Keyifli okumalar!
Bunu neden kabul ettim bir fikrim yok.
Hangi kafayla tamam dedim inanın bende bilmiyorum.
Salak mıyım yoksa alkollü falan mıydım? En son içmemiştim diye hatırlıyorum. Ve evet doğru içmedim.
Babamdan kurtulmayı öyle çok istiyordum ki bu teklifin neler getireceğini bilemiyordum. Gerçi ben ileriyi düşünmeden anı yaşayan biriydim. Neler olacaktı izleyip görecektim.
Eve döndükten sonra Mina'ya kısa bir mesaj attım. O da mesajı atar atmaz beni aradı. Neden taşınıyormuşum, onu seviyor muyşmuşum, kızımız olursa onun adını verecekmişiz falan filan yine her zaman yaptığı gibi saçmalamıştı. En sonunda onun saçmalıklarını katlanamayacağımı söyleyip telefonumu kapattım. İnanın bir tane daha saçma sözü kaldıramazdım.
Evdeki saçma sapan eşyaları koyduğumuz odaya giderek oradan 3 tane valiz buldum. Teker teker hepsini sürükleyerek odama getirdim. Önce kışlıklarımı yerleştirdim. Malum önümüz kış. Ardından valizi alarak yere koydum.
Bu kadar kıyafet yeterliydi sanırım. Geri kalanını da sonra alırım diyerek valizi kapatarak odamın bir köşesine koydum. Diğer valizi alarak ona da parfümdür, takıdır, makyaj malzemesidir falan onları yerleştirdim.
Aradan 1-2 saat geçmiş olmalıydı en sonunda kendimi yatağa bıraktım. Sanırım bu gece buradaki son gecemdi. Yarın burada kalacağımı düşünmüyordum. Gözlerimi kapatıp uyumayı denedim. Zaten hemen uyuya kalmıştım.
***
"Doruk!"
Haddinden fazla bağırmış olmalıydım ki Doruk aniden içeri girdi. Üst kısmı çıplaktı ve pantolon düğmesi açıktı. Aklıma birkaç sapık düşünce gelse de hemen onları kovdum.
"Nil, iyi misin?"
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Şöyle bir süzdüm de gerçekten vücudu da gayet güzeldi. Çok kaslı olmasa da yapılı bir vücuda sahipti.
Nil neden sapık gibi herifin vücuduna bakıyorsun?
O da bunu anlamış olacak ki bana ukalaca gülümsedi.
"Bakıyorum da manzara hoşuna gitmiş?"
"Ne alakası var be?" Bunu derken bile vücuduna bakıyordum. Daha sonra kendime gelerek gözlerimi vücudundan ayırıp yüzüne baktım.
"Hem sen niye çıplak geziyorsun? Bu evde genç bir hanımefendi var."
"Ben burada genç bir hanımefendi göremiyorum." dedi '' hanımefendi ' kelimesine vurgu yaparak. Aslında bir hanımefendi olduğum söylenemezdi. Her neyse!
"Neyse ne Doruk, şu valizimi götür diyecektim. O yüzden bağırdım. Ve ayrıca üzerine bir şey giy. Bu şekilde kalman göz zevkimi bozuyor." Umarım bu yalanım üzerine çarpılıp elim üzüm yamulmazdı.
Yanıma yaklaşarak yatağın üzerinde arkamda kalan valize uzandı. Tabi uzanırken resmen iç içeydik.
"Gözlerini mi bozuyor yoksa gözlerine zevk mi veriyor? Tartışılır bir konu." Valizi alarak arkasını dönüp odadan çıktı.
Tabii bende arkasından kaşlarımı çatmış ona bakıyordum. Buraya geleli 2-3 saat oluyordu. Babama sadece 'ben gidiyorum.' demiştim, o ise cevap vermemişti. Sonradan öğrendim ki Doruk babamı arayıp ona her şeyi anlatmıştı. Bu ikisi çok iyi anlaşıyorlardı ve bu da benim sinirimi bozuyordu.
Gerçekten!
***
Biraz sonra odadan çıkarak aşağı inmeye karar verdim. Merdivenlerden inerek mutfağa yöneldim. Oradan bir kül tablası aldım ve salona gittim. Koltuğa oturup ayaklarımı orta sehpaya uzattım. Cebime sıkıştırdığım sigara paketini çıkarak sigaramı tutuşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE VAR MISIN? (Tamamlandı)
Teen FictionNOT: Bölümler baştan sona düzenlenmiştir. Ana hikayeye bağlı kalıp diğer kısımların birçok yeri değişmiştir. Kitabı daha önceden okuyanların, baştan okuması gerekir. *** "Hayat bazen kaybettiğin yerden başlar." Nil ve Doruk karşılaştıkları zaman pe...