19.Bölüm

46 27 0
                                    

Sigaramdan bir  nefes çekerken karşımdaki manzaraya baktım. sabah kahvaltısını kendisi hazırlamış akşam yemeğinide bana bırakmıştı.

Savaş bana menemen yaptırmaya çalışmıştı. Tabi sonuç ...

Dünya savaşından çıkmış bir mutfak... Bana mutfağa su içmeyi bile yasaklayan bir adet sinirli kaslı siyah gözleri ile öfke ile bakan bir adet Savaş.

"Hangimiz kız anlamadım. Hayır yani yemeklerde bana kalıyor." diyerek kızgınca konuşan Savaş'a baktım.

"Cinsiyetçi konuşma lan!" dedim ciddi bir şekilde. "Biz kadınlar sizin yaptığınız her işi yapıyorsak sizde yapacaksınız!" bana gözlerini devirip yanıma doğru geldi.

"Kızım ben onu mu dedim!.. Elbette yaparım. Ama hani sende yapabilsen fena olmazdı hani. Aşçı başın oldum resmen." dediğinde büyük bir kahkaha attım.

"Ne yapayım sandiviç desen amenna iki dakikada hazır hani.."

Bana  yav he he ineklerde çikolatalı süt yapıyordu zaten bakışlarından attığında omuz silktim.

İnanmı8yor olabilirdi ama bende insanım neticede arada bir sandiviç falan yapıyordum hani.

Hatta en son bir ay önce yapmıştım. Kendime bol peynirli bir sandiviç...

Ben düşüncelere dalmışken Şavaş'ta dibime girmişti. Dudaklarımdan firar eden dumanlar onun yüzüne çarparken derin bir nefes aldı.

Koyulaşmış siyahları ve benim dudaklarımdan daha kırmızı olan dudaklarına baktım. Bana santim santim yaklaşırken hızlanan kalbim durmak istiyordu adeta. Nefes almayı unutmuş gözümü dahi kırpmadan izledim onu..

Sanki biri onu yavaş moduna almıştı.

"Biraz hızlı olsana salak!" dediğim sırada bana sırıtırken çalan telefonu ile bu seferde ben sırıtmıştım.

"Yemeyenin malını..."

"Sikeyim." diyerek küfür ederken ona orta parmağımı gösterdim. Kahkahalarımı tutamamıştım.

Bana tehditkar bir şekilde adım attığında bu seferde ortamda benim telefonumun sesi duyuldu.

Savaş ile aynı anda masaya ilerleyip aynı anda açtık telefonu. Beni arayan Süleyman'dı.

"Efendim."

"Ne var piç."  Savaş ile telefonu aynı anda açtığımızda onun küfür  etmesine gözlerimi devirip Süleyman'a odaklandım.

"Meyra... Belemirin oğlu Kemal... kaçmış."

Gözlerim Savaş'a kayarken onunda aynı şeyi duyduğunu anlamıştım.

"Tamam arayın onu bizde geliyoruz Savaş ile.." dedim tamam diyerek kapanan telefon ile derin bir nefes aldım.

Önemli olan Belemirin oğlunu bulması değildi. O bizim için en önemsiz ayrıntılardan biriydi aslında.

"Gidelim." diyen Savaş ile kafamı salladım.

Apar topar kendimizi yola attığımızda neredeyse akşam olmak üzereydi.

Araba Savaş'ın bahçeli evinden çıkarken derin bir hüzün vardı.

Burası bana yaşadıklarımı unutturmuştu bir süreliğinede olsa.

Derin bir iç çekip önüme döndüğümde yan tarafımda ki Savaş ile göz göze geldim.Bana içten bir gülümseme yolladığında bende ona yolladım.

Arabayı bahçeden çıkardığında artık konuya odaklanmam gerektiğini biliyordum.

Telefonu elime aldığımda konuşma marotonum başlamış oldu.

Meyra *Sadist Bir Kız*   (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin