4

585 100 43
                                    

Gözlerimi yanağımda hissettiğim baskıyla açtığımda Lia'nın gözleriyle karşılaşmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi yanağımda hissettiğim baskıyla açtığımda Lia'nın gözleriyle karşılaşmıştım. Anlık gerilsemde sahte bir gülümsemeyle "Günaydın" dedim. Dudağıma kısa bir öpücük kondurup "Günaydın" dediğinde midemin bulandığını hissediyordum.

Her sabah beni bu şekilde uyandırıyordu ancak hala alışamamıştım. Alışacağımı da düşünmüyordum.

Lia kafasını göğsüme koyup kollarını bana sardığında elimi saçına çıkarttım. Cidden Oscar'ı hakediyordum. Şu bir kaç gündür kendimi o kadar yapmacık hissediyordum ki. Ben,ben değildim.

"Bugün bir şeyler yapalım?"

"Ne gibi şeyler?"

"Bilmiyorum işte gezelim. Birlikte bi şeyler yapalım."

"Olur yapalım."

Lia kafasını göğsümden kaldırıp yüzüme baktı. "Hem ben seni özledim bu geceyi de güzel geçirelim." Lia beklentiyle yüzüme baktığında gülümsemekle yetindim. Kalbim bir anlığına çok hızlı atmıştı ,korkudan.

Evlendiğimiz gece bile içkisine uyku ilacı katmıştım. Kıyafetlerimizi de etrafa saçıp sabah sevişmişiz gibi göstermiştim. Sarhoş olduğu için de inanmıştı.Onunla sevişme düşüncesi bile beni korkutuyordu. Lia güzel bir kadındı ancak benim için bir önemi yoktu.

Lia benden ayrılıp makyaj masasına oturdu. Gerçekten üşenmeden her sabah nasıl makyaj yapıyordu anlamıyordum. Ona yandan bir bakış atıp yataktan kalkarak kapıya yöneldim. Odadan çıktığımda merdivenleri inmeye koyuldum. Haruto'nun kalın sesi kulaklarıma geliyordu.

"Onu getirmeyeceğim Junghwan siktir git."

Salona giriş yaptığımda maalesef sadece Haruto burdaydı. Yüzümü ekşiltip ona olan en uzak koltuğa geçtim.Ondan cidden hazetmiyordum. Kendini beğenmiş egoistin tekiydi. Tamam etkilenecek bir cazibesi vardı ancak insanı sinir ediyordu. Dün dediği şeyi biraz düşünmüş ardından onunla alakası olmadığına kanaat getirmiştim. Kim olsa heyecanlanırdım ya da sadece kendimi kandırıyordum.

Haruto telefonu kapatıp yüzüme bile bakmadan salondan çıkmıştı. Bana bir şey demediği için tanrıya şükürler ediyordum. Sesini duymaya bile tahammülüm yoktu.

Bir kaç saat sonra kahvaltı sofrası kurulmuş Haruto dışında herkes masaya oturmuştu. Kimseden ses çıkmıyordu,çok sıkıcıydılar.

"Junkyu yarın akşam aileni yemeğe çağıracağım. Her hangi bir programın var mı?" Bay Watanabe ortamda ki sessizliği bozup konuştuğunda zorla gülümsedim. Sanki işim gücüm ya da çevrem vardı. "Hayır yok,çağırabilirsiniz."

forbidden | harukyu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin