Bir buçuk saat sonra bilmem kaçıncı kez Buse'nin alnındaki bezi tekrar ıslatıyordum. Ateş elinde sandiviçlerle arabaya bindi ve sandiviçi bana uzattı.
''Abiciğim hadi uyan bir şeyler yemen lazım.''
Buse yorgun bir şekilde uyanıp abisine ve bana baktı sonra da hiçbir şey demeden Ateş'in uzattığı sandiviçi aldı.
''Buse iyi misin?''
''İyiyim Güneş abla.''
''Tamam canım , önce elindeki sandiviçi bitir sonra tekrar ölçeriz ateşini.''
Sandiviçlerimizi yiyip bir yandan da Ateş'le birlikte Buse'ye bakıyorduk. İlk baştaki gibi titreyecek kadar üşümüyordu ama yine de üşüdüğü belliydi. İçimden ateşinin düşmüş olması için dua ederken Buse mırıldanmaya başladı.
''Şey...Ben fazla acıkmadım daha yemesem olur mu?''
''Nasıl acıkmadın abiciğim dün geceden beri bir şey yemedin.''
''Ama aç değilim abi sadece uyumak istiyorum.''
''Tamam sandiviçini sonra yersin ama uyumadan önce ateşini ölçmemiz gerekiyor.''dedim. Elimdeki sandiviçi kenara koyup ateş ölçeri aldım. Ateş ölçeri Buse'nin koltuk altına koyup beklerken Ateş'e baktım. Kardeşi için endişeleniyordu, Buse'nin iştahının kesilmesi bile onu korkutmaya yetiyordu.
''38''dedim hayal kırıklığıyla.
''Yine mi çıktı?''
''Tamam Ateş sakin ol ben tekrar ıslak bez koyayım...''
''Hayır, hastaneye gitmemiz gerekiyor.''dedi sözümü keserek.
Buse hala çok yorgun ve uykulu olduğu için hastaneye gitmek istemediğini çünkü ona iğne vuracaklarından korktuğunu söyleyecek gücü yoktu.
''Emin misin?'' dedim gözlerinin içine bakarak.
''Evet.''
''Ya bizi bulurlarsa?''dedim Buse'nin duyamayacağı bir şekilde. Sesimdeki titremeyi bastırmaya çalıştım ama başaramadığım ortadaydı.
''Bulamayacaklar.''
Yutkunarak başımı salladım. Ona inanmaktan başka çarem yoktu.
Sonra ki yarım saat çok hızlı geçti. Hastaneye geldik bizi bir odaya aldılar ve Buse'ye serum takıp doktoru beklememizi söylediler. Buse kendine gelmeye başlamıştı. Sandiviçini bitirip tekrar uykuya dalmıştı. Nihayet yarım saatin sonunda doktor içeriye girdi.
Saçlarının bir kısmı beyazlamış ve incecik bir gözlük takan erkek bir doktordu. Tahminim 50 yaşlarındaydı fakat yaşına rağmen dimdik duruyordu. Gülümseyerek bize baktı ve anlamadığım bir dilde konuşmaya başladı.
Ateş, doktorun sözünü bitirmesini bekledikten sonra İngilizce konuşarak yabancı olduğumuzu söyledi. Doktor kaşlarını kaldırarak özür diledi ve Buse'nin durumu hakkında bilgi vermeye başladı. Korkulacak bir şey olmadığını, Buse'ye birkaç test yapacakları için bugün burada kalmamız gerektiğini söyledi.
Başımı çevirip Ateş'e baktım. Bizim için hastaneye gelmek bile sorundu şimdiyse bu gece hastanede kalmamız gerektiğini söylüyorlardı. Doktor üst katta bize bir oda ayarladıklarını söyleyip kapıya yöneldi. Bende teşekkür edip Buse'nin yanına döndüm.
''Onun sağlığı için.'' dedim Ateş'e bakmadan.
''Evet, çok dikkatli olmalıyız.''
Başımı sallayıp Buse'yi uyandırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Arasında
Fiksi RemajaYeni tanıştığınız biriyle yolculuğa çıkar mıydınız? Üstelik tehlikeli bir yolculuk! Güneş, uzun yıllar çalıştıktan sonra kazanmayı başardığı üniversiteyi okumak için Ateş'le birlikte Fransa'ya gidecektir. Fakat onları takip eden birilerinin olduğund...