"Buraya ilk gelişindi. Çünkü neredeyse her sabah gölde yüzmeye giderim ve kokunu ilk defa aldım." Bir süre düşüncelere dalmış gibi sessiz kaldıktan sonra "Başta seni avlamayı düşündüm, kanını kurutacaktım Eva." diye devam etti ıstıraplı bir ses tonuyla.
Bakışlarını kısacık bir an sanki tepkimden endişe edermiş gibi kaçırsa da tekrar konuşmaya başladığında göz gözeydik. "Seni izledim, o sırada bir kitap okuyordun. Sonra kafanı kaldırıp direk gizlendiğim yere baktın." derken gözleri gözlerim arasında gidip geldi.
"Bu imkânsızdı ama sanki beni görebiliyormuş gibi direkt bana baktın. Sanki... Bir şeylere üzülmüş gibiydin."
Elbette ki üzülmüşümdür. Çünkü, muhtemelen okumak istediğim bir aşk romanıyken elimdeki kitap Saya'nın bitkilerle ilgili kitaplarından biriydi. Demek lanet kitap o gün hayatımı kurtarmıştı. Kahkahalarla gülmeye başladığımdaysa Lance bana ters bir bakış attı.
"Çok, çok özür dilerim" demeye çalıştım kahkahalarımın arasından ama kendimi tutamıyordum.
En sonunda kendimi durdurabildiğimde nefes nefeseydim ve Lance gözlerini kısmış bana bakıyordu.
Kahkahalarımı elimden geldiğince bastırdım. Mümkün olduğu kadar ciddileşip, boğazımı temizledim. "Gerçekten çok özür dilerim. Sadece düşündüm de... Yani o gün üzülebileceğim şeyi düşündüm. O yüzden güldüm gerçekten."
"Peki, ne düşünüyor olabilirmişsin?" diye sordu ters bir şekilde.
Ben; içgüdüsel bir şekilde, biri kahkahalar atarken en azından gülümsemeye başlayan o insanlardandım. Ancak Lance kahkahalarımdan azıcık bile etkilenmemiş, tam tersi sinirlenmiş gibi görünüyordu...
Benim de keyfim kaçmıştı. "Bir aşk romanı okumak yerine, Saya'nın otlarla ilgili sıkıcı kitaplarından birini okumak zorunda kaldığımı." diye cevap verdim.
Sonunda dudakları seğirdi. Bakışlarım yine o lanet dudaklarına kaydı ve aklım bambaşka yerlere gitti. Dalga geçer gibi, "Demek bir aşk romanı okumak istiyordun..." demesiyle kafamdaki düşüncelerden hızla kurtulup kendime geldim.
Kızardım ve bir cevap vermek yerine önüme dönerek, "Sen anlatıyordun." dedim.
Hafifçe kıkırdadı. "Peki, madem seni bir şeylere ikna etmem gerekiyor, o halde bölmeden dinle."
"O gün seni öldüremedim. Neden bilmiyorum ama tereddüt ettim. Ben hiç tereddüt etmem Eva, hatta düşünmem bile. Belki de sebebi gözlerindi."
Kahretsin! Yine güldüm.
Lanet kitap ve başıma sürekli bela olan gözlerim hayatımı mı kurtarmıştı? Aslında çokta komik olduğundan değil de sinirlerim bozulduğundan gülüyordum.
Hatta bana, hayretle ciddi olamazsın der gibi baktığını görünce öncekinden daha çok güldüm...
Mükemmelliğin dengeli sureti ağzı açık kalmış ve panik halinde gibiydi. Dağılmıştı sanki. Kendisine gülünmesine kesinlikle alışkın değildi. Benim içinse bana gülünmesi, günlük bir rutin gibiydi.
Durmayı deniyordum ama kendime engel olamıyordum. Zamansız bir şekilde kahkahaların, daha fazla kahkahayı tetiklediği o anlardan birini yaşıyordum.
Yavaş yavaş kendime gelmeye başladığımda, gerçek tokat gibi yüzüme çarptı. Ne yapıyordum ben? Lance gibi birine gülemezdiniz. Aklınızdan onunla ilgili komik bir şey geçirdiğinizi düşündüğü an, son nefesinizi veriyor olurdunuz. Buna kesinlikle alışık değildi ve onu çok ama çok kızdırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)
FantasyKitap +18 içeriklidir ve yetişkinler içindir. Ölümsüzlerin hâkim olduğu acımasız Avesta topraklarında, insanların çok fazla seçeneği yoktu. Ya açlık ve sefalet içinde yaşayacaklardı, ya da özgürlüklerinden vazgeçip köle olmak zorundalardı. Bu yeni d...