi açım.

-Lan ayı sen ne zaman aç değilsinki ??  Dedi Yiğit.

-Şşt ! Daha almadık Defne' ye elbise. Hadi git son elbiseyi dene.

Gerçekten üzerimde çok güzel durmuştu. Dizlerimin hafif üstünde üst kısmı renkli çiçeklerle süslenmiş fevkaladenin üstünde bir elbiseydi. Gerçekten çok beğenmiştim. Aynaya baktığımda bu zamana kadar hiç kızsal olarak kendime bakmadığımı farkettim. Yavaş adımlarla kabinin kapısını açıp dışarı çıktım.Deniz bana bakakaldı, Ulaş ıslık çalıp yanıma geldi, Yiğit ise ağzı açık bana bakıyordu.

-Ne oldu ya hadi nasıl olmuşum söyleyin bir daha kıyafet denemek istemiyorum !!

-Başka denemene gerek kalmadı zaten. Kızım çok güzel oldun, dedi Deniz.

-Oha kuzen sen neymişsin be.Cidden aç olmasam daha fazla kelime üretebilirdim ama açım şuan, dedi Ulaş.Salak ya yine bizi güldürmüştü Yiğit ise ;

-Kuzen .ok güzel oldun. Hiç seni böyle hayal etmemiştim doğrusu.

Hepimiz sıkılmıştık. Benim elbisemi alıp kasaya doğru ilerledim.

Deniz' de kendine elbise almayı unutmamıştı tabii. Zevki çok güzeldi. Elbiselerin paralarını ödeyecekken değişik bir şey oldu. Sanki biri tarafından izleniyor gibi hissettim. Anında arkama döndüm. Sanki bir silüet görmüştüm. Ya of yine saçmalamaya başlamıştım ben. Bu aralar ne olduysa paronayaklaşmıştım. Mağazadan çıktık. 

Bu salaklara takım elbise alıcaktık. Çok yakışacağına emindim. Başka bir mağazaya girip onlara takım elbise aldık. Bu sırada çok güzel bir fotoğraf çerçevesi gördüm. Annemlere alıcaktım. Uzun zamandır onları göremiyordum.

Geldiklerinde süpriz olmuş olurdu hemde onlara. Yiğit ve Ulaş 'ın yakarışlarına karşı buraya da girdim. Tam alacaktımki bir şey kırıldı. Olamaz bu Yiğit 'ten başkası değildi. Bir vazo kırmıştı ve her halinden pahalı bir şey olduğu belliydi.

-Yiğit ne yaptın lan sen! Dedi Ulaş.Ben sadece bakakaldım.Acaba fark edilmeden kaçsak mı diye düşündüm. Ama daha hareket edemeden tezgahtar geldi ve kırılan vazoyu gördü.

-Vazonun parasını sizden almak zorundayım, dedi.

-Tabi ne kadar, dedim.

-1000 TL , Dedi Ulaş acıktığı için aldığı simitini düşürdü, Deniz ne yapcaz şimdi diye baktı, Yiğit zaten havaleler geçirmeye başladı.

-Malesef yanımda o kadar para yok, dedim.

-O zaman parayı ödeyene kadar sizi burda tutmalıyım.

İşte şimdi cidden BOKU yemiştik....

Eveet :) Kısa bir sürenin ardından yeni  bir bölümle daha karşınızdayız. Süpersiniz okunma sayısı bizi çok mutlu etti. Bir yazma aşkı bile geldi yani bize dsjkdfh. Okuduğunuz için çok teşekkürleer. Yorumlarınızı bekliyoruz. Tabi votelemeyi de unutmayın deriz :D Seviliyorsunuz :*

GÖKYÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin