Ben geldim. Biliyorum çok geç kaldım özür dilerim.
Ama işleri kızıştırmaya geldim.
Ona göre ;)
________________________________________Yalan söylemek nedir ?
Yalan söylemek masum mudur ?
Yalan söylemek bir insanı öldürmek kadar alçakçadır.
Tekdüze beyinlerin eserdidir. Tekdüze beyinlerin ahmaklığıdır yalan. Zayıflıktır. Kendine güvenmemektir. Korkaklıktır.Yalan söylemek insanlara kolay geliyorsa, kalp yerine ne taşıdıklarına bakmalarını tavsiye ederim.
Unutmayın ki yalan konuşan bir insan, bütün iğrençlikleri yapabilecek potansiyele sahiptir.
Selim oturduğu yerden Sude'ye bakıyordu. Saye odasına geçtiği için ev genel olarak sessizdi.
Sanki bütün bir yalan çökmüştü her yere.
Yalanı tasdik ediyor gibiydi gece, öyle siyah... öyle karanlık..."Bu gün..." Dedi Sude.
Selim gözlerini Sude'nin üzerinde sabitledi devam etmesini beklercesine. Sude ise düşünceli bir şekilde sadece bir noktaya bakıyordu. Sol elini kaldırıp sağ kolunu kaşıdı.
"Saye gelip bana bir şeyler anlattı. Konuşmamız senin marketten gelişin ile yarıda kaldı. Bana konuştuklarımız aramızda kalsın dedi. Ama sana anlatma ihtiyacı hissettim. Sanırım Saye iyi değil. Söyledikleri hiçte yenilir yutulur cinsten değildi çünkü."
Selim bir süre düşünüyormuş gibi yaptı.
"Yenilir yutulur cinsten değildi derken ? Ne söylemiş olabilirki sana."
Sude eli ile alnını ovuşturdu.
"Iııı.."
Selim sabırsızlıkla planının son işlemine geçmeyi bekliyordu."Şey... açıkçası..." Dedi ve sustu. Selim merakının arttığını hissetti.
"Evet ?" Dedi Selim.
"Bu gün Saye gelip bana neden garip davrandığını söyledi. Dedi ki ; Sen birini öldürmüşsün, öldürdüğün kişiyi gömmüşsün, sonra olaya şahit olan kadını ise kömürlüğe hapsetmişsin. Ve bunun gibi pek çok şeyden bahsetti." Dedi Sude.
Selim öne doğru eğildi ve başını ellerinin arasına aldı. Sude bir süre bakmakla yetindi. Selim uzun süre öyle kalınca Sude seslenme ihtiyacı hissetti.
"Selim iyi misin ?"
Selim yavaşça kafasını kaldırdı ve Sude gördüğü şey karşısında şok oldu.
Selim'in gözleri dolmuştu. Onu ilk kez böyle görmüştü Sude.Selim timsah gözyaşlarını akıtmak için epey çaba harcamıştı. Sude dayanamadı ve yerinden kalkıp Selim'in yanına oturdu. Sonrada kollarını Selim'e doladı ve sarıldı. Selim de aynı şekilde Sude'ye karşılık verdikten sonra konuştu.
"Onun bu kadar vahim bir durumda olduğunu bilmiyordum. Sana öncede söyledim. O benim canım. Annemin emaneti. Çok üzüldü bu son zamanlarda. Ama bu davranışları hiç sağlıklı değil."
Sude çok üzülmüştü Selim'in bu durumuna. Selim'e inanmıştı çünkü.
"Sen üzülme sevgilim. Bak söz veriyorum iyi olacak Saye. Üzülme olur mu ?" Dedi Sude.
Ve Selim yüzündeki sahte tebessüm ile Sude'ye teşekkür etti.
"Peki şimdi ne yapacağız. Saye için ne yapmayı planlıyorsun ?" Dedi Sude.Selim bir süre düşündü ve cevap verdi.
"Tek çözümü akıl hastanesi. Orada tedavi görmeli. İstemese bile onun iyliği için bunu yapmalıyız. O iyi olsunda..." Dedi.
Sude başı ile onayladı ve,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYHA (Ara Verildi )
Teen Fiction"Klasik" bir kitap değil, deli kafamın ürünü. (Ara verildi eğer beğeni gelirse devam edicek yazar notu. 27/06/22)