Büyük bir sıkıntiyla uyaniyorum yeni bir güne. Aslinda yeni bir gün sayılmaz. Çünkü her günüm ayni geçiyor. Sabah 06.00 da kalkmak ölüm gibi resmen yatakla konuşuyorum " Ecmel lütfen biraz daha yat " diye bağırıyor yalvarircasina.Ama kalkmam lazim yoksa okula geç kalıcam. Adım çok değişik değil mi? Evet. Güzelliğim anneme çektiği için babam adimi Ecmel koymuş. Çok güzel demek, annem gibi. Anneme çok benziyorum onun gibi kumral, dalgalı saçlarım var. Gözlerim ise kahverengi. Uzun boylu sayilirim. Cok uzun olmasamda uzun iste. Guzel bir fizigim var. Bu konuda da anneme benziyorum.
Biraz daha oyalanırsam okula kesin geç kalacağım. Hemen banyoya gidip duş aldım. Saçlarımı kurulayıp at kuyruğu yaptım. Açık bırakmayı istiyorum ama Mehmet ile uğraşamam. Mehmet bizim müdür yardımcısı. Çok gıcık herşeye karışıyor. Kiyafete ,saça... Okul kıyafetleri allahtan rahat da o konuda çok sıkıntı olmuyor. Beyaz lakos, siyah pantolon tamamdir. Çantami da hazırlayıp mutfağa indim. Annem kahvaltımı hazirlayip gitmiş babamla. Onlar benden erken çıkıyorlar ama çıkmadan önce kahvaltımı hazırlıyorlar her sabah. Canım annem ya onu çok seviyorum. Annem hemşire. Babam ise ozel bir sirketin urunlerini tanıtiyor. Hastanede tanişmışlar. Cok komik hikayeleri var bir ara anlatirim. Şimdi cok mutlular. Birbirlerinin gozlerine cok guzel bakiyorlar. Bunlari düşünürken birden eski günler geldi aklıma. Ben de muytluydum ama dedigim gibi mutluydum yani eskiden oyleydi.
Neyse bu kotu düşüncelerden sıyrılıp çantamı aldım ve siyah zımbalı botlarimi giyip evden çıktım. Okul ile ev arasinda yirmi dakikalik bir mesafe olduğu için yürümeyi tercih ediyorum. Beyaz kulakliklarimi takıp yürümeye koyuldum. Yine herzaman ki gibi Sancak tan bir parça açtim. Bu ara Sancak' ın şarkıları resmen beni yansıtıyor. Okuldan içeri girecekken birden arkadan birisi sarildi. Küçük bir çığlık attım. Şarkıya o kadar dalmışım ki korktum. Hemen arkami döndüm ki Bengisu' nun gülen gözleriyle karşılaştim. Manyak bu kız beni korkutmaktan zevk aliyor resmen. Bengisu benim en yakin arkadasim, delidolu bir kizdir. Arada sakarliklari falan var ama idare ediyoruz iste. "Besu kaç kere soyleyecegim sana bana boyle sakalar yapma diye" dedim sinirle. Çığlığım kucuk capli cikmis olsa da bahçedekilerin çoğu bize bakip gülüyordu ve bu beni sinirlendirmişti.
