Önceki Bölümden Kesit:
Mersat hiç duraksamadan ışınlanma alanının içinde daldı ve Batı Şehri'ne ışınlandı. Onun peşindekiler görevliye "Nereye ışınlandı? Bizi de hemen ışınla!" diye bağırsalar da görevliden nereye ışınlandığı bilgisini alamadılar. "Üzgünüm ama iş gizliliği sözleşmesine aykırı." Onlar da diğerleri gibi elleri boş dönerken geride bıraktıkları grubun yere düşen elemanla ne yaptıklarını düşünüyorlardı.
----------------------
Gözlerini açtığında her yanının ağrıdığını hissetti Samir. Yavaşça doğrulmak istese de baş ağrısı buna izin vermedi. İkinci deneyişinde ise bir el göğsüne bastırarak doğrulmasını engelledi. "Lütfen yaralarınız tamamen iyileşene kadar yatakta kalın." Bir hemşireye benziyordu. Hastanede olup olmadığını sorguladı. En son neler yaşandığını hatırlamakta güçlük çekiyordu. Kurtlarla savaştıktan sonra bayılmıştı. Sonra... Bir arabada uyanmıştı. Mersat'ın arabası... Sonrasında Kuzey Şehri'ne gelmişlerdi. Magister'le görüştükten sonra... Bir şeyler yaşanmıştı ama hatıralar çok bulanıktı. Her odaklandığında başındaki sancı ona inat artıyordu.
Kısa bir süre sonra hatıralar netleşmeye, yaşananlar film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı. Magister ile konuşması, kendilerine yapılan saldırı... Kızın adını da öğrenmişti: Sinka. Sonrasında neler olduğu tam net değildi. Birçok insanı katlettiğini hatırlıyordu. Bir sürü çığlık, kan ve... "Sistem Bildirimi: Ana görevinizi hala tamamlayamadınız. Batı Şehri'ne ulaşmanız için son 1 dakika. Başarısız olduğunuz taktirde İşçi olmak için yaptığınız başvuru reddedilecektir. Acele edin!" Samir hayatı boyunca bir yazıyı bu kadar hızlı okuduğunu hatırlamıyordu. Ayağa bile kalkamıyordu. Kalksa açıklama yapması için sorguya çekilecekti. Diyelim ki bunların hepsini -imkansız da olsa- 1 dakikadan kısa bir süre içerisinde halletti. Peki ya ışınlanma alanı? Canı isteyen herkesin geçebileceği bir yer değildi. Oraya girmesinin tek yolu Mersat'tı ve onun da nerede olduğu muammaydı. Kendisine yardım edebilecek kimse yoktu. "Dorpi, Troy..." Hiç kimseye yardımcı olamamıştı.
"Hayır!" Bütün gücünü kullanarak doğruldu. Üzerindeki yorganı kenara fırlatıp ayağa kalktı. Baş ağrısı beyniyle hamur gibi oynuyor olsa da bacakları dehşet şekilde titriyor olsa da ilerlemeye başladı. Böyle ani bir hareketi beklemeyen hemşire "Lütfen, efendim. Ayağa kalkmayın!" diyerek Samir'i yerine oturtmaya çalıştı. "Hayır! Bu kadar kolay olamaz!" Önündeki pencerede saniye saniye azalan süresini görüyordu. Ya da hayallerini, umutlarını, her şeyini... Kapıya kadar gelmeyi başarmıştı. Hemşire onu yerine oturtmak istese de oldukça fazla kişiyi katlettiğini bildiğinden biraz da çekiniyordu. Kollarında büyü kelepçesi olduğunu bilse bile...
Kapıdan çıktıktan sonra karşısında beliren komutan afallamasına neden oldu. İlk bakışta tanıyamadı, afallaması geçtiğinde ise şehrin girişinde karşılaştığı nöbetçi olduğunu anladı. "Lütfen," dedi. "bana yardım edin. Çok az zamanım kaldı. Batı Şehri'ne gitmem gerek!" Komutan Samir'in önündeki pencereye biraz göz gezdirdi. Artık saniyeleri kalmıştı. Kafasını kaşıdıktan sonra elini Samir'e uzattı. "Tamam, seni ışınlanma alanına götüreceğim. Fakat!" Samir pür dikkat dinlemekteydi. "Estum'u yakalamama yardım edeceksin." Samir aklından "Estum kim ki?" diye geçirdi. Komutan aklını okumuş gibi "Yani şey işte, arabanın kullanıcısı. Şehre girerken benimle konuşan kişi..."
