uyarı; yetişkin içerik ve argo içerir.. rahatsız olanlar lüüütfen simdi hikayeden çıksın. sonra eğğ, ewww beril bu ne amk demeyin UYARIYORUM öptüm
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
felix ağlamasından dolayı akan göz makyajını tuvaletin kirli aynasındaki yansımasından görünce daha çok ağlamaya başlamıştı ve altında giydiği kısa pembe eteğine aldırmadan buz gibi olan betona çökmüştü.
her zaman olduğu gibi bugün de gittiği okulunda felix'i, giydiği kıyafetlerden, yaptığı makyajdan dolayı yargılamışlar; hatta iki-üç tane zorba denilecek erkek sürüsü felix'i okulun arkasına götürüp fazla zarar vermeyecek şekilde pataklamışlardı.
beyaz çorapları ve toz pembeye kaçan spor ayakkabıları çamur olmuş ayrıca beyaz yarım kazağı da hafiften sökülmüştü. oysaki felix, bu üstünde giydiklerini daha dün biriktirdiği paralarla almıştı.
ağlaması daha da şiddetlenirken açılan kapı onu ürkütmüş yüzünü saklamaya çalışmıştı ama daha girişten bile burnuna gelen ve gerçekten hayranı olduğu kokunun sahibinin changbin olduğunu anlayınca bir anlığına da olsa huzur dolu hissedip kafasını kaldırdı.
beyaz dar tişörtünden, sağ göğsünden başlayıp sırtına ve sırtından da sol karnına gelen yılan dövmesi çok net belli oluyordu. changbin üst bedenini sarmış yılan dövmesini yaptırırken aklından ne geçiyordu kimse bilmiyordu. ya da bu kadar detaylı bir dövmeye nasıl dayandığını felix hep merak etmişti çünkü kendisi daha ayak bileği ve dirsek üstüne yaptırdığı minimal dövmelerde bile defalarca ağlamıştı.
"felix!"
hızlı adımlarla yerde ağlayan, saçlarının dipleri sarıyken uçlarının mor,mavi ve pembeye boyayan çocuğun yanına gitmişti.
"kim yaptı? " diye sordu, felix'in çantasında arayıp kolayca bulduğu ıslak mendille yüzündeki akan makyajı temizlerken.
"hyung! bilmiyorum, nefret ediyorlar benden ama ben onlara hiçbir şey yapmadım bile."
"tabii ki yapmadın güzelim."
"baksana kazağımı bile yırttılar, sırtım gözüküyor hep..." diye mırıldandı burnunu çekerken. changbin'in gözleri küçüğünün bu görüntüsünden dolayı dolmuştu, felix'in küçücük bir bebekten farkı yoktu onun gözünde. elinde olsa felix'i bir dakika bile yanından ayırmaz, onu herkesten ve her şeyden korurdu; hem de sonsuza dek.
kapıdan girerken elinde tuttuğu fakat felix'in yanına çöktükten sonra kucağına aldığı siyah deri ceketi gösterdi felix'e.