"Ya Ecmel bir kere de korkma" deyip pis pis sırıttı. Allahtan zil çaldı da içeri girmek zorunda kaldik yoksa benden çekecegi vardi. Gerçi kıyamıyorum ki bu deliye. Çok seviyorum onu herzaman yanimda oldu ve de hep yanimda o kardeslerin birtanesi belki kardeşim olsa onu bu kadar sevemezdim. Tabi ben ona belli etmiyorum. Tahmin ediyordur ama. Bengisu' ya ben kısaca Besu diyorum oyle daha guzel geliyor bana hem soylemesi de daha kolay uzun uzun Ben-gi-su diyene kadar tek seferde Besu diyorum bu da iki hece ama en azindan soylemesi kolay oluyor. Sinafa girdik. Öğretmen masasinin en arka sirasinda oturuyorum. Tabi ki Besu'yla birlikte. Beni asla birakmaz. Sevdigim cocuktan kiskanirdi beni onu cok dusundugum icin . "o" ahh yine aklima geldi. Hocanin gelmesiyle sıyrıldim bu düşünceden unutmaya calisiyorum ama olmuyor iste. Ders kimya. Kimyayi seviyorum bana eğlenceli bir ders geliyor. 12. Sinif oldugumuz icin zaten rahat geciyordu dersler ama bu gunden itibaren sinava on gün kaldiği icin hoca ders işlemedi. Çok stres yapiyorum. Bu sinav beni cok zorlayacak. Ders çalisan bir ogrenciyim, caliskanim ,hocalarin sevdigi ogrenci modeliyim. Kisacasi ineklik var biraz. Lafimi esirgemem ama hocalar pek birsey demiyorlar, gormezden geliyorlar. Acaba sinav nasil gececek? Kolay olurmu ki? Uyku bile uyuyamiyorum ruyalarim sinavlarla, testlerle... Geçip gidiyor iste. Çalistim karşiliğini alırim herhalde diye dusunurken Besu'nun dürtmesiyle kendime geldim." Onu mu dusunuyorsun?" dedi. Kızarak "Hayirr" dedim bastira bastira. "Onu mu dusunuyorsun" sorusundaki "O" şahsı benim hoşlandiğim çocuk. Adı Okan. Çocuğa karsi hissettigim duygular cok farkli ve guzeldi ama... Yaklasik iki ay once karar verdim gidip soyleyecektim icimdekileri ama olmadi. Okan ile ayni dershaneye gidiyorum. O mezunlardan. Besu' nun da verdiği gazla gidip soyleyecektim. Soyle kurtul dedi bana. Gercekten soyleyince kurtulunuyor mu diye dusundum. Belki de en dogrusu buydu. Soyleyecegim gun iki soke birden yasadim. Once Arda'nin kuzeni oldugunu ogrendim. Arda ile ayni siniftayiz dershanede. Arkadasim saniyordum ama onun niyeti farkliymis. En sinir oldugum sey zaten arkadasim dedigim insanin beni seviyor olmasi. Madem seveceksin peki neden arkadas gibi davraniyorsun degil mi? Her neyse Okan'i seviyordum ve her ne olursa olsun soyleyecektim. Arda' yi hice saydim ama sevgilisi oldugunu ogrenene kadar. Okan' in yanina giderken Gulcin durdurdu beni. " sana bomba haberlerim var" dedi. " simdi bir isim var sonra anlatirsin" dedim. Ama Gulcin birsey anlatacagim dediyse imkani yok kurtulamazsiniz. Kizda muthis bir dedikodu potansiyeli var. Resmen muhtar gibi herseyi biliyor. "Ecmel sadece iki dakika" dedi. Biran once basimdan gitmesini istedigim icin "sadece iki dakika " dedim. Basiyla onaylayip, guldu. " olaya direk daliyorum o zaman. Hani su mezunlarda Okan varya iste o bizim okuldan Merve ile cikiyormus hatta birbirlerini cok seviyorlarmis. Kendi aralarinda da yuzuk takacaklarmis..." o konusmaya devam ederken ben artik hicbirsey anlamiyordum. Beynimin algilama islemi tamamen durmustu. Duyduklarimi sindirmeye calisyordum. Gozyaslarimla savas icine girdim. Simdi degil hayir simdi degil. Arkami donup sinifa dogru kosmaya basladim. Gülçin arkamdan sasirarak "Ecmel ne oldu kuzum nereyee?" diye bagirdi ama ben onu duymamazliktan gelip cantami aldigim gibi eve gitmistim. İste meshur sahis Okan da bu. Hala seviyor muyum bilmiyorum ama tam olarak unutamadigim kesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitmek mi Kalmak mı
Teen FictionBen 17 yasindayim. Kurguladigim bu hikayeyi sizinle de paylasmak istedim. Asil amac "Gitmek mi kolay kalmak mi" bunu anlatmak istiyorum aslinda ikisi de zordur degil mi? Bakalim gidene mi kolay olacak yoksa kalana mi ya da ikisine de zor mu olacak...