Samir'in zamanı yoktu. Hem de hiç zamanı yoktu. Ne yazık ki ciddi bir karar vermesi gerekiyordu. Doğru, Mersat onu satmış ve ölüme terk etmişti fakat bu sefer de yardım etmek için ışınlanma alanına götürmeyi teklif etmişti. O olmasa görevi hayatta tamamlayamazdı. Her şey bir kenara onunla düşman olup savaşmayı kabul ederdi fakat dost gibi görünüp ona ihanet etmek, kendi çıkarları için onun seviyesine düşmek... Bilmiyordu. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kafası çok karışıktı ve beynindeki ağrıyla birlikte azalan süre de hiç yardımcı olmuyordu. "Evet, anlaşmanın süresi doluyor gibi. Kararın nedir?" Samir kekeliyordu. "B-b-ben..." "Belki unutmuşsundur veya fark etmemişsindir diye söyleyeyim. Bayılmanın nedeni bacağına yediğin oktu ve onu atan size saldıranlardan biri değildi." Ok mu? Ok... Evet, bir ok hatırlıyordu. Bacağına göz gezdirdi. Bandajlanmıştı. Peki bu ok saldıranlardan gelmediyse kimden gelmiş olabilirdi ki? Hayır, mümkün değil! İkinci kez mi? Yumruğunu sıktı. Komutanın gözlerinin içine bakarak "Kabul ediyorum." dedi. Komutan sırıtışının ardından Samir'e bir rozet uzattı. "Işınlanma alanına geldiğinde görevliye bunu göster ve hemen Batı Şehri'ne gitmek istediğini söyle. Kaybedecek vakit yok!" "Ama ışınlanma alanına nasıl gideceğim?" "Orasını bana bırak!" dedi. Envanterinden garip şekilli bir nesne çıkarttı. Koridorun duvarına daire şeklinde bir portal açtı. Samir mavi-lacivert renkli dumanların saat yönünde döndüğü ve garip garip sesler çıkartan portala baktı. Komutan ise bir saniye bile duraksamadan bileğindeki kelepçeyi çıkarttı ve Samir'i ensesinden kavradığı gibi portalın içine fırlattı. "10, 9, 8, 7..." süre artık bitmek üzereydi. Işınlanma alanındaki görevli önünde bir anda açılan portaldan çıkan birini görünce tırsıp geriye sıçradı. Samir hiç zamanın kalmadığını anladığı için yerden kalkar kalkmaz rozeti adeta görevlinin gözüne soktu. Bir yandan da "Lütfen, acil! Batı Şehri'ne!" dedi. Görevli acil bir mesele olduğunu anlayıp ışınlanma alanını çalıştırdı. Fakat afallaması hala geçmemişti.
"4, 3..." Artık hiç zaman kalmamıştı. Düşünmeden alanının içine atladı. Dev bir solucan deliğinin içinden geçiyormuş gibi hissetti. Her yer maviydi. Biraz da beyaz ve lacivert... Gözü süredeydi. "3, 2, 1"
Hala portaldan çıkmamıştı ama süre durmuş gibiydi. 1'de takılı kalmıştı. Portaldan çıktı ve gözünün önünde koskocaman, kırmızı bir 0 belirdi. İlk başta kalbi yerinden çıkacakmış gibi atsa da ardından gelen bildirim onu sakinleştirmişti. Sistem Bildirimi: Tebrikler! Batı Şehri'ne Ulaşma görevini başarıyla tamamladınız. Artık resmi olarak bir İşçi'siniz. Yakın zamanda rehberiniz tarafından bilgilendirileceksiniz. "Üff, bu cidden yakındı." demesiyle yere yapışması bir oldu. Vücudundaki ağrıları bir anlığına unutmuştu. Yerde rahatlamış bir halde yatarken bir bildirim daha geldi. Sistem Bildirimi: Tebrikler! "Son Saniye" başarımını kazandınız. Zorunlu bir görevi son saniyede tamamladığınız için bu başarımı kazandınız. Her statınıza ikişer puan eklendi. Ayrıca yeni bir özellik kazandınız. Özellikler bölümünden kontrol edebilirsiniz. Şuanda kontrol edecek durumda değildi. Tek istediği biraz uzanmaktı ve tam olarak öyle yapacaktı.
-Okumaya değer bulan herkese çok teşekkür ederim. Eleştirilerinizi yorumlara yazabilirsiniz.-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Dünya
Action"Hata yapmaktan korkma." derdi büyüklerimiz. Ama tuhaftır ki her şey bir hatayla başladı. Küçük bir hatayla... Oyunun yapay zekası hatalı yapıldığı için artık doğru düzgün çalışmıyor. Hatta oyunun içinde ölen bir insanı gerçek hayatta da öldürebiliy...