Cadmium, Rosendale-No Friends
"SUHO ŞARKININ SESİNİ HEMEN AÇ, BU EN SEVDİĞİM ŞARKI!"
Sehun ve Minseok arabanın içinde eşek gibi bağırıp tepindiklerinde az daha çam ağacına toslayacağımız için Kyungsoo ikisini tokatlamak zorunda kaldı. "Bir daha bağırırsanız eğer sizi bu sefer bağırttıran ben olurum." Kyungsoo elini kalbinin üstüne koymuş, az kalsın kaza yapacağımız için korkup kalp atışlarının dinmesini bekliyordu.
"Kyungsoo çok ayıp! Neler diyorsun sen öyle." Jongin yarım açık ağzını eliyle kapatıp söyledi. Anlaşılan Jongin konuyu başka bir şey olarak algılamıştı. Ardından ellerini göğüsünde bağlayıp oturduğu yere sindi. Gözlerini kısıp sinirli bir şekilde etrafına bakıyordu. Kyungsoo'ya küsmüştü anlaşılan. Kyungsoo gözlerini kocaman açıp Jongin'e açıklamalarda bulunurken omuz silkip başımı yeniden cama yasladım.
"Ah!" başımı cama yaslamamla arabanın ani freniyle kafamı çarpmıştım ve harbiden acımıştı. Elimle başımı ovalarken hemen çaprazımda oturan Chanyeol ile göz göze geldim. Otuz iki dişini gösterip bana bakıyordu. Ben de karşılığında gözlerimi devirip cama bakmaya devam ettim. Bana bakıp gülmesi sinirlerimi bozuyordu. Hemen yanımda oturan Jongdae ise -her zamanki gibi dibimden hiç ayrılmıyordu- redbullunu kafasına dikmekle meşguldü. Arada sırada ağzına annemin yaptığı sarmaları tıkıştırıyordu. Sarma kabını elinden alma girişiminde bulunmadım ve bulunmayacaktım çünkü ne zaman hep beraber yiyeceğimizi, biraz daha sabretmesini söylediğimde bana bencilmişim gibi davranıyordu. Ben de artık kendimi ortada kötü etmemem gerektiğini düşündüğüm için artık karışmıyordum. Zıkkımın kökünü yesin isterse banane.
"Bro kusura bakma ama sana ehliyet veren hocanın ben taa gelmişini geçmişini sikeyim." Yixing ön koltukta Suho'nun yanına oturmuş, bok gibi araba kullandığını -daha doğrusu karavan kullandığını- söylemiş ve ehliyet hocasının gelmişine geçmişine küfür etmekle meşguldü.
Sehun ve Minseok ise yediği dayatan pay çıkarıp sus pus telefondan bir şeylere bakıyorlardı.
Taemin ise Chanyeol'ün yanına oturmuş cam kenarından ağaçlık ormanı izliyordu. Dalgın ve yüzü asıktı.
Chanyeol bilerek Taemin'in yanında oturmuştu ama Taemin oralı bile olamamıştı. Bana hâlâ kırgın olduğunu biliyordum çünkü bizi Chanyeol ile o pozisyonda yakaladığı günden itibaren hiç görmemiştim. Derslere bile gelmemişti.
Bugün ise bizimle kampa gelmişti. Jongdae onu zorla ikna etmişti ve başarılı da olmuştu. Sonuç olarak bugün yol boyu yine bana bakmamıştı. Bu biraz gururumu kırmıştı çünkü Chanyeol bizim ona oyun oynadığımızı öğrenmişti. Şimdi ise egosunu tatmin ediyordu. Canımı sıkan da buydu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Çocuklar Ağlamaz √chanbaek
Fanfiction"Sen güçlüsün diyip sırtıma kocaman dağ devirdiler." •Sezon1• "Hani derler ya; Güçlü insan ağlar mı? Defalarca aynı yere vurursan, taş bile dayanmaz." •Sezon2• •chanbaek/friends/ •chanbaek'in ne demek olduğunu öğrendiğim zaman yazdığım bir fic, bol...