4.Bölüm

217 80 14
                                    

Ogün'den

Evin iyi çocuğu.. Tamam iyi bir evlattım. Sigara da içiyordum, arada. Ama serseri değilim. Belki de olmam için bir neden yoktu. İçki de içmem bu gece istisna. Arada böyle kaçamak yapsam da ben hala okul birincisiyim özel hayatım ve inek hayatım arasındaki dağlar kadar farkın birisi de bu..

" Biz neyiz Ogün?"

Terlemiş vicudumla üstünden ayrıldım, nefesimi düzene sokmaya çalısıyordum. Tavana baktım. Yanına uzandım.Oda karanlıktı zaten. Ne yapıyordum? Kendimde olmayabilirdim ama bu hata yaptığım gerçeğini değiştirmiyor. Cevap dahi veremeden uyukladım.

-

Güzeldir umarım , başımı hafifçe kaldırdım ve yanımdaki sarı saçlara baktım, yüzüne eğildim ' oh be güzelmiş' diye geçirdim ve bir not kağıdı çıkardım.

" Bu sorunun çelişkili cevapları var tabi.

1: İnsanız.

2: Öğrenciyiz

3: Ben erkek sen bayansın.

4: Birdaha hiç görüşmeyecek iki insan?

İstediğini seçme özgürlüğüne sahipsin. " kağıdı sehpaya koydum ve tişörtümü başımdan geçirdim, pantolonumu ve ayakkabılarımı giyinip evden çıktım.

Bu yaptığım iğrençti, yol boyunca yüzümü ekşittiğimi fark ettim. Eve arka bahçeden girecektim yoksa annem beni fırça için esir alırdı. Çitlerden atladım ve mutfaktan girdim , ayak uçlarımda özen gösteriyordum odama vardığımda derin bir oh çekerek yatağıma girdim, saat daha çok erkendi. Ev ahalisinin uyanması için akrep ve yelkovanın tam 90° olması gerekiyordu, ya sekizde ya da tam dokuzda uyanıyorlardı. Tabi ben bir lise mağduruydum. Annemlerle diyaloglarım çok kuvvetli değildir onlar daha çok beni gurur duyulan kobay faresi gibi deniyorlar. Bilirsiniz işte, şu dershane. Bu hoca.. Kime övsek? Bu'nun oğlu düşük mü almış? Falan filan.

Bir sürü KOSKACA saçmalık!

Birisi de gelip neden bu kadar çok çalıştığımı sormuyor! Artık kurtulmak istiyorum, hem rahat hem herkesten uzak yaşamak için. Herkesin çenesi kapansın diye. Sıkılmaktan bile sıkılmış bir vaziyette hayatımı düzene koyamam. Bazen, kendime; acıyorum. Kelimelerimin hiç bu kadar kifayetsiz olduğunu hatırlamıyorum. Ne desem çare etmiyor artık. Ben benim. İçime kapanık, tek dost sahibi'Yiğit' inektim işte.. Bu zamana kadar inek olmak hiç bu kadar yakmamıştı canımı. O sözlerin her vurgusu harfi harfine içimde bomba patlatılırken, vazgeçtiğimi anladım. İnsanlar için değil biraz da kendim için yaşamam gerektiğini.. Bu iyiliği bilmeden yaptı. Tam bir melek?

Okulda konu olan, eski sevgilimle olan fotoğrafları kaldırtmak için site sahibiyle konuşup halletmiştim. Bunun için içim rahattı. Belki de Yiğit bu olay yüzünden öyle sarıldı ona.. Bilmiyorum ama biraz daha kurcalarsam geriye kalan üç gram beynim de Carly'e aşık olduğuma kanacak.

Cebimden bacağıma yayılan titreşimle hareketlendim.

" Efendim?"

" Anlat bana bahçede neler oldu?" yüzümü ekşittim " Sana da günaydın, bak ne diyeceğim? Şuan başım davul gibi ve bir kaç tokmakta sen vurma" gözlerimi kapatırken " Evine geliyorum " dedi ve ekledi " Yiğitle" telefonu suratına kapattım ve bacaklarımı yorgana sıkıca sardım..

Aslında ne derece çaresizdim.. Bilmiyorum. Tek bildiğim, kalbimin gürültüsü dindiğinde gerçekleri duyacağım ve gerçekler acıdır,üzer işte. Gerçekleri bilmeye cesaretim olmasa da duyacağım. İster istemez, ilk önce yutkunup sonra kalbinin neden yandığını düşündüğün zaman, bitmiştir.. Çenen titrer omzundan çöken ağırlıkla duramazsın ya dik. Dejavu yaşarsın, yine aynı hatalar.. Pes edersin , şavaşmaktan vazgeçersin. Peki ben.. Dejavu yaşamak istiyor muyum?

Hayır.. Tabi ki hayır. Tekrar hayatım mahvolsun istemiyorum. Kimseyi istemiyorum. Sevilmek istemiyorum. Üzmek istemiyorum.

Ama Carly'i istiyorum saçmalıyorum farkında olmadan onu düşünüyorum. Ama.. O benim hayatıma uygun değil, o benim gibi biri değil. Hem ben onu parçalarım hem o beni. Kapının ısrarla çalınması sonucunda kapıyı açan yoktu,yataktan kalktım ve salona ilerleyip kapıyı açtım.

"Selam! Nasılsın? İyisindir sen. Evet dinliyorum,meyve suyu var mı? Bu gün iyi vakit geçiririz " taramalı tüfek gibi konuşuyordu kendini salondaki koltuğa attığında kaşlarımı kaldırarak onu izliyordum. Yiğit omuzlarını kaldırmış dudağını dışarı sarkıtmış ellerini de havaya dikmişti. O da bilmiyordu. Arpi'nin neyi vardı anlayamıyorum. 

"Selam dostum" Yiğitin omzuna hafifçe vurdum içeri ilerledik " Arpi'yle uğraşıyorum, ne kadar iyi olabilirsem o kadar  işte " gülmemeye çalıştım ama dayanamadım, tamam yanımızdaydı ve biz çekemiyorduk. Yiğit de çekemeyeceği birini seviyordu.

"Hadi anlat Ogün" gözlerimi devirdim "Ne anlatayım? Ağladı. Falan " inanıp inanmadığı konusunda şüpheliydim.

"O kadarını ben de biliyorum-" sözünü kestim " Zaten anlatacağınızı söyledim Arpi kes artık. Seni hiç çekecek durumda değilim. En iyisi siz gidin" Sesimi biraz yükseltmiştim.

" Pekii,tabi evet hoşçakal" ayağa kalkıp hışımla evden çıktığında Yiğit de omzuma dokundu "Seni ararım" arkasından çıktı ve kapıyı çekti. Başımı ellerimin arasına aldım ve dizlerimle destek olup saçlarımı karıştırdım. " Lanet olsun" 

Yavaş adamlarla odama çıktım ve yatağa uzanıp telefonu elime aldım.

Gönderilen: Carly

" Günaydın.. Ihh. Şey, nasılsın?" 

Mesajı gönderdikten sonra uyanmış olacağından bile şüpeli şekilde telefonu karnıma koydum ve gözlerimi biraz kapadım. Sadece biraz huzur.. 

BİLİYORUM KISA OLDU AMA. DİĞERİNİ UZUN YAZARIM ÇOK BEKLETTİM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. OY VERMEYİ UNUTMAYIN. TEŞEKKÜRLERR <3

HAYAT BENİM ; BAŞROL ONUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin