1.0

334 32 27
                                    

Taehyung mezarlığa vardığında üzerine giydiği bol pantolonun cebine sıkıştırdığı bıçağı tekrar kontrol etti.

Ne olursa olsun Chichi'yi öldürmekte kararlıydı. Hayatında bir kez olsun korkmadan bir şey yapacağı için de gururluydu.

Mezarlığın ortasına doğru ilerleyip beklemeye başladı. Telefonunu çıkarıp mesaj yazacakken arkasından gelen tanıdık sesi duyduğunda yerinde kaskatı kesilmişti.

"Taehyung!"

Arkasını yavaşça döndü ve görebileceği son kişiyle karşı karşıya geldi.

"Ben Chichi. Yoksa terk ettiğin sevgilin Jisoo mu demeliyim?"

"S...sen n...nasıl? Ölmüştün? Nasıl?"

"Sende öldün Taehyung. Hastane odasında ki kalp cihazının neden düz çizgi gösterdiğini anlamadın mı?"

Taehyung şaşkınca ve korkak bir biçimde ona bakıyordu. Her şeyden çok sevdiği ve geri dönmesi için her şeyi verebileceği kız şu an karşısında duruyordu. Neler olduğunu hala anlayabilmiş değildi.

"Burası neresi? Ve sen neden, yani biz neden burdayız?"

Jisoo ufak bir kıkırtı bıraktı ortaya. Daha sonra sevdiği adama döndü.

"Burası benim dünyam Taehyung. Ruhların dünyası. Sen de artık buranın bir parçasısın. Ve şu da senin mezarın."

Taehyung gösterdiği yere döndüğünde gerçekten adının yazılı olduğu bir mezar vardı.

"Bu nasıl oldu?"

"Beni hala sevdiğini ve yanında istediğini söylemiştin. Bak işte beraberiz."

Jisoo, parmak ucuna çıkarak Taehyung'un dudağına minik bir buse bıraktı. Taehyungsa sevdiği kıza kavuşmanın sevincini yaşamak ve şu an bulunduğu duruma şaşırmak arasında kalmıştı. Jisoo onun bu halini fark etmiş gibi açıklama yapmaya başladı.

"Ben öldüğümde ruhum bedenimden çıktı ve buraya geldim. Ait olduğum yere."

"Bana neden gizli biri olarak yazdın?"

"Sonuçta ölmüş birinin sana yazabileceğine inanmazdın. Ruh olduktan sonra sürekli seni izledim. Kabus görüyordun. Üzgünüm sebebi bendim. Ama beni unutmanı istemedim. Kanser olduğum için çok az bir zamanımın kaldığını öğrendiğimde sana söylemek istemedim. Neler olabileceğini tahmin ediyordum. Tabi beni terk edeceğini düşünmemiştim."

Jisoo acı bir gülümsemeyle Taehyung'a baktı. Taehyungsa pişman gözlerle Jisoo'yu dinliyordu.

"Üzülmeni istemediğim için söylemedim. Ama sen hastane kayıtlarına bakarken öğrenmişsin. Benden ayrıldığında da zaten az olan ömrümün, sürekli ağlayıp üzüldüğüm için bağışıklığımın daha da zayıflamasına sebep oldum. Bu yüzden sadece süreci kısaltmış oldu bu olay. Benden duymanı isterdim hastalığımı. Her neyse."

"Peki ben nasıl öldüm ve sen benimle nasıl konuştun?"

"Biz ruhlar buraya ilk geldiğimizde istediğimiz bir dileği gerçekleştirebiliyoruz. Geldiğim zaman kimseyle konuşmadım. Tabi bu olay benim için bu kadar garip değildi. Sen bir anda geldiğin için şaşırdın belki ama buraya çok çabuk alıştım ben.

Ve burada ilk tanıştığım kişi herkesi kontrol etmekle görevli olan Ji-eundu. Hatta onunla senin hakkında konuştum. Ve bana bunu yapabileceğimi söyledi. Yani seni ruhların dünyasına alabileceğimi söyledi. Ama beni hala sevip sevmediğinden emin olmam gerekiyordu."

"Yani sen beni hala seviyor musun? Yaptığım şeylere rağmen. Yani korkak olmama rağmen?"

Jisoo gülümsedi ve Taehyung'un ellerini tuttu.

"Seni seviyorum.

Korkak olsan bile,

beni terk etmiş olsan bile

ve beni bu yaptıklarım için suçlasan bile."

Daha sonra Jisoo'yu kendine çekerek dudaklarını kendininkiyle birleştirdi.

Bu öpücük onlar için normal bir öpücük değildi.

Birlikte korkularını yenmek için ve ruhlarını birlikte yaşatmak için verilmiş bir öpücüktü.

Birlikte korkularını yenmek için ve ruhlarını birlikte yaşatmak için verilmiş bir öpücüktü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve bu kitapta bittiii

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve bu kitapta bittiii

Öncelikle kitapla ilgili düşüncelerinizi alayımm:

Ve ikinci olarak son kısımda Jisoo'nun ruhlar dünyası olarak bahsettiği yer bir nevi cennet cehennem diyebiliriz tabi burda daha kurgusal bir terim olarak kullandım

Jisoo'nun dilek olarak bahsettiği ise Taehyung'a bir ruh şeklinde musallat olması diyebiliriz.

Taehyung'un ölmesi ise tamamen paranormal bir olay Jisoo'nun bir ruh olması ve ona bulaşması ise yine aynı şekilde paranormal bir olay bir yandan da Taehyung'un zihniyle oynama şekli

Belki Taehyung korkmuş yaptığı yanlıştı affetmemesi gerekirdi diyebilirsiniz bir yandan haklısınız da

Ama herkes aynı değildir. Pişmanım diyip yapmaya devam eden ve gerçekten pişman olan kişiler vardır. Taehyung'un gerçekten pişman olduğunu anlamanız için araya sıkıştırdığım soru ve bazı kısımlar vardı

Her neyse bu bölüm finaldi ve yazdığım ilk texting şeklinde kitaptı. Beni destekleyenlere de teşekkür ederimm<3

Truth or Dare Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin